İslam dünyası zirve döneminde ortaya koyduğu klasik eserleri ile insanlığa büyük katkı sunduğu gibi kendi içerisinde de ilmi ve düşünsel tekamülünü kuvvetlendirdi. Gönül coğrafyamız kitap ve kütüphaneler ile adeta bir gül bahçesini andırırken Batı'da insanlar büyücü olmakla itham edilerek canlı canlı yakılmakta, veba yüzünden nüfusun üçte ikisi ölmekteydi. Sizin için Doğu'nun kurucu Batı'nın ise yıkıcı gücünü yazdık.
🔹 Efendimize (SAV) inen ilk ayet "Oku" idi. Burada düşünen ve ibret alan müminler için büyük bir mesaj var. Hak Teala peygamberine "oku" diyerek bilginin önemine vurgu yapar.
🔹 Çünkü bilenler ve bilmeyenler iki ayrı grup, iki ayrı zaviyeyi temsil ediyor. Hakeza İslami ilimler de bu ayetler üzerinden şekillenerek teşekkülünü tamamladı.
🔹 Kur'an-ı Kerim'in belli sebeplerden dolayı bir araya getirilmesi ve sadırlardan satırlara geçmesi ile İslam kültür ve medeniyeti yeni bir safhaya geçti.
🔹 Bu safha tüm ilimlerin oluşmasını ve kayıt altına alınmasını da beraberinde getirdi. Artık tüm ilmi ve kesbi müktesebat, iki kapak arasında toplanmaya başladı.
🔹 Bir mushaf haline getirilen Kur'an-ı Kerim, hem müminlerin Allah Teâlâ'nın kelamına ulaşmasını kolaylaştırdı hem de çoğaltılarak muhtelif şehirlere gönderildi.
🔹 Bu şekilde İslam medeniyetinin ilk nüvelerini teşkil edecek eserlerin kaleme alınmasının yolu açılmış oldu. Dolayısıyla bizim kitap ile kurduğumuz bağ, Kur'an-ı Kerim ile ilintilidir.
🔹 İlerleyen hicri ikinci ve üçüncü yüzyıllarda ise İslami ilimler teşekkül etmeye başladı. İslam coğrafyası adeta bir ilim diyarına döndü.
🔹 Raviler, ilim talebeleri ve gezginler İslam coğrafyasını baştan aşağı dolaşarak fethedilen yeni toprakların bir hüviyet kazanmasını da sağladılar.