Arama

Mustafa Özcan
Mayıs 1, 2023

'Sa'luk' eski masal kitaplarında geçen ve satırlarını süsleyen ifadelerden birisidir. Binbir Gece Masalları bu ifadeyle doludur. İsami ya da alaylı deyimi gibi sa'luk sözü de ilginç ifadelerden birisidir. Dilimize uyarlamakta güçlük çekiyorum. Kıdemli sözlüklerden Ahteri Kebir'e baktım, fakir olarak karşılamış. Bununla birlikte fakir ifadesi doğru bir karşılık olmakla birlikte yeterli bir karşılık değildir. Sa'luk'taki muhtevayı karşılamıyor. Aylak, avara, çulsuz, berduş veya serseri olarak karşılayanlar da var. Başıboş gibi anlamlara geliyor. Moritanyalı düşünür Muhammed Muhtar eş Şankiti Twitter hesabından Sudan'daki düşman kardeşlerin çatışmalarını analiz ediyor. Burada Hamidti için kullandığı bir deyim dikkat çekici. Sa'luk yani avare. Avare 1970 veya 1980'li yıllarda Türkiye'de de gösterime giren bir Hint filminin de afişiydi. Hamidti bir zamanlar deve tacirliği yaptığı dönemlerde avare olarak anılabilir. Lakin şimdi 100 bin kişilik bir milis gücüne hükmediyor. Şankiti'nin yerinde bir tespiti daha var. O da Hamidti'nin kalkışmasını bir darbe girişimi olarak nitelendirmesidir. Bunu hasmı Abdulfettah Burhan ve bağlılarının analizleri de doğruluyor. Onlar çatışmaların Hartum'da yoğunlaştığını öbür illerin nispeten sakin olduğunu ifade etmektedirler. Bu da çatışmaların iktidarı ele geçirme üzerine kurgulandığını gösteriyor. Kısaca: Burhan ile Hamidti arasında yaşananlar bir iktidar mücadelesi. Bu mücadele sonuçsuz kalır veya bentlerini, sınırlarını aşarsa Sudan ve çevresi için felaket olabilir.

Ocak ayında görevinden istifa ederek ayrılan sivil Başbakan Abdullah Hamduk bu mücadeleyi analiz etmiş.

Vardığı sonuç şu: İki tarafın güçleri yenişemeyecekleri için bu mücadele akim kalacaktır. Sadece yıkım getirecektir. Hamduk'a göre anlamsız ve saçma bir bilek güreşi yaşanıyor. Hasım askeri güçler eşit olmasa da birbirine yakındır ve her iki kanat veya kamp da iyi derecede silahlı ve eğitimlidir. Bu durumda yenişmeleri zordur. Savaşın kontrol dışına çıkması ise bir iç savaş habercisi olabilir. Bu da sadece Sudanlıların felaketi değil aynı zamanda bölgenin ve hatta dünyanın felaketlerinden birisi haline gelebilir. Zira iç savaş Hartum ve Sudan'dan kaçışları da hızlandıracaktır. Nitekim şimdiden binlerce kişi yollara düşmüştür. Bu dünya ve bölge için yeni bir mülteci felaketi anlamına gelmektedir. Ne bölge ne de Avrupa yeni mülteci dalgalarını kaldırabilir veya taşıyabilir. Avrupa'nın Suriye ve Ukrayna felaketlerinden sonra yeni dalgaları kaldırması mümkün değildir. Mülteci akımları siyasi gerilimleri de beslemekte ve artırmaktadır. Dolaşım özgürlüğünü tehdit etmektedir. Mülteci meselesinden dolayı birçok ülke sınırlarına yüksek duvarlar çekmektedir. Meksika ve Yunanistan bu ülkeler arasındadır.

Nairobi'de yaptığı değerlendirmede Abdullah Hamduk çatışmaların kontrol dışına çıkması halinde sonuçlarının bütün dünya için kabus olacağını söylemiştir. Çarpışan taraflardan birisinin küçük diğerinin büyük bir grup olmadığını bilakis iki tarafın da birbirlerine yakın güce haiz olduklarını ifade etmektedir.

Yapılan ateşkesler de pek dikiş tutmamaktadır. Bu durumda bu kriz nasıl aşılabilir? Muhtemel çözüm yollarından birisi çekişen ve yenişemeyen iki tarafın da sivil bir hükümetin kurulabilmesine rıza göstermesi ve çözümü sivilleşmede aramasıdır. Militarist sıkışma çaresizlikten sivilleşmenin önünü açabilir. Darbe darbeleri doğurmuştur. Darbeler anaforundan çıkmak da sivilleri iktidara taşımakla mümkündür. Arap dünyası 1949 yılından itibaren darbelerle yüzleşmiş ve tanışmıştır. Darbeler hep felaket getirmiş ve istikrar zeminini baltalamış ve bozmuştur. Tabii akışı seyrinden çıkarmıştır. Hüsnü Zaim darbesi artçılarını getirmiş ve sonunda Esat hanedanlığı ülke üzerine çökmüş, çöreklenmiş ve bunun sonucu tarihte eşine az rastlanan felaketler zinciri yaşanmıştır. Başarısız darbeler sahneden çekilirken Hafız Esat örneğinde olduğu gibi başarılı darbeler de hanedanlığa dönüşmüştür. Munis bir halkı olan Sudan yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştur. Sudan'da ilk darbe İbrahim Abbud tarafından gerçekleştirilmiştir. Ardından Cafer Numeyri darbe ile ülke yönetimine el koymuştur. Son dönemlerinde Hasan Turabi, Cafer Numeyri ile ortaklığa gitmiştir. Numeyri ortaklarına darbe vurmak isterken yönetimi halk hareketiyle birlikte General Suvaruzzeheb tarafından devrilmiştir. Numeyri'nin Turabi'ye darbe vurması gibi ortağı Ömer Beşir de darbe vurmuştur. İnkaz darbesi ise Turabi ile Ömer Beşir ortaklığında 1989 yılında gerçekleştirilmiş lakin ortaklar birbirine sırt çevirmiş ve iktidar Ömer Beşir'in elinde kalmıştır. 30 yıllık kesintisiz iktidar döneminden sonra 2019 yılında halkın nümayiş ve gösterileriyle ve askerlerin saf değiştirmesiyle yıkılmıştır.

Halefleri arasında iktidar çekişmesinin tatlıya bağlanamaması nedeniyle de Hamidti komutasındaki Hızlı Destek Kuvvetleri ile Burhan komutası altındaki ordu birlikleri arasında çatışmalar başlamıştır. Çözüm ordunun kışlaya çekilmesi ve seçimlerle birlikte yönetimin sivillere devredilmesidir. Reşit idare olmadan adalet, adalet olmadan da istikrar ve sükunet ve kaynaşma sağlanamaz.

Avare olarak tanımlanan Hamidti'nin geri dönüşü Darfur'un lanetinin Hartum'un peşini bırakmadığı anlamına gelir. İlk yanlış, iliklenen ilk yanlış düğme gibi işlerin normal seyrine dönmesine izin vermemektedir. Aslında Sudan'da yaşananlar sa'lukların ya da avarelerin çatışmasıdır.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN