Arama

Turgut Cansever'in en önemli projesi: Beyazıt Meydanı

Mimari söylemi ve inşa ettiği yapılarıyla Türkiye'nin mimarlık gündemine önemli katkılar yapmış bir düşünce adamı olan Turgut Cansever, yaklaşık 60 yıllık meslek pratiğinde daima adından söz ettirdi. Farklı yaklaşımları içerisinde barındıran 'Beyazıt Meydanı Yayalaştırma ve Düzenleme Projesi' gerçekleşmiş veya proje boyutunda kalmış eserleri arasında en önemlisiydi.

🔸 Turgut Cansever İstanbul'un farklı muhitlerinde Sadullah Paşa Yalısı'ndan başlayarak yedi tekil ev restorasyonuna imza attı. Bunlar; Çürüksulu Yalısı ya da Muharrem Nuri Birgi Evi Restorasyonu, Tollu Evi Restorasyonu, Caner - Zerrin Şaka Evi Restorasyonu, Güner - Haydar Akın Evi Restorasyonu, Hadi Bey Yalısı Restitüsyonu ve Restorasyonu , Recep Sefer Evi Restorasyonu'dur.

🔸 Cansever için restorasyon sadece maddi ve teknik bir mesele değildi. O bütün bu yapılarda, "restorasyon" ile "yeni" eser arasında, yaklaşım bakımından fark gözetmez, her iki durumda da eserlerini, geçmiş - bugün - gelecek arasındaki iletişimle, süreç bilgisiyle idrak ve inşa ederdi.

Turgut Cansever'e göre "İslam'da Şehir ve Mimari"

🔸 İlk mimari uygulama işi olan Sadullah Paşa Yalısı restorasyonu için Turgut Cansever şu sözleri söylemişti:

"İnsanın bütün dünyaya açık olma hakkına ait asli İslâmî inancına tekabül eden Türk ev planı şemasının en gelişmiş biçimini tekrar vücuda getirmiş olduk. Sadullah Paşa Yalısı tarihte oluşturulmuş bir çözümün, gerçek büyük güzelliğini bana hissetme imkânı verdi."

🔸 Bundan 21 yıl sonra gerçekleştirdiği ve Ağahan Mimarlık Ödülü aldığı Bodrum'daki Ahmet Ertegün Evi restorasyonunda ise mimarlıkta maddenin üzerine düşünmek birinci meselesiydi. Bir restorasyondan öte mekanın ve maddenin yeniden kuruluşu, bahçeyle bütünleşen iç mekanlar ve dış yüzeydeki beyaza boyalı kabarık görüntü Bodrum koyunda bir tül etkisi oluşturan tezyin ögesiydi.

Müslüman coğrafyalardan dünyaya yayılan İslam mimarisi

🔸 1958 ve 1961 yılları arasında çalıştığı, farklı projelerinde kullandığı estetik ve manevi unsurların birçoğunu içerisinde barındıran bir proje olarak, Turgut Cansever'in Beyazıt Meydanı Yayalaştırma ve Düzenleme Projesi onun en önemli projesiydi. Bu proje özellikle dört açıdan büyük bir önem teşkil ediyordu.

🔸 Birincisi; Cansever'in bir fikir olarak "mekana" yüklediği anlamı ve bu yöndeki çözümlemelerini en iyi yansıtan projesiydi.
İkincisi; Mimarinin geçmiş - bugün - gelecek sürekliliğini sağlayan Türkiye'deki ilk ve neredeyse tek "meydan" projesiydi.
Üçüncüsü ise Türkiye'de düşünce - tasarım - uygulama ile söylem ve eleştiri tavırların okunabileceği nadir ve ibretlik "mekân öykülerinden" biri olmasıydı. Dördüncü ve son olarak ise bu proje; mekanın ve tarihin madde ile anlamlı bir ilişkiye sokulduğu "İstanbul'un kalbinde" yer alan bir "tasarım"dı.

Turgut Cansever'in penceresinden Osmanlı şehri

🔸 Cansever Beyazıt Meydanı ile ilgili birçok yazı ve rapor kaleme almış, konuşmalar yapmıştı. 1991'de, 71 yaşında iken yaptığı bir söyleşide konuşan mimar da; 1961'de, 41 yaşında iken belediyedeki bir tetkik toplantısında konuşan mimar da aynı kişiydi.

🔸 Bu 40 yıllık zaman diliminde Cansever'in Beyazıt Meydanı söylemi de eylemi de değişmemişti. Yani onun söylemi ile eylemi arasındaki tutarlılığı zamansal olarak da görebilmek mümkündü.

İslam mimarisinin Avrupa'daki izleri

🔸 Turgut Cansever, 1961 yılındaki "Beyazıt Meydanı Projelerini Tetkik Toplantısı Zabtı"nda meydanı şöyle tanımlıyordu:

"Beyazıt Meydanı'nın hakiki hüviyeti fetihten sonra bugünkü Üniversitenin bulunduğu yerde Fatih'in ilk sarayını ve saray surunu inşa etmesi ve II. Beyazıt devrinde cami, medrese ve hamamdan müteşekkil külliyenin inşası ile vücut bulmuştur. Bu şehir parçası, Bizans kültür çağı içinde Boğa (Taurus) Forumu ismi altında şehrin çok mühim bir buluşma yeri idi. Fatih'in Eski Sarayı inşa ettirmesiyle ve Beyazıt külliyesinin ilavesiyle ortaya çıkan meydan, bütün tarih boyunca mühim bir kültür hareketi merkezi hüviyetine sahip olmuştur (…) Sanat eserleriyle çevrili meydanın tarih ve kültür kıymetlerine yabancı kalan ve bir Versailles taklidi aks yaratmak hevesiyle inşa edilen Bâb-ı Seraskerî tesislerinin, meydanı bugüne kadar içinden çıkılamayan tezatlara düşürdüğü görülmektedir. Bu tezat cami, medrese, imâret istikametleriyle Bâb-ı Seraskerî aksının çatışmasından doğmaktadır. Projemizde bu ikiliği bertaraf etmek ve böylece sanat ve kültürün insanca yaşandığı bir çevre tasarlamak ana gâye olmaktadır."

🔸 İlgili değerlendirme heyetinin karşısında projeyi bu şekilde açıklayan Cansever, o yıllarda "Versailles taklidi aks yaratma" olarak ifade ettiği, mekana yansıyan bu dünya görüşü farkını 90'lı yıllarda daha fazla açıklamış ve bir bütüncül söyleme dönüştürmüştü.

Avrupa'nın 'Gotik' eserlerine ilham veren İslam mimarisi

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN