Arama

Ünlü yazarların kaleminden Ramazan

Ramazan, halk arasında on bir ayın sultanı" olarak adlandırılan ve arka planında büyük bir kültür oluşturan mübarek bir aydır. Toplumsal hayatın rengini değiştiren ve günlük hayatı doğrudan etkileyen müstesna bir dönem olan Ramazan, dini atmosferin toplumsal düzeyde en fazla varlığını hissettirdiği aydır aynı zamanda. Hal böyle iken bu mübarek ay ünlü edebiyatçılarımızın kalemine de yansımıştır. Peki, ünlü edebiyatçılarımızın orucun hikmetini idrak ettirebilecek ve eski İstanbul'un Ramazanlarına doğru yolculuğa çıkartabilecek bu kitapları ve yazıları hangileridir?

Karakoç, kitabında orucu kimi zaman bir diriliş saatine veya ruh şölenine, kimi zaman samanyolunda adeta bir ziyafete, kimi zaman betonları kıran bir silaha benzeterek kimi zamanda bir misafir ve yolcu ile sembolleştirerek şair kimliğini satır aralarına sızdırmayı başarabilmiştir. Ramazan ayını Karakoç, diğer yazarlardan farklı olarak yorumlamıştır. Diğer yazarlarda görmediğimiz kadar İslâmî terminolojiyi kullanan Karakoç; çocukluğunun ve gençliğinin Ramazan hatıralarını anlatırken orucun ve bayramın ötesinde kadir gecesi, hicret, miraç, irşat, Hz. Peygamber'in mucizeleri, iftar ve sahur gibi pek çok konuya temas eder.

Karakoç kitabında aynı zamanda kendi kişisel hayat serüveninden, oruca, Ramazan sohbetlerine, çocukluk hatıralarındaki Ramazan'a, memuriyetlik yıllarına, parasız günlerine, mahkemelerdeki yargılamalarına, Diriliş dergisine ve partisine ilişkin bilgileri aktarırken adeta Türkiye'nin siyasi ve düşünce hayatına ilişkin kesitleri de okuyucularına aktarmaktadır.

Kitapta, "Çocukluğumuzun ramazanları, bize cennetten fragmanlardı sanki." cümlesini kurar. Orucun Allah'ı, nimeti, şükrü, açlığı, yardımı nasıl öğrettiğini görürüz. Oruç çocuk için bir okul olur. "Çocuğun içinden taşıp gelen ve ilk andaki çıkış çılgınlığını yaşayan içgüdüleri, oruç gibi mistik bir öğretmenin uslandırması, onu, komplekslere saplanmaktan, geleceğini tam şartlandıran ve telafi edilemez gençliğin çılgın davranışlarından korur. Tabiatın önünde baş eğmemesi, melankoli krizlerine daha dayanıklı çıkmasını sağlar çocuğun."

"Ey oruç, diriltici rüzgâr, İslam baharı
Es, insan ruhuna inip yüce ilham dağından
Kevser içir, âb-ı hayat boşalt, kristal bardağından
Susamış ufuklara insan kalbinin ufuklarına."

Edebiyatımızda Ramazan ayını konu edinen 10 şiir

  • 5
  • 14
CENAB ŞAHABEDDİN- İSTANBUL'DA BİR RAMAZAN
CENAB ŞAHABEDDİN- İSTANBUL’DA BİR RAMAZAN

İstanbul'da Bir Ramazan kitabı, 1920 ile 1922 yılları arasında Alemdar ve Peyâm-Sabah gazetelerinde Cenap Şahabeddin imzasıyla çıkan yazılardan müteşekkildir. Abdullah Uçman tarafından bir araya getirilen bu yazılar ilk olarak 1994 yılında
İstanbul'da Bir Ramazan adıyla yayımlanmıştır. Uçman, kitabın birinci bölümündeki yazıların – ki bu bölüme "Ramazan Hasbihalleri" adı verilmiştir- "20 Mayıs ile 18 Haziran 1920 tarihleri arasında, Anadolu'nun önemli bir kısmı ile İstanbul'un işgal altında bulunduğu bir sırada kaleme alınmış olup Ramazan ayı boyunca Alemdar gazetesinde" yayımlandığını belirtir. İstanbul'da Bir Ramazan, 1920'lerde İstanbul'da ve Anadolu'da Ramazan ayının birey ve toplum nazarında nasıl algıladığına dair ipuçları vermektedir. Cenap Şahabeddin'in hatıralarında daha çok İstanbul'dan söz edilir.

Ramazan hakkında sıkça sorulan 20 soru

Cenap Şahabeddin eserinde savaşın getirdiği hüzün, Ramazanın ilk gününden itibaren hissedilir. Ramazan'ın ilk günü, "semada ilk leyleği" gördüğü zaman eski İstanbul'u özleyen Cenap, "minareleri azalan ve viraneleri çoğalan payitahtta" süzülen leyleği
izlerken İstanbul'u ve İstanbulluları tanıyamaz.

"Ooh, zavallı İstanbul, bir milyon gözü ile, on senede ne kadar acı manzaralar gördü" diyerek harp yıllarının kederini İstanbul'a aksetmiş görür ve çocukluğunun İstanbul'unu ve Ramazan ayını düşünüp şöyle sorar: "Burası hakikaten İstanbul mu? Ve hakikaten İstanbullular şu içerisinde gördüklerim mi?". Cenap, eski İstanbul gibi eski çayhaneler için de "nerede o eski ramazanlar" hissini veren hayıflanmalarda bulunur.

Tıpkı bu günlerde İstanbul'da aynı burukluğu yaşayan bizler gibi hissetmiştir Cenap Şahabettin de...

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN