Kur’an ve hadis ışığında Müslümanların özellikleri
Dünya, bir imtihan yurdudur. İslam'ın iki temel kaynağı olan Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hadislerinde, müminlerin hidayete ermesi için yol gösterilir. İnananlara düşen görev ise attığı her adımda Rabbini düşünerek hareket etmesidir. Ancak böyle kulluk şuuru kazanılır. Peki, bir müminin özellikleri nelerdir? Kur'an-ı Kerim'den ayetler ve Peygamberimizden hadis-i şeriflerle müminlerin olmazsa olmazlarını daha detaylı inceleyelim.
💠 Allah'a, Hz. Muhammed'e (sav) ve O'nun haber verdiği şeylere yürekten inanıp, kabul ve tasdik eden kimseye mümin denir.
➡ Kur'an-ı Kerim'de müminlerin ahirette cennete gireceği, orada pek çok nimetlere kavuşacakları bildirilir. Günahları olanlar suçları ölçüsünde cezalandırılsalar da sonunda cennete konulacaklardır.
💠 İslam'ın iki temel kaynağı Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hadislerinde ideal müminin nasıl olması gerektiği belirtilir.
➡ Peygamber Efendimizin tüm hayatı, Kur'an-ı Kerim'de öngörülen salih müminin özelliklerini yansıtır. Nitekim Hz. Aişe (ra) "Peygamberin ahlâkı (yaşayışı), Kur'an'dan ibaretti" buyurmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned V, 163)
➡ Bundan dolayı da insanlar, İslam'ın öngördüğü gibi bir mümin olmak için Resulullah'ın hayatına bakmalıdır.
💠 Hz. Peygamber (sav) davranışlarının yanı sıra hadisleriyle de bir Müslüman'ın nasıl olması gerektiğini bildirmiştir. Hz. Ömer'den rivayet edildiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bana on ayet indi. O ayetlerle amel eden cennete girer" ve Mü'minûn suresinin bu on ayetini okudu: "Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir. Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler. Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. Onlar ki, zekâtı verirler. Onlar ki, iffetlerini korurlar. Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmış değillerdir. Kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir. Onlar ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler. Ve onlar ki, namazlarını muhafaza ederler. İşte asıl bunlar varis olacaklardır. (Evet) Firdevs (cennetin)'e varis olan bu kimseler orada ebedi kalıcıdırlar." (Tirmizî, Kitabu Tefsiri'l-Kur'an, 24)
"O halde sen hanîf olarak bütün varlığınla dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmışsa ona yönel! Allah'ın yaratmasında değişme olmaz. İşte doğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler. Gönülden O'na yönelin, O'na saygısızlıktan sakının, namazı kılın ve şirke sapanlardan, dinlerinde ayrılığa düşüp -her bir grubun kendindekini beğendiği- fırkalara ayrılanlardan olmayın." (Rum suresi, 30-32. ayetler)
(X) Rum suresi 30-32. ayetlerin tefsiri
💠 Mümin yaratılışındaki saf ve temiz fıtratına yönelir. Böylelikle kişiliği Kur'an-ı Kerim'den beslenir.
"Müminler kesinlikle kurtuluşa ermiştir ki onlar, namazlarında derin bir saygı hali yaşarlar" (Mü'minûn suresi, 1- 2. ayet)
(X) Mü'minûn suresi 1- 2. ayet tefsiri
💠Müminler, namazlarını huşu içerisinde kılarlar.
➡ Huşu, Allah'ın huzurunda derin bir saygı ile durmak anlamına gelir.
➡ Namazdaki huşu ise Allah'ın yüceliği karşısında kalbin derin bir edep ve saygı halinde olması, gözlerin secde yerine bakıp, sağa sola bakmamasıdır.
💠 Hz. Peygamber, Kur'an emrine uyarak namazlarını huşû üzere kılıyor, Müslümanların da bu şekilde kılmalarını istiyordu. Abdullah bin Şıhhîr, Resulullah'ın (sav) namazdaki huşû halini şöyle anlatır:
"Bir keresinde Resulullah Efendimizin yanına gitmiştim. Namaz kılıyor ve ağlamaktan dolayı göğsünden, kaynayan kazan sesi gibi sesler geliyordu." (Ebû Dâvûd, Salât, 156-157/904; Nesâî, Sehv, 18; Ahmed, IV, 25, 26)
💠 Namaz kulun Allah'a yönelişinin, O'nunla birlikteliğinin en anlamlı ifadesidir. Fakat bu ibadetin manevi derinlik kazanabilmesi için belirli bedeni hareketlerle ayetlerin okunması yeterli değildir. Kalbin kulluk niyeti ile bütünleşmesi ve Allah'a saygı şuurunun kazanılması gerekir. Böylelikle öz ile söz birbirine uyararak mümini kurtuluşa götürür.
💠Nitekim Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Rükûları, secdeleri, abdestleri ve vakitlerine riayet ederek beş vakit namaz(ı kılmay)a devam eden ve bu beş vakit namazın Allah katından gelen bir emr-i hak olduğunu kabul eden kimse cennete girer." (İbn Hanbel, IV, 266)