Arama

Nabi'nin Medine minarelerinden okunan şiiri

Osmanlı'nın en önemli şairlerinden biri olan Nabi, edebiyata tefekkür anlayışını getirdi. Döneminin şeyhü'ş-şuarâsı olarak kabul edilen şair, kendinden sonra gelenleri de etkileyerek bir ekol oluşturdu. Kutsal topraklara hac farizasını yerine getirmek için giderken onu derinden sarsan bir olayla karşılaştı. İrticalen söylediği şiiri, Medine minarelerinden okundu. Peki, buna sebep olan olay neydi?

  • 1
  • 10
EDEBİYATIMIZIN MÜTEFEKKİR ŞAİRİ
EDEBİYATIMIZIN MÜTEFEKKİR ŞAİRİ

Hikemî tarzın öncüsü olan Nabi, 17. yüzyılda yaşayan divan şairiydi.

◾ Şanlıurfa'da 1642 yılında dünyaya gelen şairin babasının adı Seyyid Mustafa, dedesi Seyyid Mahmud, dedesinin babası Seyyid Muhammed Bâkır ve onun babası Şeyh Ahmed-i Nakşibendî'dir. İyi bir eğitim alan Nabi, Arapça ve Farsça öğrendi.

Nabi, 24 yaşında İstanbul'a giderek eğitimine burada devam etti. İstanbul'a gelişi ile ilgili farklı rivayetler bulunur. Bir rivayete göre erginlik yaşlarında iken Yâkub Halife adında bir şeyhe intisap ederek tasavvufa yöneldi. Bir süre çobanlığını yaptığı bu şeyh onu İstanbul'a gitmesi için teşvik etti. Bir başka rivayete göre ise Urfa'da arzuhalcilikle meşgulken mutasarrıfın dikkatini çekti ve onun telkiniyle 1666 İstanbul'a gitti. Şiire yatkın olan Nabi, kısa süre içerisinde payitahtta nam saldı.

https://www.instagram.com/p/CeVm4LNKwvg/

Nabi'den alıntı ve öğütler...

  • 2
  • 10
ÇAĞIN BÜYÜK ŞAİRLERİ TARAFINDAN TAKDİR EDİLDİ
ÇAĞIN BÜYÜK ŞAİRLERİ TARAFINDAN TAKDİR EDİLDİ

◾ Usta şair, önceleri İstanbul'da aradığını bulamamaktan dolayı hayal kırıklığına uğradı. Fakat daha sonra Sultan IV. Mehmed'in musâhibi Damad Mustafa Paşa ile tanışmasından sonra rahat bir hayata kavuştu. Bir ara ikinci vezirlik payesine kadar yükselen paşa ile olan dostluğu onun ölümüne kadar sürdü.

◾ Damat Mustafa Paşa, Padişah IV. Mehmet'in sürekli yakın çevresinde bulunduğundan şair Nabi'nin şiirdeki ustalığı da zamanla kulaktan kulağa yayıldı. Nâilî gibi çağının büyük şairleri tarafından tanınmaya ve şiirleri takdir edilmeye başlandı.

◾ IV. Mehmed'in yakın çevresine girdiği bu dönemde Musâhip Mustafa Paşa'nın maiyetinde Lehistan seferine katıldı ve Kamaniçe'nin fethi üzerine iki tarih düşürdü.

Nabi, Sultan IV. Mehmet'in şehzadeleri için Edirne'de düzenlenen sünnet şenliklerini anlattığı ilk yapıtı "Surname" adlı mesneviyi ise 1675 yılında hazırladı. Nabi'nin bu eserinde, on beş gün devam eden bu şenlikleri âdeta bir belge niteliğinde anlattı.

  • 3
  • 10
NABİ'NİN PEYGAMBER EFENDİMİZE OLAN HÜRMETİ
NABİ’NİN PEYGAMBER EFENDİMİZE OLAN HÜRMETİ

◾ Kutsal topraklara hac farizası için giden şair, bu beldelerdeki izlenimlerini, 1678 yılında yazdığı "Tuhfetül Harameyn" adlı eserinde aktardı. Urfa yoluyla Medîne-i Münevvere'ye varan Nabi'nin, "Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâ'dır bu" mısraıyla başlayan ünlü naatını bu sırada kaleme aldı.

◾ Sultan IV. Mehmed zamanında hacca giden Nabi, Medine-i Münevvere'ye yaklaşıldığı bir sırada kıbleye doğru uzanarak insanlık icabı hafif uykuya daldı. Peygamber Efendimizin bu kadar yakınında uyumanın edebe aykırı olduğunu düşünen şair, irticalen yüksek sesle beş beyti terennüm etti.

Sakın terk-i edebden, kûy-i mahbûb-i Hudâ'dır bu!
Nazargâh-i ilâhîdir, makâm-ı Mustafâ'dır bu.

(Edebi terk etmekten sakın! Zîrâ burası Allah'ın sevgilisinin bulunduğu yerdir. Bu yer, Hak Teâlânın nazar evi, Resûl-i Ekrem'in makâmıdır.)

Habîb-i Kibriyânın hâb-gâhıdır fazîletde,
Tefevvuk-kerde-i Arş-ı Cenâb-ı Kibriyâ'dır bu.

(Burası yüce Allah'ın sevgilisinin istirahat ettikleri yerdir. Fazilet yönünden ise, arş-ı âlânın üstündedir.)

Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-i âdem zâil,
Â'mâdan açdı mevcûdât dü çeşmin; tûtiyâdır bu.

(Bu mübarek yerin mukaddes toprağının parlaklığından yokluk karanlıkları sona erdi. Yaratılmışlar, iki gözünü körlükten açtı.)

Felekde mâh-ı nev Bâb'üs-Selâmın sîne-çâkidir,
Bunun kandîli cevzâ Matla-ı nûr-i ziyâdır bu.

(Gökyüzündeki yeni ay, O'nun kapısının yüreği yaralı âşığıdır. Gökyüzündeki oğlak yıldızı bile O' nun nûrundan doğmaktadır.)

Mürâât-ı edeb şartıyla gir Nâbî bu dergâha,
Matâf-ı kudsiyâdır bûse-gâh-ı enbiyâdır bu.

(Ey Nâbî! Bu dergâha edebin şartlarına riayet ederek gir. Zîrâ burası, büyük meleklerin etrafında pervane olduğu yer olup; bu kapının eşiğini, peygamberler bile edep ve hürmet dairesinde eğilip öperler.)

  • 4
  • 10
ŞİİRİ NEDEN MEDİNE MİNARELERİNDEN OKUNDU?
ŞİİRİ NEDEN MEDİNE MİNARELERİNDEN OKUNDU?

◾ Rivayete göre Nabi, şehre girince acayip bir hadise yaşandı. Onun irticalen yüksek sesle söylediği şiiri, müezzinler tarafından minarelerden okundu. Bulduğu müezzine işin sırrını ve hikmetini sorsa da cevap alamadı. En son, ser müezzini bulan şair, kendisini de tanıtıp aynı soruyu sordu.

◾ Bunun üzerine ser-müezzin der ki: "Arkadaşlarımız ketum davranmakta haklıdırlar; çünkü mesele sırdır. Ancak siz Nabi iseniz, sizden de gizli değil tabiî. Efendimiz (sav) bu gece her birimizin rüyasını teşrif ederek bu şiiri ta'lîm edip emrettiler: Ümmetimden Nabi şehre geliyor; sabah ezanından sonra bunu okuyarak kendisini karşılayınız!"

◾ Nabi tekrar sordu: "Ümmetimden Nabi dedi mi?" Evet cevabını alıp, yeminle te'yîd ettirdi. Yemini üç kez tekrarlattı ve "Demek ki iki cihan güneşi beni ümmetliğine kabul etti." diyerek sevincinden bayıldı.

Nâbî'nin Peygamber Efendimize duyduğu derin muhabbet ve edep sayesinde bu iltifata nail oldu.

  • 5
  • 10
İLHAM DOLU YILLARI
İLHAM DOLU YILLARI

◾ Nabi, adeta hayatının değişmesine vesile olan ve kendisini kollayan Damat Mustafa Paşa'nın 1686'da vefatı üzerine Halep'e yerleşti. Yaklaşık 25 yıl Halep'te yaşayan Nabi, eserlerinin birçoğunu da bu ilham dolu kentte kaleme aldı.

Şeyh Galib ve Nabi'ye inat uğruna yazdığı Hüsn ü Aşk

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN