Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Mayıs 30, 2023
Niçin aşırı yeriz?
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Aşırı yeme sağlıksız bir davranış modelidir ve kilo alma, kan şekerinde yükselme, pasifleşme başta olmak üzere birçok sağlık sorunlarına sebep olur. Üstelik sonrasında da üzerimizde ağırlık ve suçluluk hissi benliğimizi kaplar.

Birçok faktör aşırı yemeyi motive eder. Bunlardan önemlilerini sıralayalım.

Beş duyunun etkilenmesi:

Şöyle leziz, bizi keyifle yemeye çağıran yemeklerle donanmış bir sofra düşünelim. Salatalar mis kokulu çiçeklerle süslenmiş; çeşitli malzemeler renk uyumuna göre dizilmiş. İştah açan kremalı tatlılar, sevdiğimiz tüm hamur işleri mevcut. Karnımız tok olsa bile ağzımız sulanacak, midemizde açlık sinyalleri çalınacaktır. Hatta yeni yemek yemiş olsak bile midemizde bu lezzetler için boş yer kaldığı düşüncesi bizde oluşacaktır.

Bu durumun seyrek yaşanmasında pek mahzur olmaz. Ancak her böyle uyarılmayla tahrik edilen iştahımıza uyarsak, aşırı yeme yoluna girmiş oluruz.

Burada yapılması gereken; içimizdeki sese kulak vermemiz, bu yemekleri yememizin uygun olup olmadığını sormamızdır. Yiyeceklere duyulan iştah, doğal olarak içten gelişmelidir, yüzeysel isteklere kapılmamız doğru olmaz.

Reklamlar:

Reklam sektörü ürününü sattırmak için canla başla çalışır. Ürünlerini kadın erkek herkese ulaştırmanın yollarını arar. Tüketicinin duyularına hitap edildiğinde çabucak kandırıldığını ve ürünlerini almaya kolayca ikna edildiğini çoktan keşfetmiştir. Reklamların etkisiyle, yorgun olduğumuzda veya moralimiz bozukken hemen çikolataya ya da kolaya uzanırız. Çünkü enerji ve mutluluk verdiklerini medyadaki reklamlardan işitmişizdir. Markete girdiğimizde yine şuuraltına kazınmış telkinlerle, alışveriş arabasını doldururuz. Bunlar da bizi fazla tüketmeye sevk edecektir.

Şartlanma:

Çocukken özel günlerde veya iyi bir şey yaptığımızda ödüllendirilmek için bize tatlı yiyecekler verilmişse, bu davranışın yetişkinlik yaşlarına taşınması muhtemeldir. Bu defa kendimizi ödüllendirmek için tatlılara uzanırız. Bu yetiştirilmenin bize aşılamış olduğu, bizim dışımızda yönetilen ödüllendirme davranışı sonucunda bedensel rahatsızlıklar (şişmanlama, şeker hastalığı, hazımsızlık gibi) baş gösterir. Vücut bu yolla kişiye, yolun yanlış olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini hatırlatır. Artık geçmişteki ebeveynlerin iyi niyetli ödüllerinden vazgeçilmelidir.

Stres:

Zorlu ve sıkıntılı bir iş günü sonunda veya bir problemimiz olduğunda birikmiş stresimizi dağıtmak ve gevşeyip sakinleşmek için yemeğe sarılabiliriz. Çikolata, kek, dondurma, pasta yedikçe yavaş yavaş içimize yeniden huzur ve mutluluk dolduğunu hissederiz. Çünkü bu yiyecekler, endorfin denilen mutluluk hormonu salgılatır.

Kilo problemi olan çoğu kişiler, streslerini tatlı yiyeceklerle yatıştırmaya çalışmışlardır. Hâlbuki bu yiyecekler önce mutluluk verirler, sonra kan şekerini düşürerek yine halsizliği, baş dönmesini ve huzursuzluğu davet ederler. Böylelikle bu yiyeceklere tekrar ihtiyaç duyulur. Kısır döngü sürer gider. Hayatımızı değiştirmeliyiz, çünkü bu tatlılar ancak birer yalancı tatmin sayılır.

Bunun yerine stres unsurlarından kurtulmayı öğrenmek, strese karşı başka davranışlar geliştirmek gerekir. Kendimizi ödüllendirmek için yemek dışında bir yol bulmalıyız. Kitap alalım, saunaya gidelim veya manzaralı bir yeri ziyaret ederek temiz hava alalım, yürüyüş yapalım.

Bitkinlik ve yorgunluk:

Aşırı yeme sebepleri arasında bitkinlik de vardır. Gece geç vakitte yemek yiyenler, boşuna bir çaba ile enerjilerini toplamaya çalışırlar. Yine geç vakte kadar çalışanlar, bitkin oldukları zaman aşırı yeme eğilimindedirler. Çünkü yiyecekler, dinlenme hissini andıracak şekilde kan şekerinde geçici bir yükselmeyi sağlar.

Aslında dinlenme ve düzenli egzersiz, bitkinlikle mücadelenin en iyi yollarıdır. Yiyecekler, sadece durumu daha da kötü yapacaktır.

Yalnızlık hissi:

Bazen kişi kendini yalnız hissettiğinde yiyeceklere yönelir. Yedikçe kilo alır, bu sefer insanlardan daha çok uzaklaşır.

Başka insanların yanındaysa:

Açlık, ruh hali, dikkati dağıtan sohbetler gibi faktörler göz ardı edildiğinde, başka insanların yanında daha çok yememize sebep olan şeyin masada daha fazla zaman geçirmek olduğu sonucuna varıldı. Yemeğe iştirak eden grup ne kadar büyükse, masada geçirilen vakit de o kadar uzun olur. Bu süre uzadıkça, yemekten sonraki tatlı faslına geçme ihtimali de yükselir. Üstelik insanlar, grup halinde yemek yerken, diğer zamanlardaki hudutlarını aşacağını ve bundan da pişmanlık duymayacağını baştan kabullenerek, daha fazla yemek sipariş etmektedir.

Alışkanlık:

Kilolu birçok kişinin yemek davranışları da alışkanlığa bağlıdır. Şu anki ihtiyaçlarımıza göre değil de alıştığımız şekilde besleniriz. Sabahları beyaz ekmek, reçel, margarin ve çay; öğle vakti ayaküstü atıştırılan tost ve akşamları yenilen ağır bir yemek. Televizyon karşısına geçince patates cipsleri ve kola da cabası.

Bu yanlış beslenmeye alışmışızdır ve sorgulamak aklımızdan geçmez bile. Hâlbuki sağlıklı beslenme yolunu sezgilerimize sorarak bulmamız gerekir.

Zaman azlığı:

Hızlı yaşantılı dünyamızın bir yanlışı da yemek yemeye çok az zaman ayırmamızdır. Çoğu zaman öğünleri telaşla yutuverir, farkında olmadan aşırıya kaçarak fazla yeriz.

Hâlbuki rahat bir halde, sakin bir ortamda, yemeğe konsantre olarak ve her lokmayı yavaş yavaş çiğneyerek yemeliyiz. Yaradan'a bu nimetleri verdiği için şükrederek yemeye başlamalıyız. Böylece sindirim sistemi sakinleşir ve besinleri sindirmeye hazır hale gelir.

Gün içindeki yoğun tempoda zamana karşı yarışarak beslenmek doğru değildir.

İlaçlar:

Psikolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan nöroleptiklerin olumlu etkileri çok, ama kilo aldırmak gibi mahzurları da var. Bu tür ilaçları alanlar, ilk 10 haftada 4, onu izleyen yılda da 4-5 kilo daha alıyorlar.

Ayrıca epilepsi, yüksek tansiyon ve şeker hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlarla doğum kontrol hapları ve beta blokerler de, iştah açıyor ve kilo aldırıyor.

Alkol:

İçki, insanın çekingenliğini azaltır. Bu da insanı daha rahat yemek yemeye iter. Araştırmalar, alkol tüketmenin beynin kendi kendini kontrol eden bölümünü etkilediğini ve lezzetli atıştırmalıklara direnmeyi zorlaştırdığı gösteriyor. Bu da kişinin yağ ve şekerle dolu, daha az sağlıklı şeyler yeme ihtimalini artırır.

Evet, fazla yemenin başlıca sebepleri bunlar. Böyle problemli anlarımızda sıkıntımızı aşırı yiyerek gidermeye kalkmayalım.

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN