Arama

Mustafa Özcan
Mart 9, 2024
Bureyre’nin hikayesi

Günümüzde iyi örneği temsil eden kadınlar olduğu gibi kötü örneği hatırlatan kadınlar da vardır. Lakin kötü örnek, örnek değildir. Kur'an bu karma yapıları anlatırken 'her çeşit topluluk' ifadesini kullanır. 'Ahlat minennasi' veya 'huleta' tabirini kullanır. Erkekler için de durum böyledir. Her iki cinsten de anlatılacak iyiler anlatılmayacak kötüler vardır. Kötüler örnek teşkil etmezler. Tarihe geçen kadınlar kümesinden birisi de Bureyre adındaki bir sahabe kadındır. Havle ismindeki kadın gibi nice kadınlar vahye muhatap olmuştur.

Tanınmış davetçilerden Muhammed Salih el Münencid "Göçmeden Evvel Geride İz Bırak (Utruk eseren kable'r rahil) adlı eserinde Bureyre konusuna da değinir. Bu hikaye adeta insanın burnunun direğini sızlatır. Bu aynı zamanda Hazreti Peygamberin iğneden ipliğe İslam toplumunda kaynaşma sağlamak için titizlendiğini ve aracılık ettiğini de gösteriyor. Genel olarak özendirilen hususlardan birisi ıslah-ı zati'l beyn olarak ifade edilen ara düzeltmektir. İslam ara bozanlara şiddetli uyarılarda bulunur. Buna mukabil ara düzeltmeyi en faziletli işlerden sayar. Bundan dolayı müminlerin küs durmaları uygun bulunmamıştır.

Büreyre cariyedir ve bir köle kocası/ eşi vardır. Bureyre'nin sahibi onu azat eder ve böylelikle kölelik statüsüne son verir. Bureyre özgürdür. Bundan böyle seçim hakkına haizdir ve kendi kararını kendi verecektir. Lakin başka birisinin velayetinde olan köle kocası ise kölelik statüsünü sürdürmektedir. Azat edildikten ve hür statüsüne kavuştuktan sonra Bureyre nedense nikahın feshini ister. Kocası ise ona meftundur. Ayrılmayı istemez. Kederlenir. Köle kocası Bureyre'yi öyle sevmektedir ki arkasından Medine sokaklarını arşınlamakta ve aşındırmaktadır. Arkasından gözyaşlarına boğulmakta ve hakim olamamaktadır.

Bu duruma agah olan yani muttali bulunan Hazreti Peygamber aracılık yapmak için devreye girer. Bureyre'ye ricacı olur ve 'kocana geri dönsen olmaz mı?' diye nazikçe olurunu almak ister. Ve önemli bir ayrıntıyı da hatırlatır. Ayrılmak istediği eşi aynı zamanda biricik çocuğunun da babasıdır.

Hazreti Peygamberin razı etme çabası karşılık bulmaz. Bureyre şöyle der: Ey Allah'ın Resülü bu bir emir midir? Emir ise o doğrultuda hareket edeyim. Hazreti peygamber emir olmadığını sadece bir rica ve bir arabuluculuk olduğunu ifade eder. Tek yanlı bir durum yoktur. Son tercih kendisinindir. Bunun üzerine Bureyre 'hayır ona ihtiyacım yoktur' diye kestirip atar.

Hazreti Peygamber bu girişimiyle birlikte sevenleri buluşturmak ister. Bu anlamda Hazreti Peygamber aynı zamanda zorlamadan, dikte etmeden sevenlerin de peygamberidir. Son tercih sevenlerin ortak kararıdır. Buna mukabil Bureyre, kendisine açılan özgürlük alanında sonuna kadar yürümek istemektedir. Elbette kocasının arzusu empatiyi hak etmekle birlikte Bureyre'nin tavrı ve tercihi de saygıyı hak etmektedir.

Kadının onurlu olduğu toplumlar da onurludur, azizdir. Kadını kollayamayan ve heder eden toplumlar ise içten çökmeye mahkumdur. Kur'an kadın erkek arasındaki sevgi ve merhamet (rahme ve meveddet) bağına temas eder. Toplumlar merhamet ve sevgiyle yani meveddetle birlikte ayakta kalabilirler. Şimdi seviyeli ilişkiler tabiri seviyesiz ilişkiler için kullanılsa da toplumların gerçekten de böyle seviyeli ilişkilere ihtiyacı vardır.

Davut ez Zahiri'den sonra Endülüs'te Zahiri Mezhebinin ikinci kurucusu sayılan İbni Hazm bir kadına meftundur. Onun için Medine sokaklarında ağlayıp sızlamasa da Tavku'l hamame/Güvercin Gerdanlığı gibi ölümsüz bir kitap kaleme almıştır. Bu kitabıyla sevgisini ölümsüzleştirmiştir. Sevenleri yalnız bırakmayan, sevenlerin peygamberine de bu vesile ile tekraren selâtu selam olsun.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN