Arama

Oruç İlmihali terimler sözlüğü

Oruç, Farsça "ruze" kelimesinden türemiştir. Ramazan ayının bir temsili olan bu ibadet ile ve bu mübarek zaman dilimiyle alakalı pek çok terim ve ifade bulunmaktadır. İftar, sahur ve teravih bunlardan yalnız birkaçıdır. İşte, Oruç İlmihali'nde yer alan ve oruç ile bağlantılı kelimeleri sizler için derledik.

  • 1
  • 18
İFTAR NE DEMEK?
İFTAR NE DEMEK?

İFTAR

🔺 Orucu açmak, oruçluya orucunu açtırmak, başlanmış orucu bozmak veya hiç oruç tutmamak. Genel olarak iftar oruca aykırı davranışta bulunma manasına gelmekle birlikte, yaygın olarak, oruçlu kimsenin vakti gelince usulüne uygun biçimde orucunu açmasıdır.

  • 2
  • 18
FECR NE DEMEK?
FECR NE DEMEK?

FECR

🔺 Güneşin doğmasından önce beliren tan yeri ağarması, şafak sökmesi, gece ile gündüzün birbirinden ayrıldığı vakit.

Türk Dil Kurumu'nun yazımını güncellediği kelimeler

  • 3
  • 18
FECRİ KAZİB NE DEMEK?
FECRİ KAZİB NE DEMEK?

FECR-İ KAZİB

🔺 Gerçek olmayan fecir; gecenin sonunda doğu ufkunda dikine oluşan ve kısa sürede kaybolan aydınlık

  • 4
  • 18
FECRİ SADIK NE DEMEK?
FECRİ SADIK NE DEMEK?

FECR-İ SADIK

🔺 Gerçek fecir; gece karanlığının kaybolmaya başlayıp güneş ışığının belirtilerinin görünmeye başladığı, ufuktaki aydınlığın enlemesine, uzunlamasına ufka yayıldığı vakit.

Eski Türkçe aile sözlüğü

  • 5
  • 18
FİDYE NE DEMEK?
FİDYE NE DEMEK?

FİDYE

🔺Fidye, bir kimseyi bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtarmak için ödenen bedel demektir. Dinî bir terim olarak fidye, oruç ibadetinin eda veya kaza imkânının kalmaması sebebiyle veya hac ibadetinin edası sırasında işlenen birtakım kusurların giderilmesi için ödenen maddî bedeli ifade eder.

Kur'ân-ı Kerîm'de, "Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir yoksul doyumu fidye öder." (el-Bakara,2/184) buyrulmaktadır. Buna göre ihtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra bu oruçları kaza etme imkânı bulamazsa, her gününe karşılık bir fidye öder (Serahsî, el-Mebsût, 3/100; İbn Kudâme, el-Muğnî, 3/37-39).


Öte yandan Şâfiîlere göre, Ramazan ayının kaza borcu herhangi bir mazeret olmaksızın yerine getirilmeden, öteki Ramazan gelecek olursa, kaza borcuna ilaveten bir de fidye ödeme yükümlülüğü ortaya çıkar (Nevevî, el-Mecmû', 6/364; Şirbînî, Muğni'l-muhtâc, 2/175).


Şâfiî mezhebinde fidye ödeme yükümlüğünün ortaya çıktığı bir diğer mesele de gebe ve emzikli kadınlarla ilgilidir. Emzirme ve hamilelik sebebiyle çocuğunun sağlığı hakkında endişe duyan annelerin, oruç tutamadıkları günleri hem kaza etmeleri hem de fidye vermeleri gerekir. Fakat çocuk hakkında değil de kendileri hakkında endişe ederlerse o zaman sadece kaza gerekir (Nevevî, el-Mecmû', 6/267).


Hac ve umre ile ilgili görevler yerine getirilirken meydana gelen bazı eksiklikler için uygulanması gereken maddî yaptırım da fidye kapsamına girer (el-Bakara, 2/196).


Bir fidye, bir kişiyi bir gün doyuracak yiyecek miktarı veya bunun ücretidir. Bu da "sadaka-i fıtır" ile aynı miktarı ifade eder. Bu, fidyenin asgari ölçüsüdür. İmkânı olanların daha fazla vermesi daha iyidir (el-Bakara, 2/184; Merğinânî, el-Hidâye, 1/124).

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN