Klasik şiirde kullanılan dini mefhumlar
Eski toplumumuzun düşünüş, yaşayış ve sanat sevgisini günümüze taşıyarak klasikleşen edebiyatımız, kültür hafızamızda önemli bir yer edindi. Öyle ki asırlar öncesinde yazılmasına rağmen günümüzde de her kesimden insanın ilgisini çeken ve "kendine mahsus" olan divan edebiyatını Abdülhak Şinasi Hisar, "edebiyatımızın bir has bahçesi" şeklinde tanımlar. Sizler için klasik şiirde kullanılan dini mefhumları derledik.
Kabe Kavseyn: Kur'an-ı Kerim'de Necm suresi 8. ve 9. ayette geçen "Sonra yaklaştıkça yaklaştı. Öyle ki, iki yay kadar hatta daha yakın oldu." ifadesindeki kabe kavseyn sözü iki yay aralığı kadar şeklinde tercüme edilir.
Divan şiirinde sıklıkla kullanılan mefhumlar için tıklayın.
Peygamberimizin Miraç gecesinde yaşadıklarını anlatan bu ayette bazı din alimleri "O" ile kastedilenin Cebrail olduğunu diğer bazı alimler ise burada mecazen kastedilenin Allah olduğunu söyler.
Erdim kaşın miratına kim kabe kavseyn oldurur
Vuslat şebinde gör beni se-ta-kadem nur olmuşamNesimi
İtikâf: Bir yere kapanıp ibadetle meşgul olmak. Eskiden özellikle Ramazan ayının son on gününde camilerin maksure denilen bölmesinde, Müslümanlar ve dervişler itikafa girerdi. İnsanlarla alakayı kesmek, nefsi öldürmek, Allah ile olmak gayeleri uğruna itikafa girilir ve mecbur olmadıktan sonra dünya kelamı edilmez.
Her menar üzre kanadilden geçirdin tavk-ı nur
İtikaf ashabının kalbine bahş etsin sürurAşki
Nasrun min'Allah: Kur'an-ı Kerim'deki "nasrun min Allahi ve fethun karib", "Yardım Allah'tandır ve fetih yakındır" Saf Suresi 13. ayetten iktibas yoluyla ve özellikle kasidelerde kullanılır. Kılıçların veya sancakların üzerine bu veya buna benzer anlamları olan ayetler yazılırdı.
Okur lisan-ı aduya karşı durup
Sevad-ı ayet-i "nasrun min'Allah"i ezberNev'i
İktibas: Şiirde ya da düz yazıda mânâyı kuvvetlendirmek, söze güzellik katmak amacıyla bir şair ya da yazarın, eserine "âyet", "hadis" ya da bunlardan parçalar almasıdır.
Nahnü kasemnâ: "Biz onların dünya hayatında geçimliliğini aralarında böldük" ( Zuhruf Suresi, 32. ayet) ayetinden iktibastır. Bu söz Allah'ın kainatı yaratmadan önce her kulun kısmetini belirlemiş olduğunu ve kimsenin rızkının kimseye gitmeyeceğini anlatır.
Kısmet-i Nahnü Kasemnâ'da bile
Anılan "İsm-i Ebü'l Kasım" ileHakani
Ma-i ma'in: 'Akan su' anlamına gelir. Cennetteki bir ilahi ırmağın adıdır. Kur'an-ı Kerim'de anılır.
"Naîm cennetlerde birbirleriyle karşı karşıya tahtlar üzerinde, onların üzerlerine ırmaktan bir bardak ile dolaşılır. Bembeyaz, içenler için lezzetli."
(Saffat Suresi, 45. Ayet)
Çevrelerinde kaynaktan doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle sonsuza dek hizmet sunacak gençler dolaşır.
(Vakıa Suresi,18. Ayet)
"Bir de şunu sor: "Suyunuz çekiliverse size akarsuyu kim getirebilir?"
(Mülk Suresi, 30. Ayet)
Ma-ıma'in'den ey fakih esriyen ikidir deme
Çünki Yegane'dden dürür vârid ile vücudumuzNesimi