Arama

İstanbul'u mizahın mizanında tartan 5 karikatürist

Çizginin diliyle şehrin, kişilerin ve yaşanan olayların ince mizahını yapmak, karikatürlerin başarısıdır. Geleneksel mizahtan beslenen bu dil, dönem be dönem yeni tipler ile varlığını sürdürmüştür. Peki mizahın geçmişine dair bilinen ilk Türk karikatürcüsünün Ali Fuad Bey olduğundan kaç kişi haberdar? Sizler için İstanbul'u mizahın mizanında tartan 5 karikatüristi listeledik.

Ali Fuad Bey'in esas çıkışı 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanından hemen sonra yayınlamaya başladığı Karagöz dergisidir. Ali Fuat Bey'in bu derginin uzun yıllar boyunca hayalini kurduğunu Ahmed Rasim şöyle anlatmaktadır: ''Her ne zaman buluşsak bana gizlice, 'ah bir matbuat hürriyeti olsa da Karagöz adı ile bir mizah gazetesi çıkarsak' derdi.''

Ali Fuat Bey'İn çizgileri dönemin şartlarına göre iyi sayılsa bile yeterince olgunlaşamamıştır. Çizgilerinde nitelik bakımından bir tutarlılık olmadığı söylenebilir. Ancak yaşadığı dönemde Türk mizahına ve hiciv sanatına büyük emek vermiştir.

  • 4
  • 14
ALİ SAMİ BOYAR
ALİ SAMİ BOYAR

15 Şubat 1880'de İstanbul'da doğdu. Heybeliada'da bulunan Mekteb-i Bahriye'den 1889'da teğmen rütbesiyle mezun oldu. ardından Bahriye İnşaiye Resimhanesi'nde göreve başladı. Bu görevini sürdürürken bir yandan da Sanayi-i Nefise Mektebi'ne bitirdi. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra birçok gazete ve dergide çizgileri yayımlandı. 1910-1914 yıllarında Paris Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğrenim gördü. Burada Ressam Corman'ın atölyesinde çeşitli çalışmalarda bulundu. Ülkesine döndüğünde ise yüzbaşılık rütbesinde emekliye ayrıldı ve Beşiktaş Deniz Müzesi Müdürlüğü'ne getirldi. 1921- 1922 yılları arasında bu görevi yerine getiren Ali Sami Bey, 1922-1923 yılları arasında ise İslam Eserleri Müzesi ve Ayasofya Müzesi'nde müdür olarak görev yaptı.

Ressam Pertev Boyar, Ali Sami Bey'le ilgili şunları söylemektedir. ''Hoca Ali Rıza gibi tahlili güç bir sanatkardır. O başlı başına bir ekoldür. Üstadın eseri yaşadığı iklimin yerel renklerini içinde mümtaz şahsiyetini derhal gözlere gözlere söyler. Marmara'nın derin ve mavi seması altında erguvani ufuklarında eriyen ılık ve engin suları gösteren manzaraları onun fırçası ile ifşa ettiği, bir meslek ve sanat maşukasıdır. Meşhur Rus ressamlarından Ayvazovski'nin ruhlara dehşet ve huşunet (yabanilik) telkin eden o korkunç deniz fırtınalarının Sami Boyar'ın fırçası ile nasıl sükunet ve mülayemet kesbederek (yumuşaklık kazanarak) inşirah (rahatlık) verici olduğunu yine de bu eserlerinde görebiliriz.''

Ali Sami Boyar karikatürlerini Davul ve Dalkavuk, resimlerini ise Musavver Muhit'te yayımladı. Karikatürlerinde suluboya tekniği uzun süre egemen oldu. Sonraları ise yalın bir üsluba yöneldi. Toplumsal sorunları ve siyasi olayları tüm çizgileriyle yorumladı. İttihat ve Terakki'nin hürriyete ihanet ettiğini öne süren karikatürler çizdi. Dalkavuk dergisinde Ekim 1908'te çizdiği bir karikatürde Galata Köprüsü'nden sağ salim geçmek için sadaka veren bir İstanbul sakini çizerek köprünün sağlamlığı konusundaki kuşkularını dile getirdi.

Ali Sami Boyar'ın yayımlanmış iki kitabı bulunmaktadır. Bahriye Müzesi Kataloğu 1917'de, Ayasofya adlı kitabı ise 1943'te yayımlanmıştır. Boyar, 23 Eylül 1967 yılında İstanbul'da vefat etmiştir.

  • 6
  • 14
CEVAD ŞAKİR KABAAĞAÇLI (HALİKARNAS BALIKÇISI)
CEVAD ŞAKİR KABAAĞAÇLI HALİKARNAS BALIKÇISI

1886 yılında İstanbul'da doğan Cevad Şakir, çok yönlü ilgileri olan bir sanat adamıdır. Babası devlet adamı ve tarihçi Şakir Paşa'dır.

Cevad Şakir, ortaöğrenimini 1904 yılında Robert Koleji'nde bitirdikten sonra İngiltere'ye giderek Oxford Üniversitesi'nde Yakın Çağlar Bölümü'nde eğitim gördü. Bu eğitimi yaklaşık üç yıl sürdü. Sanatçı, 1924'te yurda döndü ve asker kaçaklarının anlattığı bir öyküsünde halkı askerlikten soğuttuğu gerekçesiyle sürgün cezasına mahkum oldu. Bu nedenle üç yıl boyunca Bodrum'da yaşadı. Bir buçuk yıl sonra cezası affedildiyse de bu yöreyi çok sevdiği için İstanbul'a dönmedi. Bodrum'un antikçağdaki ismi Halikarnas'ı kendine isim olarak seçti ve ''Halikarnas Balıkçısı'' ismiyle ünlendi.

Cevad Şakir, tur rehberliği ve yazarlık yaparak hayatını kazandı. 1947'de İzmir'e taşındı ve hayatının sonuna kadar burada yaşadı. Bodrum'un antik değerlerinin ortaya çıkması ve doğal güzelliklerinin korunması için yoğun çaba sarf etti. Adı adeta bu kasabayla bütünleşti. 1971 yılında Kültür Bakanlığı'nın Devlet Kültür Armağanı'nın aldı.

Karikatüre Güleryüz dergisinde başlayan Cevad Şakir'in Ayine, Akbaba ve Zümrüdüanka'da da çizgilerini yayımlandı. Bu sırada çeşitli grafik ve tasarım işleriyle de meşgul oldu. Cevad Şakir, dergi kapağında yaldızı uygulayan ilk kişiydi. Cevad Şakir, çizimlerindeki titiz tutumuyla dikkat çekti. Yaptığı güçlü gözlemler sayesinde bireysel ve toplumsal sorunları çizgileriyle yorumladı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN