Papa köklerini arıyor
Türkiye, Hıristiyanlık coğrafyasıyla iç içe ya da mühim bir durak ve ülke. Hıristiyanlığın ikinci (gerçek) mimarı olarak da ünlenen Pavlos, Mersinli bir Yahudi idi. Mersin o sıralarda bir Bizans veya Yunan garnizonuydu. Sonrasında İznik (Nikea), kendi adını taşıyan konsillere ev sahipliği yapıyor. Hıristiyan teolojisinin ayrışan yönleri burada masaya yatırılıyor. İnciller elden geçiriliyor ve tasnif ediliyor/eleniyor. Ondan önce Hıristiyanlık birtakım görüş farklılıklarına sahne oluyor. Ardından kanatlara ve mezheplere ayrılıyor.
325 tarihinde akdedilen tarihi İznik Konsili'nde Hıristiyanlar yol ayrımına gelip çatıyorlar. Yol ayrımında olsalar da henüz yollar ayrılmış değildir. Bazı tereddütlere ve görüş ayrılıklarına sahip olsalar da sureta bir ve beraberler. İznik Konsili'nden sonra ayrılık dönemi gelip çatıyor. Şimdi ve öncesinde papalar bir tefeül eseri olarak İznik'te ilk kareye dönmek istiyorlar. Dolayısıyla papaların İznik merakı bundan ileri geliyor. İznik'te köklerini ve kaybettiklerini arıyorlar!
Bugünkü İznik, Antik Çağ'da Nikea olarak biliniyordu. Roma İmparatoru Konstantin döneminde, 325 yılında burada toplanan konsil, Hıristiyan tarihinin en belirleyici toplantılarından birine sahne oldu. Konsilin toplandığı dönemde Hıristiyanlar arasında geniş bir inanç birliği vardı. Ayrışmalar sonraki yüzyılların ürünüdür. Hıristiyan inancının temel çerçevesi bu konsilde atıldı, çizildi, belirginleşti. Katolik teolog Christian Stoll, bu yüzden İznik'i ayrılıklardan önceki tek ortak konsil olarak tanımlıyor. Stoll ayrıca 325 yılındaki bağlamın sıra dışı olduğuna dikkat çekiyor. Toplantıya dinî otoriteler değil, doğrudan imparatorluk iktidarı yön veriyor. Yaklaşık 200 piskoposun kaleme aldığı ve Hz. İsa'nın Tanrı ile olan bağını tanımlayan deklarasyon, 1700 yıl sonra bile dua ve ibadetlerde anılıyor. Konsil, Paskalya'nın ortak bir tarihte kutlanmasını kabul etti. Hazreti İsa'nın kimliğine dair tartışmayı da sonlandırdı. İznik metni, Hz. İsa'nın Baba olan Tanrı ile aynı özden geldiğini ve "gerçek Tanrı'dan gelmiş gerçek Tanrı olarak var olduğunu" kayda geçirdi. Allah'a übüvvet, Hz. İsa'ya da bünüvvet isnat ettiler; yani baba-oğul terkibi yakıştırdılar.
Kısaca papa veya papalar geçmişin izlerini burada arıyorlar. Kaybettikleri birlik ve beraberlik ruhunu burada geri kazanmaya çalışıyorlar. Üç ayaklı (Ankara, İstanbul ve İznik) Türkiye ziyaretinin ikinci ayağında Fener Patrikhanesi ziyareti vardı. Bu, yeniden birleşme veya bir araya gelme noktasındaki tarihi sondajlardan veya yoklamalardan birini temsil ediyor. Özellikle komünizm döneminde ve sonrasında Katoliklerle Ortodokslar yeniden bir araya gelme arayışına giriyorlar.
Doğu Roma ve Batı Roma imparatorluklarının ayrılmasıyla birlikte dilde ve mezhepte de ayrılık yaşanıyor. Ortodokslar ve Katolikler birbirinden ayrılıyor. Doğu Roma İmparatorluğu'nun dili zamanla Yunanca haline geliyor. Buna mukabil Batı Roma İmparatorluğu Latince'de karar kılıyor. Zaman zaman bu tarihi çatlağı tamir için çabalar devreye giriyor. Şimdi de 14. Louis bir kez daha yakınlaşma umuduyla İstanbul'a geliyor. Selefi Francis'in vasiyetini ve emanetini yerine getiriyor. Burada soldan ve sağdan bazı ulusalcı kesimler ekümeniklik meselesine temas ediyorlar. Vatikan, Rum Fener Patrikhanesi'nin ekümenik hale gelmesini ve kendisine eşit olmasını ister mi? Başka bir zeminde de olsa galiba rakip hale gelmesini istemez. Lakin Türkler-Müslümanlar karşısında böyle bir güce erişmesini arzu edebilir. Dünyada 300 milyon Ortodoks var. Bunlara manevi liderliği halinde Patrikhane, Rusya ile Türkiye karşısında etkinleşir. Siyasi bir veçhe de kazanır. Çizmeyi aşar mı? Belli olmaz!
Keşke siyasete bulaşmadan dini zeminde kalabilseler. Herkesin iyiliğine olur. Son olarak, adı 'Cevşen okuyan rahibe'ye çıkan Vatikan Büyükelçiliği İstanbul Temsilcisi Georges Marovitch ile Türkiye'deki diyalogcu çevrelerce yakından tanınan Cizvit rahip Thomas Michel gibi renkli simalar da dönemlerini tamamlayıp diyalog semasından çekildiler.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.