Arama

Son devir Osmanlı aliminin edebiyat konağında neler konuşulurdu?

Osmanlı'da önemli görevlerde bulunan ricalin yalı, konak ve köşklerinde, devrin siyasi, edebi ve sosyal konularının konuşulup tartışıldığını hatta bu mekanların okul gibi hizmet verdiğini biliyor muydunuz? Sizler için son dönem bir Osmanlı aliminin edebiyat konağında neler konuşulurdu, kısaca derledik.

Osmanlı'da önemli görevlerde bulunan ricalin yalı, konak ve köşklerinde, devrin siyasi, edebi ve sosyal konuları konuşulup tartışıldı; hatta bu mekanlar okul gibi hizmet verdi. Bu tür yapıları açan ve buralara katılanları himaye eden devletli kadrosu hem gelişme ve ilerlemelere yabancı kalmayan çekirdek bir kadronun oluşmasına hem de bazı görüşe ve düşüncelerin müdavimlere rahatça aktarılmasına yardım etti.

Son devir Osmanlı alimleri arasında önemli bir yeri olan Arif Hikmet Bey'in konağında, özellikle edebi ve ilmi konuların konuşulduğu, burada bulunanların görüşlerini serbestçe dile getirebildiği bilinir. Paşa'nın şiirle olan münasebeti neticesinde de toplantılarda şiir ve edebiyat konularının da kolayca konuşulabildiği aktarılır. Bu bilgilerden yola çıkarak Arif Hikmet Bey'in kişiliği ve konağındaki sohbetleri inceliyoruz.

  • 2
  • 10
ARİF HİKMET BEY KİMDİR?
ARİF HİKMET BEY KİMDİR?

İstanbul doğumlu olan Ârif Hikmet Bey'in büyük dedesi I. Mahmud devri vezirlerinden Malatyalı İbrâhim Paşa, dedesi I. Abdülhamid devri vezirlerinden Reîsülküttâb Râif İsmâil Paşa (ö. 1776), babası ise III. Selim devri kazasker ve nakîbüleşraflarından İbrâhim İsmet Bey'dir.

Ârif Hikmet 1796'da müderris pâyesi alarak ilmî ve edebî çalışmalara başladı. 1814'te hacca gitti. Daha sonra sırasıyla Kudüs (1816), Mısır (1820) ve Medine (1823) kadılıklarında bulundu. 1829'da nüfus tahrir işlerine nezaret etmek üzere Rumeli'de görevlendirildi. Seyyid olması dolayısıyla bir yıl sonra nakîbüleşraf, 1833'te Anadolu kazaskeri, 1838'de Rumeli kazaskeri oldu. Ertesi yıl Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye âzalığına, hemen ardından da Rumeli müfettişliğine getirilerek Osmanlı Devleti topraklarında eğitimin yaygınlaştırılması maksadıyla kurulan Meclis-i Maârif-i Muvakkat'a üye seçildi. Mekkîzâde Mustafa Âsım Efendi'nin vefatı üzerine 11 Aralık 1846'da Şeyhülislâm tayin edildi.

Bu görevde yedi buçuk yıl kadar kaldı. Sultan Abdülmecid devrindeki Softalar Vak'ası'nda müsamahakâr davrandığı için azledildi (24 Mart 1854). Yerine tayin edilen Mehmed Ârif Efendi'nin 1858'de ölümü üzerine ikinci defa şeyhülislâmlığa getirilmesi söz konusu olduysa da Sadrazam Âlî Paşa ile arasının açık olması dolayısıyla tayini gerçekleşmedi. Ârif Hikmet 22 Mart 1859'da İstanbul'da vefat etti, Üsküdar Nuh Kuyusu'nda Kartalbaba Tekkesi (bugün Kartalbaba Camii) karşısında bulunan hazîreye defnedildi.

  • 5
  • 10
12 BİN CİLTLİK KÜTÜPHANE
12 BİN CİLTLİK KÜTÜPHANE

Son devir Osmanlı âlimleri arasında önemli bir yeri olan Ârif Hikmet Bey, nadir eserlerden meydana gelen 12 bin ciltlik bir kütüphaneye de sahipti. Bunlardan beş bin kadarını Medine'de Mescid-i Nebevî'nin kıble tarafında inşa ettirdiği (1853-1855), bugün de kendi adıyla anılan kütüphaneye vakfetmiştir.

Ahmed Cevdet Paşa'nın, çok istifade ettiğini belirterek, başka hiçbir yerde bulunmayan nâdir kitaplardan meydana geldiğini söylediği İstanbul'daki kitapları ise ölümünden sonra yeğeni Beykozlu İzzet Bey'e intikal etmiş, bunlardan bir kısmını İbnülemin Mahmud Kemal satın almış ve kendi kitaplarıyla birlikte İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'ne bağışlamıştır. Kuzguncuk'ta babası adına yaptırdığı çeşme de (1812) diğer hayratı arasındadır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN