Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Ağustos 8, 2019
En değerli varlığın yuvasıdır, aile…
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bundan önceki yazımızda, ülkemizde bugün için önemli bir problem alanının da "aile" olduğunu ve ailenin, aynı zamanda birçok noktada problem üreten bir kaynak haline geldiğini ortaya koymaya çalışmış ve; "gerçekleşmesi zor ve zaman alsa da bu hususta tek çözümün, sabırla ve devamlılıkla eğitim-öğretim, manevi ve ruhî terbiye olduğuna inanıyoruz." demiştik. Kaldığımız yerden sözlerimize devam edelim.

İletişim çağını dijital modda yaşayan, haz ve hız ahlâkının hüküm sürdüğü günümüzde, gündelik hayatını sürdürmeye çalışan insanlık için aslında aile kurumu –pek çok yönden saldırıya maruz kalmış olsa da- hala sığınabileceği "en güvenli liman" olma özelliğini taşımaya devam ediyor.

O halde bütün çabamız bu limanı sağlam temeller üzerine bina etmek ve onu muhafaza altında tutmak olmalıdır. Hiçbir şey, emek ve gayret olmadan, çaba sarf etmeden gerçekleşmediği gibi sağlam bir aile yapısı da emek vermeden, gayret ve çaba göstermeden gerçekleşmez. Ancak burada işimizi kolaylaştıran şey var: O da, aile yuvasını kurmak ve mutlu bir şekilde ocağını tüttürmek hususunda, insanı yaratan ve onun özelliklerini/duygularını en iyi bilen Yüce Mevlânın, yol gösterici rehberliğidir. Bu rehberlik, yeryüzündeki ilk insan ile birlikte başlamış ve günümüze kadar gelmiş, bundan sonra da devam edecektir. Bu rehberliğin de peygamberler ve onların getirdikleri kutlu mesajlar vasıtasıyla gerçekleştiğini eklemeliyiz.

İnsanlık tarihine baktığımızda şunu göreceğiz ki, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem ile başlayan serüveninde, insanoğlu ilk günden bu yana hep bir "aile"nin ferdi olagelmiştir. İnsanlara yol gösteren rehberler olarak gönderilen peygamberlerin de hepsinde bir "aile" mensubiyeti söz konusudur. Ve nihayet "din", toplumların sahip oldukları ve yaşantılarına aktardıkları kültürlerini şekillendiren en önemli unsur olmuş, kültür de izlerini en çok aile üzerinde hissettirmiştir. O halde diyebiliriz ki, günümüzün aileye ait problemlerini çözebilmenin en tutarlı ve doğru yolu, yöntemi ve metodu şudur: Yaratılıştan itibaren beraberimizde getirdiğimiz özelliklerimize dikkat kesilmek, odaklanmak, günümüzün tabiriyle "fabrika ayarlarımıza" geri dönmektir. Bu geri dönüşün, kendimiz, ailemiz, içinde yaşadığımız toplum ve dünya için pek çok yönden ne kadar ilerletici/iyileştirici/geliştirici sonuçlar vereceği kısa zaman içinde fark edilecektir. Şimdi geliniz, dönmeyi başarabildiğimiz fabrika ayarlarının bize açtığı ufukla -bir nebzecik olsa da- "insan"a ve insanın oluşturduğu "aile yuvası"na bakalım.

İNSAN: EN DEĞERLİ VARLIK…

AİLE: İNSAN YUVASI…

Hz. Adem'den başlayarak Son Nebi Hz. Muhammed ile tamamlanan peygamberlik silsilesinde yer alan Kutlu Elçilerin mesajlarını ihtiva eden Kur'an-ı Kerim'e bakıldığında, insan, yeryüzünde "Allah'ın halifesi" olarak tayin edilen ve taşıdığı özellikler itibariyle kendisi dışındaki diğer varlıklardan üstün kılınan değerli ve bir "mükerrem varlık"tır. (bazı ayetler için bkz. Bakara, 30; İsra, 70)

Aileye gelince, üzerinde çok uzun uzadıya konuşulması gereken özelliklere sahip ama kısaca ifade edecek olursak, insanoğluna Allah Teâlâ tarafından bahşedilen, onun dünyaya gelip büyümesine, yetişip olgunlaşmasına imkan sağlayan bir yuvadır. Dolayısıyla en değerli varlık olan insanın, yine "en değerli varlığı" olarak görmesi gereken kurumdur, aile…

Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de "insan"ı insanoğluna tanıtan ayetler, onun eğitilerek geliştirilmeye müsait bir potansiyel taşıdığını ortaya koyar. Onu eğitmek, gelişmesine katkı sağlamak için de aileyi işaret eder, Yüce Yaratıcı… Ailenin temel taşları olan ana-babadan, ana babanın evladı hakkında duygularından söz eder nice ayetler… Hz. Nuh'un oğluna, Hz. İbrahim'in İsmail'e, Hz. Yakub'un Yusuf'a hitapları/duaları; Hz. Musanın annesinin, oğluna ve Hz. Meryem'in annesinin de, kızına karşı taşıdığı hissiyat, etkileyici ifadelerle sunulur bizlere… Nihayet, Hz. Adem'den beri, müminlere ve tüm insanlığa model olacak örnek aileleri anlatır Kur'an-ı Kerim… İşte bizim, fabrika ayarlarımıza dönmemizi sağlayacak en önemli dayanaklarımız, dayanıp da yükseleceğimiz temel taşlarıdır, bu aileler… Şimdi geliniz bu örnek aileleri incelemeye, tahlil etmeye ve kendimiz için dersler çıkarmaya çalışalım.

KUR'AN'DAKİ İLK AİLE MODELİ BİZE NELER SÖYLER?

Bu faslın Hz. Adem ile başlaması gerekir. Çünkü o ilk insan ve ilk peygamberdir. Allah Teâlâ'nın, bedenini topraktan oluşturup kendi ruhundan can verdiği, bütün varlıkların isimlerini kendisine öğrettiği; onu yarattığı "öz"den eşini de yaratarak onunla ünsiyet kurmasını ve huzur bulmasını, hayatın zorluklarına beraberce göğüs germesini istediği, şeytanın aldatmalarına kanarak eşiyle birlikte işledikleri hatadan nasıl geri dönüleceğini ve hangi sözlerle tövbe edileceğini de öğrettiği ilk insandır Hz. Adem… (ilgili ayetler için bkz. Bakara, 30-31, 36-37; Nisa, 1; Rum, 21) Onların çocukları olan Habil ve Kabil üzerinden de nice mesajlar verilir insanlığa… İnsanın içinde gizlenmiş bulunan kötü huylardan birinin, "hased"in insan üzerindeki yıkıcı etkisinden, kardeşini öldürmeye varacak kadar etkili bir olumsuzluk kaynağı oluşundan bahseder ayetler (Bkz. Mâide, 27-31). Kısacası ilk insan olan Hz. Adem'in; eşi Havva, oğulları ve kızları ile bir "aile" olarak karşımıza çıktığını görürüz. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, insanlık ailesi olarak bizlerin, isimleri farklı dinlerde ve kültürlerde aynı öz ama farklı isimlerle günümüzde hala yaşamakta olan Hz. Adem'in âilesinden, aradan geçen asırlarca zamana rağmen öğreneceğimiz pek çok şey var. Eğer bu böyle olmasaydı, Allah Teâlâ onların yaşadıklarını bize en son mukaddes mesajı olan Kur'an-ı Kerim'de böylesine dikkat çekici bir şekilde anlatmazdı…

Kur'an-ı Kerim'deki diğer aile modellerini gelecek yazımızda ele almaya devam edeceğimizi ifade ederek bir duyuruyla sözlerimizi tamamlamış olalım.

Diyanet İşleri Başkanlığı, bu yılki Mevlid-i Nebi Haftası içinde düzenlenecek olan Uluslararası Sempozyumun konusunu "Peygamberimiz ve Aile" olarak belirlemiş bulunuyor. 22-24 Kasım 2019 tarihinde gerçekleşecek bu sempozyumda aile konusunun yurt içinden ve dışından iştirak edecek akademisyenlerin sunacağı bildirilerle derinlemesine ele alınması düşünülüyor. Problemlerin çözümüne katkılar sunması ve hayırlara vesile olması dileğiyle…

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN