Necip Fazıl'ın başyapıtı olan Çile, şairin geçirdiği manevi dönüşümün ardından 1962'de yayımlandı. Daha öncesinde yayımlanan kitapların şahsiyetini ve sanatını tam anlamıyla ifade edemediğini söyleyen Necip Fazıl, ilk şiirlerinden başlayarak hepsini bir ayıklamaya tabi tutarak Çile isimli toplu şiirlerinden oluşan kitabını neşretti. Kitapta bir yandan belli bir sanat anlayışıyla tüten şiirler, diğer yandan da 'Mutlak hakikati arama işidir' minvalinde şiire dair görüşleri yer alıyordu. Necip Fazıl'ın başyapıtı Çile hakkında 10 bilgiyi sizler için derledik... 📌Edebiyatımızın en sıra dışı karakterlerinden biri olan Necip Fazıl, kişiliğini eserlerine de türlü şekillerde yansıttı. Bunun en önemli örneği de yaşadığı içsel buhranları, dönüşümleri, güçlü ve ihtiraslı yapısını bir külliyat şeklinde 1962'de ortaya koyduğu Çile isimli şiir kitabıydı… 'Bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince, 📌İlk şiirlerini Milli Mecmua'da yayımlayan şair, edebiyatımızda 'Kaldırımlar Şairi', 'Sultanu'ş-Şuara' ve 'Üstad' olarak anıldı. Bu tabirlerle anılmasının sebebi elbette şiir alanında gösterdiği güçtü. 📌Şair, hece vezninin yaygınlaştığı fakat kısırlıktan kurtulamadığı bir dönemde yeni bir ses yakalamayı başardı. Bu başarısıyla beraber şairin şahsi iç dinamiklerinden beslenen yepyeni bir şiir doğdu. Bu şiir tarzı, edebiyatımızda Necip Fazıl'ın 'ben buradayım' ilanıydı… 'Kalbim bir çiçektir gündüzler ölgün; 📌Necip Fazıl, sanat anlayışını üç döneme ayırıyordu. Şairin miladı Abdülhakim Arvasi ile tanışmasıydı. Birinci dönem onu tanımadan önceki zaman ikinci dönem Arvasi'yi tanıdıktan sonra üçüncü dönemi ise ölümünden sonraki zaman dilimini kapsamaktaydı. 'Her şey, her şey şu tek müjdede; 📌Necip Fazıl şiirlerinden yaptığı seçmeleri zaman zaman kitap haline getirdi. Örümcek Ağı (İstanbul 1925), Kaldırımlar (İstanbul 1928), Ben ve Ötesi (İstanbul 1932) bu seçme şiirlerden oluşan kitaplarıydı. Bundan sonraki şiir kitabının yayımlanması için yirmi üç yıl gibi uzun bir süre geçti. Bu zaman diliminde Abdülhakim Arvasi ile tanışmış, Ağaç ve Büyük Doğu dergilerinin yayımlamakla meşgul olmuştu. 'Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; 📌Şairin hayatına ve fikirlerine yön veren Arvasi, edebi çizgisini de etkiledi. Bu etkinin bir sonucu olarak Necip Fazıl'ın yeni görüşlerini yansıtan Sonsuzluk Kervanı isimli şiir kitabı ortaya çıktı. Bu şiirler, daha sonra yenileri de eklenerek Çile ve Şiirlerim adıyla tekrar yayımlandı. 1974'te tekrar Çile adı altında, şairin ölümüne kadar da altı defa daha basıldı. 'Yön yön sarılmışım ne yana baksam; 📌Necip Fazıl 'Şiirlerim ve Şairliğim' isimli yazısında Çile'yi ana kitabı olarak değerlendirdiğini ifade eder. Şair, bütün şiirleri arasında süzme ve bütünleştirme yaptığını söyleyerek bu kitabın dışındaki şiirleri kendisine mal edilmemesini ister. Nitekim, pek çok dergide yayımlanan muhtelif şiirler şairin Çile kitabına alınmamıştı. 'İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; 📌Kitaba ismini veren Çile şiiri, Necip Fazıl'ın sanat hayatının dönem noktasını teşkil eden bir destan niteliğindeydi. İlk kez 'Senfonya' adıyla yayımlanmış bu şiirde Arvasi'nin etkileri yoğun biçimde gözlenmekteydi. Necip Fazıl'da filizlenen manevi tohumlar, şiirinin her bir dizesine ilmek ilmek işlenmişti. 📌Dini motiflerle örülü şiir aynı zamanda yüksek bir coşku ve lirizminde de ürünüydü. Birçok duyguyu şiirin bütünselliği içerisinde başarılı bir şekilde yediren üstad, teslimiyet, vehim, sıkıntı, kainat karşısındaki şaşkınlık, sonsuzluk atmosferi içerisinde dizelerini kurgular. 'Gâiblerden bir ses geldi: Bu adam,