Arama

İstanbul'un büyülü havasını solumuş yabancı edebiyatçılar

"Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar, onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar" demiş ünlü şairimiz Necip Fazıl. Bu efsunlu şehir, eserlerle gönülden gönüle gezmiş; kimi edebiyatçılar bu şehri mesken bilmiş, kimileri geriye döndüklerinde hasretini yüreğinde hissetmiş…

  • 1
  • 11
Pierre Loti
Pierre Loti

"Ah İstanbul! Beni büyüleyen isimlerden en çok büyüleyeni yine sensin"

Fransız yazar Pierre Loti, İstanbul'da kaldığı yıllarda başına fesini takıp Eyüp'teki kahveye gelir, saatlerce oturur ve nargile içerdi. "Aziyade" romanını da burada yazan Pierre Loti, bugün o kahveye ismini veren büyük bir yazar. "Can Çekişen Türkiye" isimli kitabında, Avrupa'da Türkler hakkındaki "Kıyıcı ve barbar millet" iftirasını yıkmaya, yok etmeye çaba gösterdi. İstanbul'da 1911'deki yangından mahvolan insanları gösterip öfkesini dile getiriyordu: "Hıristiyan milletlerin hiçbiri 'Yeter, acıyın! Yapmayın!' diyerek ortaya çıkmayacak. Anlaşmaları, sözleri çiğneyerek hepsi avın üzerine saldırmaya bakıyor. Gür sesle "İnsaf edin!" diye bağıran yok. Bir tek kişi bile yok. Utansınlar! Avrupa utansın, sözde Hıristiyanlığı utansın!" Türk dostu yazar ayrıca, yazışmalarında Ermeni soykırımı iddialarına karşı Türkiye'nin tezini savunuyor. Azınlıkların, Batılı devletler tarafından kışkırtıldığını söylüyor, cemiyetlerin aldığı dış yardım ve yönlendirmelerle ayaklanma çıkardığını vurguluyor.

  • 2
  • 11
Ernest Hemingway
Ernest Hemingway

Ernest Hemingway'in notlarının bir araya toplanmasıyla oluşturulan "İşgal İstanbul'u" isimli kitabı, savaşın nedenleri, sonuçları ve sonrasına ait gözlemlerini barındırır.

30 Eylül 1922'de kaleme alınan satırlarsa şöyle: "İstanbul'da kaç kişinin yaşadığını kimse bilmiyor. Şimdiye kadar sayım yapılmamış. 1.5 milyon insanın yaşadığı sanılıyor. Yağmur yağmadığı zaman o kadar toz oluyor ki, köpeklerin ayaklarından sanki havaya toz bulutu yükseliyor. İnsanlar da ayak bileklerine kadar toza batıyor ve rüzgâr esti mi, arada bulut oluşuyor."

  • 3
  • 11
Umberto Eco
Umberto Eco

"İzlenimim o ki; çoğu Türk insanı bir yandan Avrupalı olmak istiyor ama bir yandan da geleneklerinden vazgeçmek istemiyor."

Eco; "İstanbul, dünyada gördüğüm en güzel dört şehirden biri. Roma, Rio de Janerio, New York ve İstanbul. Bu dört şehre derin entelektüel duygular besliyorum. Eco, Türkiye'yi de "Sanki devamlı bölünmüş olmaya mahkûm edilmiş, nereye gitmesi gerektiğini hiçbir zaman bilemeyen bir ülke gibi…"

  • 4
  • 11
Agatha Christie
Agatha Christie

Agatha Christie'nin İstanbul'a ilk gelişinde, ilk eşi tarafından terk edilmiş olduğunu ve yeni bir yaşama başladığını dile getiren torunu Mathew Prichard, "Burası onun için yeni bir dünyaydı. Bir nevi, sevdiği bir oyunu oynayarak eğlendiğini söyleyebilirim. Bu nedenle eşimle birlikte burada olmak çok güzel bir his" ifadelerini kullanmıştı.

  • 5
  • 11
Gustave Flaubert
Gustave Flaubert

Flaubert; İstanbul'un görkemli tarihi eserleri olan Galata Kulesi'nden, muhteşem Ayasofya Camisi'nden, göz kamaştırıcı Topkapı Sarayı'ndan ve Osmanlı'nın yıkılmaz surlarından hayranlığını gizleyememişti. Maxime Du Camp İstanbul gezisinden çok zengin bir fotoğraf koleksiyonuyla döner, Flaubert bir dostuna yazdığı bir mektupta, İstanbul'dan ayrılışını şöyle anlatır: "İstanbul'a hoşça kalasın derken; geberircesine üzüntülüydüm. Hoşça kalın camiler… Hoşça kalın çarşaflı kadınlar… Hoşça kalın kahvelerdeki iyi yürekli Türkler… Beş hafta geçirdik İstanbul'da. Altı ay kalmak gerekirdi."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN