Arama

İstanbul'un yedi kulesi ve ilginç öyküleri

Asırlar öncesine dayanan tarihi ile İstanbul, birbirinden farklı birçok yapının da ev sahibi oldu. Bu gözde şehrin dört bir yanına inşa edilen kuleler kimi zaman bir yangının habercisi, kimi zaman salgın hastalıklarda karantina bölgesi, kimi zamansa bir suikastın en büyük tanığıydı… Birbirinden ilginç öyküleriyle İstanbul'un yedi kulesini sizler için derledik.

  • 1
  • 19
YANGININ HABERCİSİ: BEYAZIT KULESİ
YANGININ HABERCİSİ: BEYAZIT KULESİ

Günümüzde, İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt kampüsünde bulunan kule, aslında 1749'da şehirde sık sık çıkan ve ahşap konakları küle çeviren yangınları haber vermek için yapıldı.

Başta ahşap olarak inşa edilen kule 1756'daki Cibali yangınında ve 1826'daki yeniçeri ayaklanmasında zarar görünce, iki yıl sonra Sultan II. Mahmut zamanında Senekerim Balyan'a kâgir olarak yeniden yaptırıldı.

İstanbul'un meşhur yangınları, bu kuleden gündüz sarkıtılan sepetlerle, gece ise fener yakılarak haber verilirdi.

  • 2
  • 19
“AĞA BİR ÇOCUĞUN OLDU…”
“AĞA BİR ÇOCUĞUN OLDU…”

Beyazıt Kulesi'nden işaretleri gören İcadiye Kulesi top atışı yaparak yangını bütün İstanbul'a duyururdu. Top sesini duyan İstanbullular yangının semtini öğrenmek için "köşklü" denilen yangın gözcülerini beklerdi.

Kulenin geleneklerine göre, yangını gören nöbetteki köşklü, "Ağa! Bir çocuğun oldu" derdi. Ağa "Kız mı, oğlan mı?" diye sorardı. Anadolu Yakası, Beyoğlu ve Boğaz'ın Rumeli yakası yangınlar "kız", tarihi İstanbul yarımadası içinde çıkan yangınlar ise "oğlan" olarak anılırdı. Haberi alan ağa hemen kalkar, dolaptan bir çanak maytap çıkarıp yakarak İcadiye Kulesi'ne haber verir ve İcadiye'den yedi pare top atılarak yangın tüm ahaliye ilan edilirdi.

Beyazıt Kulesi, Cumhuriyet döneminde yangın bildirmek ve meteoroloji tahminlerinin duyurulması için kullanıldı. Kule yeşilse ertesi günün yağmurlu, kırmızıysa karlı, sarıysa sisli, maviyse havanın açık olacağını müjdeledi. 1995'te son verilen bu uygulamaya 2010'den itibaren yeniden başlandı. Kule 2013'te müzeye dönüştürüldü.

  • 3
  • 19
İSTANBUL’UN BEKÇİSİ: GALATA KULESİ
İSTANBUL’UN BEKÇİSİ: GALATA KULESİ

Dünyanın en eski kulelerinden Galata Kulesi'nin kesin yapılış tarihi bilinmese de, kulenin 507'de İmparator Justinianos'un veya 528'de Anastasios'un "fener kulesi" olarak yaptırıldığı tahmin ediliyor.

Bizanslıların Büyük Kule diye andığı Galata, 1204'deki 4'üncü Haçlı Seferi'nde tahrip edilince 1348'de yığma taşlar kullanılarak tekrar yapıldı. Yeniden inşa edildiği yıllarda, "İsa Kulesi" olarak da anılan yapının yeni mimarları Cenevizlilerdi.

  • 4
  • 19
HAPİSHANEDEN RASATHANEYE…
HAPİSHANEDEN RASATHANEYE…

İstanbul'un fethi ile Osmanlı'nın eline geçtikten sonra 1509 depreminde büyük hasar gören kule, devrin ünlü mimarı Hayrettin tarafından onarıldı.

16'ıncı yüzyılda Kanuni döneminde Kasımpaşa tersanelerinde çalıştırılan Hıristiyan esirler için hapishane olarak kullanıldı. Ardından Sultan III. Murat'ın izniyle burada müneccim Takiyüddin tarafından bir rasathane kuruldu.

  • 5
  • 19
HEZARFEN GÖKYÜZÜNE BU KULEDEN SÜZÜLDÜ
HEZARFEN GÖKYÜZÜNE BU KULEDEN SÜZÜLDÜ

Tarihler 17'inci yüzyılın ilk yarısını gösterdiğinde Hezarfen Ahmet Çelebi, Okmeydanı'nda rüzgârları kollayıp talimlerini bitirip bu kuleyi gözüne kestirmişti.

Hezarfen, 1638'de ahşaptan yaptırdığı kartal kanatlarını sırtına takıp Galata'dan atladığında herkesin yüreği ağzındaydı. Hezarfen'in Boğaz'ı geçerek Üsküdar'a konduğu bu zarif süzülüş, Avrupa'da da büyük ilgi görmüş; İngiltere'de bu uçuşu anlatan gravürler yapılmıştı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN