Arama

Doğal afetler çocuklara nasıl anlatılmalı?

Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan depremlerde yüreğimizde kapanmayacak yaralar açıldı. Asrın felaketi ülkemizde, dünyada herkesi yasa boğdu. Yaşanan acı, büyük küçük herkesin kalbinde bir sızı olarak kalacak... Peki böylesine büyük yıkımlarla sonuçlanan doğal afetleri çocuklarımıza nasıl izah edebiliriz? En az yarayı almaları için neler yapabiliriz?

🔹 Asrın afeti malesef yine en çok çocukları etkiliyor. Buradaki önemli nokta, doğal afetlerle yüzleşmelerini nasıl sağlayacağımız konusunda önce kendimizi bilinçlendirmekten geçiyor. Çocuğa depremin nasıl anlatılması gerektiği, yaş dönemine göre (somut ve soyut işlemleme dönemlerine göre) değişiklik gösteriyor.

🔹 Çocuklar paniklediğinde ebeveynlerine yaklaşırlar. Bu durum güven ihtiyaçlarının eksildiği ve bunu tamamlamaya çalıştıklarının göstergesidir. Ekranlarda yıkılan binaları gören, yaralılardan ve ölenlerden bahsedildiğini duyan okul öncesi yaştaki çocuklar bunları anlamlandırabilecek bilişsel yetiye henüz sahip değildir. Şunu bilmek gerekir ki; deprem, ölüm, kurban kesimi, boşanma gibi soyut olgular 6 yaş öncesi çocukların tek başlarına anlamlandıramayacağı özelliktedir.

🔹 VAV TV'de "Depremin çocuklar üzerindeki etkileri" üzerine konuşan Klinik Psikolog Müjde Yahşi, konuyu şöyle açıkladı: "Çocuklara depremi anlatmak gerçekten kolay değil. Özellikle biz bu korkuyu kendimiz de yaşadığımız için kontrol etmekte zorlandığımız o duygularla baş ederken panikleyebiliyoruz. O panikle birlikte aslında çocuğa anlatmayı da unutabiliyoruz. Ama gerçekten anlatmak gerekiyor. Çünkü anne, baba şöyle zannedebiliyor: 'İşte deprem yani neyini anlatayım, zaten yaşıyoruz, içindeyiz, bunun anlatılacak kısmı mı var? İşte sallanıyor, bina sallanıyor.' gibi düşünebiliyorlar. Ama siz paniklediğinizde çocuk da bir şeylerin ters gittiğini algılıyor ve ona da sizdeki panik hâli bulaşıyor."

Deprem sonrasında psikolojik destek nasıl sağlanır?

🔹 Çocukların zihninde izlediklerinden ve gördüklerinden akıllarında "acaba burada da olur mu, aynı şekilde binalar yıkılır mı" soruları oluşur. Bu gayet normaldir. Yetişkinler de bu duyguları yaşar. Yani anne, babanın duygu durumuyla, çocukların duygu durumu birbirinden bağımsız olamaz. Burada aslında "depremin ne olduğunu ve nasıl gerçekleştiğini" çocuğun zihnine yerleştirmeliyiz. 6 yaş öncesi dönemde çocuklara soyut olayları metaforlar, oyunlar ve oyuncaklar aracılığıyla somutlaştırarak anlatmak gerekir.

🔹 Çocuğun anlama ihtiyacını doğru biçimde karşılamak, onların yaşadıkları durumu zihin dünyalarına doğru şekilde yerleştirmelerini sağlar. Psikolog Müjde Yahşi, "Depremi yaşamayanlar için söylüyorum, illa bir oyuncak, bir şeyler vardır. Üst üste dizsin. Bak! Bizim bu gördüğümüz yerin bir de alt kısmı var. Bu yerin alt kısmında da böyle bir sürü, bir sürü kocaman kayalar var, dev kayalar var. Bunlar böyle yan yana, bitişik duruyorlar ama zamanla ne oluyorlar? Eskimeye başlıyor, güçlerini yitirmeye başlayabiliyorlar. Erimeye, ufalanmaya başlayabiliyorlar. Her ufalandığında, orada taşlar yerinden birazcık kayma yapabiliyor. Her kayma da (oyuncakları tek tek gösterirken) yukarıda biz sallantı hissediyoruz. Bazen biraz daha büyük parçalar koparken fazla sallanıyoruz. Sadece sallanmak aslında, deprem. Bizi korkutuyor olabilir ama biz güvendeyiz. Burada önemli olan binamızın güvenli ve sağlam olması." sözleriyle depremin çocuklara nasıl anlatılabileceğini aktardı.

Yeniden başlamak

🔹 Depremle ilgili yapılabilecek somut eylemlerden biri de depremzedelere yardımda bulunmak için harekete geçmektir. Maddi yardımlarda çocuklara bunu doğru anlattığınız takdirde onlar da kumbaralarındaki paralarını ve oyuncaklarını afet bölgesindeki depremzede çocuklarla paylaşmak isteyeceklerdir.

🔹 Bunun dışında deprem gerçeğini yok saymadan, ailece oradakilere dua ederek de çocuğun bu durumu anlamasına katkıda bulunulabilir.

🔹 Afet durumlarında çocuğun kendini regüle etmesine fırsat vermek, kendi kendini rahatlatması, duygularını yatıştırmasına izin vermek gerekir. Depremi yaşayan ebeveynlerin durumunu tasvir eden Yahşi, depremi çocuklara anlatmanın önemini:

Deprem bölgesindeyseniz zaten canınızla uğraşıyorsunuz. Bunun gerçekten zor bir durum olduğunu söyledik ama bir de çocuk tarafından baktığımızda o çocuk da durumla baş etmeye çalışıyor. Bu zor durumda korkuyor. Zaten bir anda uykusunun arasında, belki uyanmadan depreme yakalanıyor. Anne, çocuğu kucağına aldığı gibi aşağıya götürdü, çıktılar ve hâla dışarıdalar. Yani çocuk en son sıcak yatağında gözünü kapatmıştı. Gözünü açmasıyla sokaklarda, değil mi? Şimdi bu çocuk için zaten yeterli bir travma. İlla sallantı hissetmesine de gerek yok. O yüzden biraz kendimize geldikten, zihnimizi toparladıktan sonra çocuğumuza bir açıklama yapmalıyız. Yani o çocuğun buna ihtiyacı var. İçinde bulunduğumuz durumda fiziksel ihtiyaçlarımız, güvenlik ihtiyaçlarımız var ama duygusal anlamda da özellikle çocuğun o belirsizlik konusunu belirli hale getirip şu an dışarıdayız. Sen uyuyordun; bir deprem oldu, çıktık, dememiz lazım." sözleriyle anlatırken bunun ne şekilde gerçekleşeceğini de şu sözlerle açıkladı:

"Çocuk, deprem ne, derse işte yaşına göre somutlaştırarak oyuncaklarla, ahşap bloklarla, legolarla, bulamıyorsak taşlarla anlatmalıyız. Yerlerdeki kayaları, taşları tutarak Bak! Bu tuttuğum kayaların, taşların aynıları yerin altında da var. Bunlar böyle kıpırdanıyorlar, dökülmeler oluyor. (Ufalanır.) Böyle sallanır, bina da sallandı. Biz de kendimizi korumak için dışarı çıktık. Şu anda bak güvendeyiz. Allah'ın (CC) izniyle bu geçecek. Şu an devletimiz, milletimiz, herkes seferber, herkes uğraşıyor. Baksana herkes bize yardımcı olmaya çalışıyor diyerek çocuğa bunu anlatmalıyız."

Osmanlı zamanında gerçekleşen depremler

🔹 Çocuklara depremi anlatmanın bir başka yolu da öykülerdir. Öykülerin olumlu sonuçlanmasına ve yararlı mesajlar vermesine dikkat etmeliyiz.

🔹 Öyküleştirerek somutlaştırdığımız anlatılarımızda, hayatımızda birçok durumla karşılaşabileceğimizi, depremin de karşılaştığımız olaylardan biri olduğunu anlatarak her zorluktan sonra bir kolaylığın olduğunu, olumsuz durumların süreklilik göstermediğini, o durumun yaşanmaya devam etmediğinin mesajını vermeliyiz.

🔹 Yahşi, "Örneğin, bir çocuk yere düştüğünde, dizi yaralandığında, kan aktığında ne zannediyor? 'Kan kaybından öleceğim.' Yani kan hep akacak, o kan durmayacak ve bu böyle gidecek." sözleriyle çocuğun zihnindeki o sürekliliği sonlandırmamızın önemli olduğundan, çocukların bu netliğe ihtiyacı olduğundan söz etti.

🔹 Deprem travmasını yaşayan çocukların yaptığı resimler birbirine oldukça benzer. Yaralı insanlar, yıkık binalar gibi imgelerle bezenen çizimler aslında bir tür regülasyondur.

🔹 Çocuklar zihinlerinde dolaşan düşünceleri ve imgeleri, çizerek ifade ettiklerinde "iç döküş" yaşarlar. Deprem bölgesinde olan çocuklar kalem, kağıt ile beraber duygularını ifade ederler. Deprem bölgesinde düzenlenecek resim atölyeleri özellikle çocukların içlerini dökmesini ve olumsuz düşüncelerden sıyrılmalarını sağlar.

Deprem sonrası psikolojik sorunlar

🔹 Deprem travmasını yaşayan 12 yaş ve üzeri çocuklarda içe çekilme, odalarına kapanma gibi durumlar gözlenebilir. Çocuklar kabus, korkulu rüyalar görebilir. 12 yaşındaki bir çocuğun da altını ıslattığını, tırnak yediğini, uyku problemleri yaşadığını gözlemleyebilirsiniz.

🔹 Sosyal izolasyon dediğimiz paylaşmama sıkıntıyı içeride yaşama, suskunlaşma gözlenebilir. Genel bir davranış değişikliği gözlemlenebilir. Yani ebeveynin dikkatini çeken, "Çocuğum böyle davranmazdı." dediği bir davranış açığa çıkabilir.

🔹 Herkes travmayı farklı şekilde ve şiddette yaşar. Şok anında herkes yoğun tepkiler verebilir. Belli bir noktadan sonra depremin oluşturduğu olumsuz durumlar iyileştiği için kabullenme ve olumsuz duygularla baş etme süreçleri başlar. Takılı kalıp, çocuk hâla o davranışı sürdürüyor ve durum şiddetleniyorsa o noktada bir uzmandan yardım alınmalıdır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN