Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Kasım 2, 2023
Panik atak soru ve cevapları - IX

Rahatsızlığım düzelmeyince psikiyatristim kullandığım ilacı keserek başka ilaca başlamamı tavsiye etti. Siz ne dersiniz?

Bazen bir ilaç işe yaramaz. Bu yüzden psikiyatrist onu kesip başka birini, o da olmazsa başka birini denemelidir. Bu süreç hastalar için hayal kırıklığı yaratabilir, çünkü onlar hızla iyileşip yaşamlarını normale döndürmek istemektedir. Benim tavsiyem, elden geldiğince sabırlı olmaktır. İlaçların, özellikle de SSRI'ler gibi antidepresanların belli dozlarda en az beş hafta denenmesi gerekir. Daha kısa dönemler ve daha düşük dozlar genellikle işe yaramaz ve yetersiz denemeler olarak görülür. Eğer başka bir doktora giderseniz o da aynı ilacı tekrar denemek zorunda kalacaktır, bu yüzden ilk seferde sabırla devam edin. Psikiyatristin deneme-yanılma ve klinik geçmiş haricinde size hangi ilaçların iyi geleceğini söyleyebilmesi için hiçbir yol yoktur. Bazen bir kez işe yarayan ilaç ikinci seferde işe yaramaz.

Sinir sistemi, tıbbi camiadaki bizlerin tamamen anlayamadığı bir şekilde sürekli uyarlanarak değişen bir sistemdir. Farklı ilaç ve ilaç kombinasyonlarıyla birkaç kez tedaviye girişilmesi olağandışı bir durum değildir. İşe yarayan bir ilaç bulduğunuz zaman devam etmeye çalışın.

Eğer bir ilaç yüzde 80 oranında işe yaradıysa bu çok iyi bir etkidir. Çoğu zaman ilaçlar yüzde 20 ilâ yüzde 30 oranında çalışır. Her türlü rahatlama iyidir, ama elbette tatmin edici bir çözüm bulana dek farklı ilaçları denemeye devam edebilirsiniz.

Panik ataklarım yüzünden bir akıl hastanesine yatırılmak zorunda kalmaktan korkuyorum. Bu mümkün mü?

Hastaların panik bozukluğu yüzünden hastaneye yatırılması ender görülen bir durumdur. Çoğu vaka ayakta tedavi edilir. Eğer biri hastaneye yatırıldıysa bu genellikle panik bozuklukla birlikte meydana gelen başka bir psikiyatrik rahatsızlıktan ötürüdür. Bu rahatsızlık majör depresyon, bipolar bozukluk, şizofrenik bir nöbet veya başka bir problem olabilir. Panik ataklar hâkim belirtiler olabilir, ama muhtemelen psikiyatri hastanesine yatırılma sebebi olmayacaktır. Bu ihtimale dair duyduğunuz korku, diğer panik atak hastalarının genel endişeleriyle aynı ölçüdedir. Bu hastalar daima panik ataklarından dolayı başlarına korkunç bir şey geleceğinden endişe duyar.

Manik nöbete geçip hastaneye yatırılması gereken bir bipolar kadın hastam vardı. Bir gece kaldığı yurdun dışında bekleyerek oradan geçen bir erkeğe arkadaşlık teklif etmiş.

Genel anlamda sağduyusu kesinlikle bozulmuştu. Hastam genellikle lisenin son yılından beri tek bir erkek arkadaşı olan bir tipti. Manik davranışı oldukça olağandışı ve kendisi için tehlikeliydi, bu yüzden onu hastaneye yatırmaya karar verdim. İlk başta cinsel özgürlüğünü elinden aldığımı iddia ederek itiraz etti. Hastanede panik ataklardan da yakınıyordu.

Elbette bu onun esas sorunu değildi ve tek şikâyeti panik atak olsaydı onu hastaneye yatırmazdım. Manik durumundan çıktığı zaman kendisini hastaneye yatırarak mantık dışı davranışlarından doğacak başka utançlardan onu kurtardığım için bana teşekkür etti.

Kayınpederimin hiç ummadığım bir zamanda bana yaptığı haksızlığa dayanamadım, çok ağırıma gitti. Sonrasında nereye gittiğimi, kim olduğumu bilemedim. Bunu açıklayabilir misiniz?

Dissosiyatif füg (kaçış) adı verilen bir durum yaşamışsınız. Bu rahatsızlıkta kişi, evinden uzaklaşır, geçmişini hatırlayamaz ve kimliği konusunda karmaşa yaşar. Bu ender görülen bir durumdur ve savaşlar, aşırı üzüntüler veya doğal afetler gibi büyük felaketler sırasında meydana gelebilir. İnsanlar korkunç deneyimlerden ve acı duygularından kaçmak ister.

Geçmişinde kafa travması, alkol veya başka bir maddenin kötüye kullanımı olması, kişiyi bu bozukluğa eğilimli kılabilir. Temporal lob epilepsisi de dissosiyatif füg ile sonuçlanabilir.

Genellikle bu kaçış hali sadece birkaç saat veya gün sürer veya afet gibi ciddi bir travmadan sonra panik ataklar da tetiklenebilir ve yıllarca sürebilir. Doğal afetlerdeki deneyiminiz bu iki olayı da tetiklemiş gibi görünüyor.

Psikiyatrik tedavi almanız önerilir ve bu tedavi ilaç ve psikoterapiyi içerebilir.

Annesi öldükten sonra kim olduğunu ve nereye ait olduğunu unutan bir hastam vardı. Zihni annesinin öldüğü gerçekliğini inkâr etmeye çalışıyordu. İlk panik ataklarını da bu sırada yaşamıştı. Ailesi onu bulup eve getirmiş. Normal ruh haline dönerek her şeyi hatırlaması birkaç hafta almış. Sorun, panik ataklarının devam etmesiydi ve sağlığına kavuşana kadar birkaç ilaçla tedavi edilmesi gerekti.

Sürekli iyi olup olmadığımı, panik atak geçirme ihtimalini görmek için kendimi yokluyorum. Bu konuda yapabileceğim bir şey var mıdır?

Panik bozukluk tedavisi gören biri için sürekli ihtiyat halinde olmak çok iyi bir durum değildir. İnsanlar büyük ihtimalle size uzun bir süre gevşeyip dinlenmenizi söylemiştir. Ama elbette bu hemen olacak bir şey değildir; sinir sisteminiz buna izin vermez. Gevşemeyi ve durumunuza kafayı takmamayı öğrenmeniz gerek; çünkü garip ama bu tür endişeler atakları tetikler. Gevşeme çabalarınızda bilişsel davranış terapisi, meditasyon, hipnoz, psikoterapi, ilaçlar ve biyogeribildirimin size faydası olabilir.

Bir hastama sıkıntılı olduğu zaman hatırlaması için güzel bir kumsal sahnesi tavsiye etmiştim. Masmavi gökyüzünü ve başının üstünde uçan beyaz martıları hayal ediyordu. Ona hayalinde çıplak ayaklarıyla sıcak ve yumuşak kumlar üzerinde yürümesini söyledim. Denizin tuzlu esintisi saçlarını karıştırıyordu. Ne zaman işyerinde strese kapılsa ona ofisinin kapısını kapatıp gözlerini kapatarak arkasına yaslanmasını ve kendisini bu güneşli kumsalda hayal etmesini söyledim. Faydalı oldu. Hastam bu teknikle panik ataklarının bir kısmını engelleyebildiğini gördü.

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN