Filistin'deki zulme karşı Müslüman tavrı nasıl olmalı?
Filistin, yıllardır İsrail saldırıları ile karşı karşıya. İsrail işgalindeki bölge, adeta bir açık hava hapishanesi. Camileri, sivil yerleşimleri, evleri, havalimanlarını, hastaneleri acımasızca bombalayan işgalci İsrail; inanç, yaşam ve daha birçok hakkı yıllardır dünyanın gözü önünde ihlal ediyor. Bu insanlık dışı politikayı, tüm dünya film izler gibi seyrederken Müslümanlara büyük görevler düşüyor. Peki, Filistin'deki zulme karşı Müslümanların tavrı nasıl olmalı?
FİLİSTİN'İN ÖNEMİ
🔸 Filistin, geçmişi tarih öncesi döneme uzanan, asırlar boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir beldedir. Üç semavi din için de mukaddes sayılan Kudüs'ü çevreleyen Filistin toprakları, 1516 yılından itibaren Osmanlı himayesine girer.
🔸 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalan bölge, Müslümanların ilk kıblesi ve Hz. Muhammed'in (SAV) Miraç yolculuğuna çıktığı mekan olan Mescid-i Aksa'ya ev sahipliği yaptığı için oldukça ehemmiyetlidir. Bu nedenle tarih boyunca saldırılara ve işgallere sahne olur.
FİLİSTİN TARİHİ
🔸 Filistin'in şu anda içerisinde bulunduğu sancılı süreç, I. Dünya Savaşı sırasında İngilizlerin, Osmanlı Devleti himayesindeki bölgeyi işgal etmesiyle başlar. İngilizler, 9 Aralık 1917'de kutsal şehir Kudüs'e girerek Filistin'i işgal eder. Bu tarihten itibaren Filistin, özgürlüğünü kaybeder.
🔸 2 Kasım 1917 tarihinde "Balfour Deklarasyonu" olarak bilinen mektup ile dünyanın dört bir tarafından gelen Yahudiler, Filistin topraklarına yerleşir. Her geçen gün Yahudi nüfusunun artması ile bölge, uzun yıllarca İsrail'in saldırıları ile karşılaşır.
🔸 Filistin'de 10 Aralık 1987 tarihinde İslami Direniş Hareketi adı ile Hamas kurulur. İsrail'e karşı gerçekleştirdiği silahlı direniş eylemleriyle tanınan Hamas, Gazze'de yönetime gelir. Bu tarihten itibaren İsrail, çok sayıda insanın yaşadığı bölgeyi abluka altına alır.
🔸 Bütün bu yaşananların ardından Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı Filistin Ulusal Konseyi, 15 Kasım 1988'de Cezayir'de Filistin devletinin kurulduğunu dünyaya ilan eder. Filistin devletinin bağımsızlık ilanına rağmen İsrail işgalindeki bölge, adeta bir açık hava hapishanesidir. Burada yaşayan insanların tek gayesi ise kendi bayrakları altında, bağımsız Filistin'de özgürce yaşamaktır. Bu uğurda binlerce Filistinli canları pahasına mücadele vermeye devam eder.
🔸 İsrail'in Filistinlilere karşı gerçekleştirdiği abluka, halen sürmektedir. Yaşanan son gelişmelerde ise olaylar giderek büyür. Müslümanların, din ve vicdan hürriyetine el koyan İsrail'e karşı, 7 Ekim sabahı, Filistinli direniş örgütü Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları, "Aksa Tufanı" isimli saldırı başlatır.
🔸 Gazze'den İsrail tarafına binlerce roket atılırken, işgalci İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatır. İşgalci İsrail ordusu, hukuka aykırı davranışları ile acımasız bir politika izlemeyi sürdürür.
FİLİSTİN'DEKİ ZULME KARŞI MÜSLÜMANLARIN GÖREVLERİ
🔸 Camileri, evleri, sivil yerleşimleri, havalimanları, hastaneleri acımasızca bombalayan işgalci İsrail, namaz kılan Müslümanların üzerine gaz bombası atarak inanç, yaşam ve daha birçok hakkı ihlal etmektedir.
🔸 İsrail tarafından sürdürülen insanlık dışı politikayı, dünyanın her bir köşesindeki insanlar film izler gibi seyrederken Müslümanlara büyük görevler düşer. Peygamber Efendimiz'in (SAV) de buyurduğu gibi, "Ellerinizle, dillerinizle ve mallarınızla cihâd ediniz!" (Nesâî, Cihâd, 48). Filistin'deki Müslümanlar, cihadı canları ile gerçekleştirirken; oraya gidemeyen diğer Müslümanların cihadı, tüm dünyaya bu zulmü duyurmaları ve oraya gönderdikleri yardımlar ile olacaktır.