Heyamola kelimesinin hikayesi
Beşiktaş'ta bir zat; ilmi ve kişiliği ile ön plana çıkan ve tarihte unutulmazlar arasında yerini alan Yahya Efendi. İstanbul evliyaları arasında tanınan simalarından olan bu alim; Aziz Mahmud Hüdayi, Yuşa Peygamber ve Telli Baba ile beraber İstanbul Boğazı'nın dört manevi bekçisinden biri kabul ediliyor. İşte, Yahya Efendi ile anılan "Heyamola" kelimesinin hikayesini sizler için araştırdık.
🔹 Hayatımızın her anında binlerce cümle kuruyoruz, milyonlarca kelime sarf ediyoruz ve bazen bunların anlamını bilmiyor olabiliyoruz. İşte, bu kelimelerden biri de "heyamola"
🔹 Heyamola, gemicilerin yelkenleri daima birlikte açarken ya da hep birlikte kürek çekerken "haydi çek, ha gayret" manasında kullandıkları ve bir ağızdan, yüksek sesle, makamla söyledikleri söze deniliyor.
🔹 Yahya Efendi, Kanunî dönemi ilim ve fen insanlarından biridir. Allah dostu olan bu zat, Beşiktaş Çırağan'ın hemen yukarısındaki dergahında ülkesi için önemli insanlar yetiştirmek için görevlendirilmişti.
🔹 Beşiktaşlı Yahya Efendi; müderris, şair ve sûfî bir kimsedir. Duası makbul bir kimse olduğunu bilen civardaki balıkçılar, her sabah namazdan sonra dergahın önüne teknelerle yanaşırlar ve O'ndan dua isterler.
🔹 O yıllarda kıyılar henüz doldurulmadığından dergahın bahçesiyle deniz bitişik haldedir. Yahya Efendi, setin kenarına kadar gelir ve denize açılacak olanlara dua edermiş.
🔹 Balıkçıların yürekten haykırdıkları amin sözlerine kıyıya vuran dalgalar eşlik etmekteymiş. Zat duasını bitirdikten sonra eliyle denizi işaret ederek "Eyyam ola" diye balıkçıları uğurlarlarmış.
🔹 İşte, bu uygulama muhterem zat vefat edene kadar sürmüş.Gelen bütün balıkçılar, Beşiktaşlı Yahya Efendi'nin hayır duasını almış ve öyle açılmışlar denize...
🔹 O günden sonra balıkçılar birbirlerine hayır dua maksadıyla "Eyyam ola" diye hitap ederler. Bu deyim zamanla "Heyamola" halini alır ve bu şekilde söylenmeye başlar.