Deprem sonrasında gelecek kaygısı ile nasıl mücadele edilir?
Ülkemizde yaşanan depremler, milletimizi büyük bir üzüntüye ve yasa gark etti. Birçok kişi depremlerde yuvasını, yakınlarını yitirdi. Bu yıkım, depremzedelerin yalnızca bedenlerinde değil, ruhlarında da derin yaralar açarak insanları deprem korkusu ve bu korkunun oluşturduğu gelecek kaygısı ile mücadele etmek zorunda bıraktı. Peki, deprem sonrasında gelecek kaygısı ile nasıl mücadele edilir?
🔶 Kahramanmaraş'ta gerçekleşen ve 10 ili etkileyen depremlerin ardından, bir de Hatay'da hissedilen 6.4 büyüklüğündeki deprem ve artçıları son iki haftadır ülkemizin ana gündemini oluşturdu.
🔶 Bu kısa süreçte kimileri yakınlarını, yaşadıkları evleri, kurulu düzenlerini yitirerek büyük acılar yaşadılar. Yalnızca depremi yaşayanların değil, ekran başında günlerce depremle ilgili haberleri, görüntüleri izleyen veya maruz kalanların da günlerinin büyük bir kısmı depremi düşünerek geçti. Tüm bu yaşananlar insanların ruhlarında derin yaralar açtı.
🔶 Deprem sonrasında en çok hissedilen duygular; suçluluk, çaresizlik ve gelecek kaygısıdır. Ülke olarak bir travma içerisindeyiz. Peki travmanın nedenleri nedir? Travma oluşturan olayın içinde bulunmanız, yakınlarınızın olması, maruz kaldığımız sesler ve görüntüler travmayı etkileyen önemli faktörlerdir.
🔶 Deprem travması, tek bir kentte deprem gerçekleştiğinde hissedilebildiği gibi, ülkenin 10 ilini kapsayan hemen hemen herkesin arkadaşının, yakınının olduğu büyük bir bölgede gerçekleştiğinde de hissedilebilir.
🔶 Depremin üzerinden iki hafta geçmesine rağmen hala ilk defa yaşıyormuş gibi hissedilen bir şeydir, travma... Travmayı, acıyı atlatmak için 15 gün azımsanamayacak bir süredir. Böyle durumlarda hissedilmesi en normal duygulardan biri kaygı ve ona eşlik eden tepkilerdir.
🔶 Ülkemizin böyle acı bir durumu yaşaması, toplumun bütün katmanlarını etkileyebilecek nitelikte bir travmanın yaşanması durumunda hissetmiş olduğumuz "kaygı", anlık düzeyi ne olursa olsun doğaldır.
Deprem kuşağında Müslüman olmak
Kaygını belirtileri nelerdir?
◾ Sese ya da herhangi bir harekete karşı aşırı tepkisel davranmak.
◾ Aşırı derecede kalp çarpıntısı. (Ama bu merdiven çıktığında ya da hoşlandığımız birini gördüğümüzdeki gibi değil, nedensiz.)
◾ Avuç içlerinin terlemesi, vücutta titreme görülmesi.
◾ Mide, sırt, boyun, baş ve kas ağrıları gibi somatik belirtiler olabilir.
Somatik nedir?
Bedenle ilgili olan, bedensel.
🔶 VAV TV'de yayınlanan "Kendini Bilmek" programında bu hafta "gelecek kaygısı" konusu ele alındı. Programın konukları, Klinik Psikolog Özge Dayıoğlu ve Uzman Psikolojik Danışman Mehmet Konuk oldu.
Uzm. Psikolojik Danışman Mehmet Konuk kaygının ortaya çıkma şekilleri hakkında şu cümleleri sarf etti:
"Kaygıyı her birey psikolojik ve bilişsel olarak da farkı yansıtabilir. Öfkelenebilir, hiç öfkelenmeyebilir. Kaygı oluşturan olayla ilgili her detayı anlatabilir, hiç anlatmayabilir. Bu iki uç tepki de kaygı tepkisidir. Depremi anlatan bir bireyin araya espriler sıkıştırması da kaygıdandır, sürekli gözyaşı dökmesi de. Bütün bunların tamamı şu süreçte normaldir. Bu durum, eğer deprem bölgesinde yaşanmışsa süreç 3-4 aya kadar çıkabilir. Fakat depreme dışarıdan şahit olmuş insanlar için ise 1- 2 ay olmalıdır."