Arama

İnsanın varoluş serüveninde tövbenin yeri

İnsanoğlu, Allah'ın mükemmel bir biçimde yarattığı ve kainata halife tayin ettiği bir varlık olsa da zaman zaman bilerek ya da bilmeyerek hata, kusur ve günah olarak nitelendirilebilecek türden davranış ve tutumlar sergileyebilir. İnsanın fıtratı ile eşleşen bu durumlarda hatasının farkına varıp hemen tövbe etmesi gerekir. Hataların sonucunda gelişen bu ibadet, insanın varoluşunun en önemli parçalarındandır.

➤ Bir imtihan sebebi olarak insanın yapısına yerleştirilen bu özellik, kişinin işlediği kötü amellere mazeret olamaz. Dolayısıyla günahkar kulların ilk müracaat edip çalacakları kapı, tövbe kapısıdır. Resuller, evliyalar ve Allah rızasını arayanlar da müminlere o kapıyı göstermiştir.

➤ Fıtrat üzere olmanın ve selametin dini İslam'da insanın günah işleyebileceği kabul edilen bir olgudur. Bu yüzden Allah Teala (CC) günahtan korunma ve kurtulma yollarını Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de bizlere öğretmektedir.

"De ki: Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah dilerse bütün günahları mağfiret eder. Çünkü o, çok affedicidir, merhamet ve ihsanı fazladır." (Zümer, 53. ayet-i kerime)

Osman Şahin'in dilinden Zümer Suresini dinlemek için tıklayın

➡ Tefsiri: Allah'ın yardımını kazanarak affına ve rahmetine nâil olmanın, böylece ebedî kurtuluşa ermenin temel şartı, Allah'a yönelip teslim olmak yani O'na gerektiği şekilde iman edip hükümlerine boyun eğmektir. Her ne kadar Ehl-i Sünnet âlimleri, 53. âyette belirtilen ilâhî af ve mağfiretin tövbe etme şartına bağlı olmadığını belirtmişlerse de buradaki, "Allah'a yönelme ve O'na teslim olma" buyruğunun anlam olarak tövbeden farkı yoktur. Zira tövbe de sonuç itibariyle kulun günahlarından pişmanlık duyup vazgeçerek Allah'a yönelip teslim olmaya karar vermesi ve bu kararını eyleme dönüştürmesidir.

Tefsirin devamı için tıklayınız

➤ Kulların günaha ve hatalara meyli olduğu halde şerleri tercih etmeyerek Allah Teala'nın (CC) istediklerine uyması Rabbimizin hoşnut olduğu bir durumdur. Yanlış iş yaptığımızda vicdanımızda oluşan pişmanlık hissi, Cenab-ı Hakk'ın fıtratımıza yerleştirdiği bir başka özelliktir. Tövbe, bu yönüyle insanın fıtratından ve yaradılışında olan bir kavramdır.

"Onlar çirkin bir iş yaptıkları veya günah işleyerek kendi öz canlarına zulmettikleri zaman, hemen Allah'ı hatırlayarak O'ndan günahlarının affını isterler. Zâten, günahları Allah'tan başka kim affedebilir ki? Hem onlar, işledikleri günah ve hatalarda bile bile ısrar da etmezler." (Al-i İmran Suresi 135. ayet-i kerime)

Osman Şahin'in dilinden Al-i İmran Suresini dinlemek için tıklayın

➡ Tefsiri: Yarattığı insanın iyi hasletlerini ve zaaflarını çok iyi bilen yüce Allah, şefkat ve merhametinin gereği olarak günahkâr bir mümini -büyük günah dahi işlese- müminlerin safından çıkarmadığı gibi, Allah'ın huzurunda hesap vereceğini düşünerek yaptığına pişman olan, tövbe ve istiğfar eden kimseyi de cennete girecek takvâ sahiplerinin safından ayırmamıştır. Takvâdan kaynaklanan hasletleri taşıyanlar ve gereğini yerine getirenler Allah katında sevilen kimselerdir. Allah âhirette onların mükâfatını verecektir.

Tefsirin devamı için tıklayınız

➤ İnsan fıtratına yerleştirilmiş bir başka haslet, hata işlediğinde ve yanlış bir şey yaptığında ruhunda doğan özür dileme ihtiyacıdır. Tövbe de aslında Rabbimize karşı yaptığımız hata sebebiyle bir nevi özür dilemedir.

➤ Cenab-ı Hakk, Kur'an-ı Kerim'de kullarının hatalarından pişmanlık duyarak ona yönelmeleri halinde onları affedeceğini ve tövbe edenleri ebedi cennetlerine dahil edeceğini buyurur.

"Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz!" (Nur Suresi, 31 ayet-i kerime)

Osman Şahin'in dilinden Nur Suresini dinlemek için tıklayın

Tövbe hakkında yol gösteren hadisler

➤ İnsani ilişkilerde sağlıklı bir iletişimi destekleyerek toplumda önemli bir yer edinen tövbe, kişinin kusurunu görmesi ile iletişime katkı sağlar.

➤ İnsanlarla aramızda oluşan kopukluluklarda kendi hatalarımızı görmemizi sağlayacak bu husus, müminler mabeyninde dostluk, kardeşlik ve arkadaşlık kavramlarının güçlenmesini destekler.

"Bütün insanlar hata yapar, hata yapanların en hayırlısı ise hatasından dönendir."(İbn Mace Zühd, 37/30 (II, 1420))

İnsan ilişkilerinde dikkat edilmesi gerekenler

"Yine de ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis, Rabbimin acıyıp koruması dışında, daima kötülüğü emreder; şüphesiz rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir." (Yusuf Suresi, 53. ayet-i kerime)

➤ Hz. Yusuf'un (AS) dahi şerrinden Allah'a sığındığı nefis, şeytan ile birlikte günahları işlememize neden olan asıl yönlendiricilerdir.

➤ Nefis ve şeytanın elindeki en büyük koz da işlediğimiz kusuru ve hatayı hata olarak kabul etmemekten doğar.

Hayatımızı zorlaştıran düşünce hataları

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN