Arama

Osmanlı klasik şiirinin kurucu şairleri

Osmanlı kültürü saf Arap ve dini tesirlerden kaynaklanmamış, Acem kaynaklarından da beslenmiştir. Osmanlı şiiri de dünyanın en zengin şiirlerinden biridir. Eski Türk şiiri formları daha çok halk şiirinde muhafaza edilmiştir. Osmanlı klasik şiirinin kurucuları Ahmedi, Şeyhi, Atayi, Necati bilhassa Ahmed Paşa gibi büyük şairlerdir.

  • 3
  • 24
Nesimi
Nesimi

Nesimi, çok büyük bir klasik tasavvuf şairidir. Osmanlı sahası dışında yetişmiş, fakat Osmanlı şiirine büyük te'siri olmuştur. Nesîmî, 17. yüzyılda Osmanlı Devleti'nde yaşamış Bağdatlı Alevi-Bektaşi halk ozanı. İyi bir eğitim gördüğü bilinen şair Vahdet-i Vücud anlayışına sahiptir. Hakkında az bilgi bulunmaktadır. Hece ve aruz ölçülerini kullanmış, Şah İsmail, Pir Sultan Abdal ve İmadeddin Nesimî'nin tarzına yakın eserler vermiştir.

  • 4
  • 24
Fuzuli
Fuzuli

Bağdat'lı bir Şii olan ve en büyük Türk şairi sayılan, sonra Osmanlı toplumuna dâhil bulunan Fuzuli'nin yaşamı üzerine bildiklerimiz çok azdır. Kimi kaynaklarda rastlanan bilgilerse ya söylentiye dayanmaktadır ya da çelişkilerle doludur. Nerede, ne zaman doğduğu bilinmiyor.

Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı

  • 5
  • 24
Ahmed Paşa
Ahmed Paşa

Ahmed Paşa'nın zeki, zarif, nüktedan ve hazırcevap bir kişiliği olduğu belirtilmiştir. Ahmed Paşa yaşadığı zamanlarda devrinin en büyük şairi olarak kabul edilmiş ve saygı görmüştür. Ahmed Paşa hem gazel hem de kaside türlerinde başarılı eserler yaratmış; şarkı ve murabbada da olgun örnekler vermiştir. Dizeleri divan şiirinin söz ve anlam özellikleriyle örülüdür. İşlediği konular genellikle din dışı olup beşeri aşk konusundaki şiirler de Divan'inda önemli yer tutmaktadır. Dinî ve tasavvufî konulara rağbet göstermemiştir. Şiirleri gayet ahenklidir ve aruz veznini çok ustaca kullandığı görülür. Kendi çağında "şairlerin sultanı" diye anıldığı bilinmektedir. Bütün tezkereciler Ahmed Paşa'nın şiirlerinden takdirle bahsederler. Sonra gelen nesil şairlerden Ahi, Lamii, Necati, Zati ve Baki ona nazireler yazmışlardır. XIX. yüzyılda Ziya Paşa, üç şairi, Ahmed Paşa, Necati ve Zati'yi, "Türki suhana temel komuşlar" olarak tarif etmiş ve Ahmet Paşa'nın "Şeyhi ile Necati arasında yetişen şairlerden en büyüğü" olduğunu ifade etmiştir. Şairin ünü Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarını aşmıştır.

Gül yüzünde göreli zülf-i semen-sây gönül
Kara sevdaya yiler bî-ser ü bî-pây gönül
Dimedüm mi sana dolaşma ana hay gönül
Vay gönül vay gönül vay gönül ey vay gönül

Osmanlı klasik şiirinin kurucu şairleri

Bundan sonraki şairlerin çoğu İstanbullu olan ve mutlak şekilde hepsi İstanbul'da yetişip yaşayanlardır.

Baki, onun gibi kazasker olan Nev'i, Bağdatlı Ruhi, Şeyhülislam Yahya, Dulkadiroğulları'ndan olan en büyük Türk kaside şairi Nef'i, Nev'i'nin oğlu olan Atayi, Şeyh Neşati, Naili, 21 yaşında ölen Fehim, Urfalı Nabi, Nedim, Sadrazam Ragıb, Yenişehirli Avni Bey, Leskofçalı Gaalib Bey, Ziya Paşa, Namık Kemal Bey, Abdülhak Hamid, Tevfik Fikret Bey, Cenap Şehabeddin Bey, Mehmed Akif Ersoy, Ahmed Haşim Bey, Yahya Kemal Beyatlı.

  • 7
  • 24
Baki
Baki

Osmanlı Divan Edebiyatı'nda şiire biçim ve içerik açısından birçok yenilik getiren ve yaşarken "Sultanü'ş Şuârâ" (şairler sultanı) unvanını alan şairin asıl adı Mahmud Abdülbaki. Fatih Camii müezzinlerinden Mehmed Efendi'nin oğlu. Çocukluğunda bir süre esnaf yanında çıraklık yaptı. Güçlü okuma isteği sonucu medreseye girdi. Zamanının ünlü müderrislerinden Karamanlı Ahmed ve Mehmed efendilerden ders aldı. Birçok ünlü edebiyatçı ile tanıştı. Hocası Mehmed Efendi için yazdığı "Sümbül Kasidesi" ününü artırdı. Dönemin ünlü şairlerinden Zâtî'nin dikkatini çekti. 18-19 yaşlarında ünlü bir şair oldu. Çağdaşı şairlere göre daha sade ve anlaşılır bir dil seçti. Biçim açısından kusursuz şiirleri, duygu ve anlam bakımından Fuzûlî'ninkiler kadar derin, Nefi'ninkiler kadar içten bulunmaz. Eserleri, 16'ncı Yüzyıl Osmanlı toplumunun beğenisine uygun, sanat incelikleri ve hayal güzellikleri ile doludur. Duru ve temiz bir İstanbul lehçesinin yanı sıra şiirlerinde halk deyimleri ve söyleyişleri de kullandı.

Bir lebi gonca yüzü gülzar dersen işte sen
Har-ı gamda andelib-i zar dersen işte ben

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN