Arama

Tiyatromuzda iz bırakan unutulmaz 11 oyun

Öteki sanatlarımız arasında tarihi en yeni olanlardan biri de tiyatrodur. Hayatı merkeze alarak insana yönelen bir sanat dalı olan tiyatroların ülkemizde sahnelenen bazı oyunları ilk temsilinden itibaren büyük yankı uyandırdı. Bunlardan biri olan ilk epik tiyatro oyunumuz Keşanlı Ali Destanı'nın 493 kez sahnelendiğini biliyor muydunuz? İşte sizler için tiyatromuzda iz bırakan 11 oyunu derledik.

  • 1
  • 12
BİR ADAM YARATMAK
BİR ADAM YARATMAK

Yazan : Necip Fazıl Kısakürek

"Bir Adam Yaratmak" eseri geçirdiği büyük ruh çilesinin sahne destanıdır. Eser 1937 yılında bir perşembe gece yarısında tamamlandı. İstanbul Şehir Tiyatrosunun 1937–38 sezonunda Muhsin Ertuğrul tarafından sahnelenip temsil edilen eser, ilk temsil gecesinden itibaren çok büyük yankı uyandırdı. Daha sonra 1977 yılında sinemaya da aktarıldı. Olay meçhul bir tarihte İstanbul'da geçer.

Bir Adam Yaratmak cemiyet-fert ilişkisinin enine boyuna ele alındığı, bireyin varoluş buhranı içerisinde cemiyete sarkan tarafıyla duyduğu acılar ve kendi başına bırakılan cemiyetin varoluş kaygısıyla bir nevi kusmasının hikâye edilişidir. Piyesin başkahramanı Hüsrev, varoluş kaygısının en derinini duyduğu için kendisine Sokrat gibi fikirlerinden ötürü cephe almış bir cemiyette yaşamak yerine tımarhanede ölmeyi yeğ tutar.

  • 2
  • 12
CİBALİ KARAKOLU
CİBALİ KARAKOLU

Yazan: Henri Keroul , Albert Barre

Cibali Karakolu hali hazırda varlığını koruyan pek çok gerçeğe ışık tutarak geçmişten günümüzü yansıtan eleştirel bir ayna olmayı başarıyor. Öğrenilmiş kadın erkek ilişkileri başta olmak üzere, paranın ilişkilerdeki etkisi, çeşitli kurumlardaki eksikliklerin neden olduğu yetersizlik, toplumsal ve politik yaşama dair eleştirilerle biçimlenen oyun, güldürmek kadar yeniden cevaplanması gereken pek çok soruyu da beraberinde getiriyor.

1951 yılında Muammer Karaca'nın kurduğu Muammer Karaca Tiyatrosu'nın açılış oyunu olarak oynandıktan sonra Türkiye'nin en uzun süre afişte kalan oyunu oldu. 1966 yılında filmi de yapıldı. 1980'li ve 1990'lı yıllarda Nejat Uygur tarafından tekrar sahneye kondu.

  • 3
  • 12
LÜKÜS HAYAT
LÜKÜS HAYAT

Yazan: Ekrem Reşit Rey

Müziklerini Cemal Reşit Rey'in bestelediği, Türk tiyatrosunun yaşayan efsanesi Haldun Dormen'in yönettiği bir Türk müzikali klasiği "Lüküs Hayat", cumhuriyetin 10. yılında kutlamalar için sahnelendi. Eser, Türk toplumunun Batı ile yüzleşmesi ve bu çerçevede yaşanan gülünçlükleri sahneye taşıyor.

Varoş mahallelerinde küçük hırsızlıklarla geçinen Rıza ile Tevfik'in, kendileri için çok yabancı olan bir zengin evine girince kendilerini kıyafet balosunda bulurlar. İkilinin içine düştüğü bu yeni ortam, batılılaşma özentisinin ortasına düşmüş halktan insanların durumudur. Çelişkilerin iyice keskinleştiği yaşam biçimleri komik olaylara neden olur.

1951 yılında Muammer Karaca'nın kurduğu Muammer Karaca Tiyatrosu'nın açılış oyunu olarak oynandıktan sonra Türkiye'nin en uzun süre afişte kalan oyunu oldu. 1966 yılında filmi de yapıldı. 1980'li ve 1990'lı yıllarda Nejat Uygur tarafından tekrar sahneye kondu.

  • 4
  • 12
KEŞANLI ALİ DESTANI
KEŞANLI ALİ DESTANI

Yazan: Haldun Taner

Keşanlı Ali Destanı, pek çok farklı dile çevrilerek dünyanın farklı ülkelerinde sahnelendi. Türk tiyatrosuna yıllarca öncülük eden Keşanlı Ali Destanı oyunu Haldun Taner'e ait önemli bir eserdi.

Pek çok farklı dile çevrilerek dünyanın farklı ülkelerinde sahnelenmiş ve Türk tiyatrosuna yıllarca öncülük etmiş bir oyun olan Keşanlı Ali Destanı, Haldun Taner'e ait önemli bir eserdi. Epik tiyatronun en önemli örneklerinden biri olan bu oyun, ilk kez 31 Mart 1964 tarihinde Gülriz Sururi-Engin Cezzar tiyatrosunda sahnelendi. 1970 yılına gelinceye kadar Türkiye'nin büyük kentlerinde toplam 493 kez sahnelenen Keşanlı Ali Destanı, aradan yıllar geçmesine rağmen Türk tiyatrosunun temel taşlarından olma özelliğini yitirmedi. Oyunun TRT için çekilen dizi ve sinema filmi uyarlamalarının yönetmenliğini Genco Erkal üstlendi

  • 5
  • 12
PAYDOS
PAYDOS

Yazan: Cevat Fehmi Başkut

Oyunda, öğretmenlerin toplumdaki seçkin yerini kaybettiği dönemde, kendini öğrencilerine adamış bir eğitim neferini anlatır. Köşe dönücüler, gericiler, sindikleri yerlerden çıkmaya, rantla, vurgunla elde ettikleri kazançlarıyla toplumun üst basamaklarına doğru tırmanmaya başlamış ve edindikleriyle görgüsüzce övünürlerken bunların iftirasına uğrayıp meslekten ayrılma durumunda kalan öğretmen bakkallık yapar. Son sahnede, gece inmeye başlarken boşalan dükkânında bakkal, hala içinden bir türlü atamadığı öğretmenlik tutkusuyla, çocuklarına hayali bir ders verir ve "Paydos çocuklar, paydos" sözleri üzerine perde iner.

1947 yılında Cevat Fehmi tarafından yazılan oyun ilk kez 1948-49 oyun sezonunda Ankara Devlet Tiyatrosu Tatbikat Sahnesi'nde Şehir Tiyatrosu'nda sahnelendi. Daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları'nda 140 kez sahnelendi. Başkut'un en ünlü oyunu Paydos, yurtdışında oynanan ilk Türk oyunu oldu. Plağa da okunan Paydos, 1968 yılında Ülkü Erakalın tarafından beyazperdeye de aktarıldı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN