Erdem Bayazıt'ın en sevilen şiirleri
İlk şiiri 1956 senesinde, yerel bir derginin ekinde çıkan Adil Erdem Bayazıt, 1960'larda asıl şöhretini kazanır. Yazdığı üç şiir kitabıyla yakın dönem şiirimizin isimlerinden biri olur. 1962'de yayımlanan "Karanlık Duvarlar" şiiri, onu geniş kitlelere tanıtır ve şair hemen hemen hayatının sonuna dek şiir uğraşısını sürdürür. Daha çok dini ve metafizik içerikli şiirleriyle ön plana çıkmış gibi görünse de şiirlerinde pek çok temayı konu edinen, topluma karşı duyarsız olmayan, benimsediği temalardan ödün vermeyen Erdem Bayazıt'ın en güzel 10 şiirini derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Damla damla oluşuyor hayat
Ölüm kımıl kımıl
Duymak kolay
Anlatmak değil
Her an
Farkındayım
Az az öldüğümün
Bilincindeyim doğan ayın
Eriyen karın akan suyun
Ve usul usul tükenen zamanın
Tekrarlayıp duruyor saat
Vakit te mahluktur
Vakit te mahluktur
İşliyor kalbim
Eskiyor saçlarım
Ve gözlerimin en ince hücreleri
Okuyorum hayatı
Toprağın üstünden çok
Altındakilerle var olduğunu
Toprak
Ölüme aç
Ölüme muhtaç
Hayat
Ölüm muhakkak
Ve ölüm mutlak
Tek kapısıdır ölümsüzlüğün
Ölümle tanıştıktan sonra anladım
Sadece bir kimlik belgesi olduğunu yaşamanın
Bir ağaç bir mezartaşını yutuyordu çarşıkapıda
"İçimizde kıpırdanırken İstanbul"
Bir çocuk mabedlerin susamışlığını satıyordu
Sesini hatırlayamadığımız bir su testisinde
Güneş sanki günahımızdı üstümüzde.
Sonra bu güvercinler niye varlar
Bir anıyı yaşatmak için mi
Ölümsüz bir ses mi taşımak için ötelere
Avuç içlerinde camilerin.
Allah elçilerinden sonra en büyük insana
Bir orman gibi büyür içimde sevmek
İçimde insan bir mahşer gibi kararırken
Ey her suça ortak çıkan kalbim.
İlk güneşi duyuyoruz etimizde
Derimizde ansızın kaçak bir rüzgar yakalıyoruz
Bir serinliyoruz bilseniz bir serinliyoruz
Her gün gidip beş vakit
Denizi öpsek yeridir.
Bir karınca durmuş yaşamayı anlatıyor
Bir dinliyor böcekler görseniz bir dinliyor
Bir çoban yıldızları sayıyor
Bir arabacı şapkasını atıyor havaya.
Sabah oluyor yalınayak koşuyoruz yeni bir çağa
Derin asfaltları duyuyoruz
Sıcaklığını duyuyoruz
Bazen bir serinlik doluyor içimize
Ayaklarımızdan
Göğü kapatan çatıları yıkıyoruz ellerimizle
Ve şunu iyi anlıyoruz
En iyisi yürüyerek gidilir yaşamağa.