Savaş meydanlarında yiğit bir sahabi: Zeyd bin Hattab
Zeyd bin Hattab, İslam'ın ikinci halifesi Hz. Ömer'in ağabeyiydi. İslam davetinin henüz gizli yürütüldüğü dönemlerde Müslüman olmuş, bu durumu uzun süre ev halkından ve özellikle kardeşi Hz. Ömer'den saklamıştı. Müslüman olmak için Erkam'ın evine giden Hz. Ömer, abisini karşısında görünce şaşkınlığını gizleyememişti. Zeyd, Medine'ye ilk hicret edenler arasında yer almış; Bedir, Uhud, Hendek gazveleri başta olmak üzere bütün savaşlara katılmıştı. Onun Yemame Savaşı'ndaki şehadetinin ardından Hz. Ömer şöyle demişti: "O iki güzellikte de beni geçti; hem benden önce Müslüman oldu hem de benden önce şehid düştü."
Zira kız kardeşi Fatıma gibi abisi Zeyd de iman etme hususunda kendisinden önce davranmışlardır.
Zeyd, Medine'ye ilk hicret edenler arasında yer almış; Resûl-i Ekrem kendisini ensardan Ma'n bin Adî el-Aclânî ile kardeş ilan etmiştir.
Çok uzun boylu ve cesur bir kişi olan Zeyd'in Uhud Gazvesi'nde zırhı bir ara çıkmış; onun zırhsız savaştığını gören Hz. Ömer, kendi zırhını ona vermiştir.
Ömer'in ısrarla verdiği zırhı önce giyen Zeyd, ardından "Senin arzu ettiğin şehitliği ben de istiyorum" diyerek zırhı çıkarmış ve zırhsız savaşmıştır.
Reccâl daha önce Müslüman olup hicret etmiş, ardından irtidad ederek Müseylime'nin yanına gitmişti.
Resûl-i Ekrem'in, "Peygamberlikte Müseylime bana ortaktır" dediği şeklinde yalanlar uydurmuş ve insanları Müseylime'nin çevresinde toplamaya çalışmıştır.