Doğu Türkistan'daki önemli isimleri taşıyan uçağın düşmesi bir kaza mıydı?
İnsan, ismini aldığı 'nisyan' gereği unutmaya meyillidir. Belki hayatın akışı içinde her şeyi unutabiliriz ama vicdanımıza kazınan zulümleri asla. İşgalcilerin masumlara yaşattığı acıları silip atamayız. Doğu Türkistan'da Uygur kardeşlerimize yapılanları ve II. Doğu Türkistan Cumhuriyeti'nin kurucularını taşıyan uçağın şüpheli düşüşünü unutmamak, bir hafıza nöbetidir. Sormamız gerekir: O gün yaşananlar, gerçekten bir kaza mıydı?
◾ Doğu Türkistan halkı geçmişten günümüze kadar varoluş mücadelesi vermiş, vermeye de devam ediyor. Çevremizdeki çoğu insan Doğu Türkistan'ın vakti zamanında bir devleti olduğunu bilmiyor.
◾ Uygur Türklerinin özgürlük yolunda verdikleri mücadelelerin bir sonucu olarak ortaya çıkan Şarkî Türkistan Cumhuriyeti'ni ve devlete karşı yapılan oyunları anlatalım.
Çin'in Doğu Türkistan'da kadınlara yönelik uyguladığı insan hakları ihlalleri
◾ Uygur Türklerinin zaman içinde özgürlükleri adına pek çok mücadele verdiğini söyledik. İşte bunun ilk adımı Kaşgar'da atıldı. 12 Kasım 1933 yılında, Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kuruldu. Devletin başına ise Hoca Niyaz Hacı getirilmişti.
◾ Ancak bu devlet tahmin edilebileceği gibi Çin yönetimi tarafından yıkıldı. Çin, bu süreçte Sovyetler Birliği ile bir anlaşma yapmış, Doğu Türkistan'da çıkabilecek isyanların önüne geçmek adına her türlü baskıyı masum halka acımasızca uygulamıştı.
◾ Eli kanlı iki devlet bu süreçte binlerce masumu katletmiş, Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti yalnızca 1 ay direnebilmişti. Sonraki süreç de hiç kolay olmayacaktı. Medreseler kapatılmış, din adamları idam edilmişti. Uygur kardeşlerimiz bir kez daha dünyanın üç maymunu oynamasına şahitlik ediyordu.
◾ 1940'lı yıllara gelindiğinde Sovyet destekli Çin yönetimi şiddetini artırıyor ve her geçen gün zalimliğine türlü türlü zalimlikler ekliyordu. 1944'te Doğu Türkistan'daki direniş tekrar alevlendi. Bu kez Kazak, Kırgız gibi pek çok Türk halkı Uygur direnişinin yanında olduğunu açıkladı ve bu köy köy yayılarak insanların yüreğinde bir umut ışığı yaktı.
◾ Bu kez 12 Kasım 1944 tarihinde, Gulca merkezli ikinci bir Doğu Türkistan Cumhuriyeti ilan edildi. Bu devletin başkanı ise Alihan Töre oldu. Başvekil olarak ise Ahmetcan Kasimi seçilmişti.
◾ Çok ilginçtir ki bu devlete Sovyetler Birliği destek vermişti, bunun nedeni sonradan anlaşıldı. Çünkü Sovyet yönetiminin amacı yardım değil, Çin hükumetine karşı ipleri elinde tutmaktı. 8 Nisan 1945 tarihine gelindiğinde Gulca'da Doğu Türkistan Milli Ordusu kurulmuş oldu.
◾ Uygur Türkleri adım adım özgürlüklerine yaklaşıyorlardı. Ancak 14 Ağustos 1945 tarihinde yine hayaller yarım kalacak umutlar tükenecekti. Çünkü eli kanlı iki devlet tekrardan el sıkışmış ve Sovyetler, Çin'in Doğu Türkistan üzerindeki egemenliğini tanımıştı.
◾ Bu, artık Sovyetler Birliği'nin yalandan da olsa Doğu Türkistan'a destek sağlamayacağını gösteriyordu. Hatta bunun üstüne Sovyet yönetimi, Çin hükumeti ile Doğu Türkistan devletini anlaşmaları için bir masaya oturtmak istiyordu. İşte, tüm bu baskıların sonucunda 1946 yılında, Çin hükumeti ile II. Doğu Türkistan Cumhuriyeti arasında bir anlaşma imzalandı.
Uygurların "insanlık dışı toplama kamplarına" alınma gerekçeleri