Arama

Osmanlı'da Ramazan tenbihnâmeleri

Osmanlı döneminde Ramazan ayında sıkıntı yaşanmaması için önceden tedbirler alınır, özel bazı emirler ilân edilirdi. Yaşanabilecek bazı sorunlar aynı zamanda halife olan padişahın otoritesini zedeleyeceği için her şeye dikkat edilir, tenbihlere uymayanlara ağır cezalar verilirdi…

Osmanlı’da Ramazan tenbihnâmeleri
Yayınlanma Tarihi: 5.5.2019 20:34:41 Güncelleme Tarihi: 17.05.2019 15:57

Tenbihname, Arapça 'uyandırma, uyarma ve uyarı' anlamlarına gelen "tenbih" kelimesi ve Farsça 'mektup, kitap, mecmua' anlamlarına gelen "name" kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşur. Devletin özel ve önemli günlerde aldığı birtakım önlem ve tedbirleri, ikazları içeren genelgelerdir.

Osmanlı'da Ramazan ayı yaklaştığında ilk önce devlet hazırlıklara başlar, bütün devlet daireleri kendilerine düşen işleri yerine getirmek için koştururlardı. İmparatorluğun başkentinde Ramazan ayında yaşanacak bir sıkıntı aynı zamanda halife de olan Osmanlı padişahının otoritesini zedeleyebileceği için her şeye dikkat edilirdi. Ramazan geldiğinde en başta padişah bizzat yazdığı emirlerle, yani hatt-ı hümâyunlarıyla yapılması gerekenler konusunda sadrazama emir verirdi. Bu emirler Şaban ayının sonlarında "Ramazan Tenbihnâmesi" adı altında yayınlatılarak halkın dinî ve ahlâkî davranışlarına dikkat etmeleri hususunda uyarılması sağlanırdı.

Tenbihnâmelerde, halkın Ramazan ayında dini emirlere daha sıkı
sarılıp, ibadetlerle meşgul olmaları ve edepli olmaları istenirdi.

HİLAL RAMAZANIN BAŞLANGICIYDI

Osmanlı'da, Hicri takvime göre ayların başlangıcı yeni ayın görülmesiyle başladığından, Ramazan veya bayramlar da "Rü'yet-i Hilal'le", yani hilalin görülmesiyle başlardı. Hilal görülemezse, durum karışırdı. Böyle bir durumda devletin ilan ettiği günde Ramazan başlardı. Ramazan ayının başlaması ile birlikte tüm cami ve mescitler, özellikle de minareler aydınlatılırdı.

RAMAZAN TENBİHNÂMELERİNDE NELER VARDI?

Tenbihnâmelerde, beş vakit farz namazın camilerde cemaatle kılınması, mazereti olmayanlar hariç bütün Müslümanların oruç tutması, görevli olanlar hariç herkesin yatsı namazına camilere gitmesi, teravih vaktinde berber, tütüncü ve diğer dükkânlarda oturanların cezalandırılacakları gibi emirlerin aynı sıra uyarılar da yer alırdı. Örneğin; gayrimüslimlerin gündüzleri herkese açık mekânlarda yemek yememeleri, su, sigara vesaire içmemeleri de bu tenbihnamelerin maddeleri arasındaydı.

ESNAF FİYATLARI YÜKSELTEMEZDİ

Bunların yanı sıra esnafın Ramazan ayından istifade ederek fiyatları yükseltmeye kalkışmasını önlemek için özel bir tedbir alınarak, yiyecek, içecek veya giyim, yakacak gibi ihtiyaç maddelerinin fiyatları bir bir belirlenir, bu fiyatlar listelenerek Şaban ayının son günlerinde ilân edilirdi.

Mesai saatlerinin de Ramazan'a göre ayarlanması istenirdi, böylece Ramazan boyunca devlet memurlarının mesai saatleri Ramazan'a göre yani iftar ve namaz vakti göz önüne alınarak ayarlama yapılır, toplu taşıma araçları ona göre hareket ederdi.

BROŞÜR OLARAK BASTIRILARAK HALKA DAĞITILIRDI

İkinci Mahmud döneminden itibaren Ramazan Tenbihnâmeleri Osmanlı Devleti'nin resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi'de ilân edilip ayrıca broşür olarak bastırılarak halka dağıtılırdı. Konuyla ilgili duyurular ise imam ve vaizler tarafından camilerde; bekçiler ve tellallar tarafından mahallelerde; işletmeciler tarafından da hanlarda yapılırdı.

FIRINCILAR VE KASAPLAR SÜREKLİ İZLENİRDİ

Osmanlı'da Ramazan geldiğinde bütün gıdalara çok dikkat edildiği için en çok ekmek, yağ ve et gözlemlenir; ne şekilde pişirildikleri, gramajları yönetim tarafından kararlaştırılarak belirlenir ve fırıncılara duyurulurdu. Ramazan'da satılacak ekmek numunesi padişaha gösterilerek bizzat kendisinin onayı alınır, daha sonra fırıncılardan ekmeğin belirlenen bu numuneye göre hazırlanması istenirdi. Aynı zamanda satılacağı fiyat da Ramazan gelmeden fırıncılara bildirilirdi.

TRAKYA'DAN İSTANBUL'A KOYUN GETİRİLİRDİ

Halkın Ramazanda et sıkıntısı çekmemesi için özellikle Trakya'dan İstanbul'a koyun getirtilir; yiyeceklere zam yapılması gerekiyorsa bu Ramazan sonrasına ertelenirdi. Halkın dinî duygularını istismar eden dilenciler de Osmanlı'nın dikkat ettiği konulardan biriydi. Ramazan'ın yaklaşması sebebiyle cami kapılarında halkı rahatsız eden dilencilerin o zamanın kolluk kuvvetleri tarafından gerekli tedbirler alınarak uzaklaştırılmalarının sağlanması emri de mevcuttu tenbihnamelerde. Kısaca halkın huzurlu bir ramazan geçirmesi için bu Tenbihnâmeler çok değerliydi.

Herhangi bir sıhhî özrü bulunmayanlar oruç tuta, bulunanlar da alenî bir şekilde oruç yemeye

"Aleni oruç yenilmeye" diye tembihlenirmiş vatandaşlar. Gayrimüslimler de uyarılırmış meydanlarda, Müslümanların gözü önünde yiyip içmemeleri hususunda. Bunun amacı kimsenin özgürlüğüne karışmak değil, bilakis huzuru temin etmek, karışıklık ve çatışmayı önlemek içinmiş...

Gayrimüslim teb'a rahatsız olmasın diye sahur vakti çalan Ramazan davulcusunun güzergâhı üzerinde bir gayrimüslim mahallesi varsa oraya yaklaştığında davulunu çalmaması da emredilirdi…

Bunun karşılığında da gayrimüslim halk, oruç tutan Müslüman halka saygıda kusur etmez, kandillerde ve Ramazan'da Balat ve Fener gibi gayrimüslimlerin çoğunlukla yaşadığı semtlerdeki gayrimüslim vatandaşlar, birçoğunu kendilerinin işlettiği meyhaneleri kapatıyorlarmış. Kepenklerini indirip, üzerine "Ramazan dolayısıyla kapalıyız" yazan kâğıtlar yapıştırıyorlarmış.

TAKVİM-İ VEKAYİ'DE İLÂN EDİLDİ

19. yüzyılın ilk yarısında, Sultan II. Mahmud döneminden itibaren "Ramazan Tenbihnameleri" Osmanlı Devleti'nin resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi'de ilân edilmeye başlandı. Ramazan dönemini ilgilendiren düzenlemelerin yanı sıra şehir hayatı ile ilgili düzenlemeler de yer alırdı. Tenbihlere uymayanlara ağır cezalar verilirdi. Güvenlik güçlerine de Ramazan'da halkın ilan edilen kurallara uyup uymadığına dikkat etmesi ve gereğini yapması emri verilirdi.

KADINLAR VE RAMAZAN

Ramazan Tenbihnameleri'nde en çok üzerinde durulan konu, kadınların giyim, kuşamlarıydı. Yine yaz aylarına rastlayan Ramazanlarda kadınların mesire yerlerine gitmeleri de problem olarak görülürdü. Bu yüzden mesireler kadın ve erkekler için ikiye ayrılır veya ayrı ayrı günler tahsis edilirdi.

Ramazan'da sokağa çıkan kadınların akşam ezanı okunmadan önce evlerine dönmeleri gerekiyordu. Kadınlara özellikle Bayezid Meydanı, Şehzadebaşı ve Üsküdar caddelerinde akşam ezanından sonra dolaşmamaları için tenbihat yapılırdı. Kadınlar ise özellikle Ramazan ayında, on beş alayı denilen, padişahın Topkapı Sarayı'ndaki iftara gidiş töreni, Kadir gecesi, Teravih namazları gibi etkinliklere katılmayı çok arzu ederlerdi. Ramazan ayında gezme hürriyetleri artan kadınlar, cami ziyaretlerine giderlerdi. Gündüzleri kadınlara vaaz ve hatim dinlemeleri için birkaç cami tahsis edilirdi. Buralara erkekler giremezdi. Ayrıca bazı camilerde de kadınlara mahsus yerler olurdu.

SULTAN ABDÜLMECİD DÖNEMİNDE HAZIRLANAN BİR TENBİHNAME

24 Mart 1859'da, o yılın Ramazanında uyulması gereken kuralları içeren emirler şöyle sıralanmış:

"Padişahımızın bazı camileri teşrifi ihtimal dâhilinde bulunduğundan herkes vazifesini en iyi şekilde ifa ede ve saygıda kusur etmeye. Ramazan'da her zamankinden daha dikkatli ve edepli davranıla. Kurallara uyula. Camilerde ve ötede beride oturanlara karışılmazsa da özellikle çarşı içinde, Bayezid'de ve Şehzadebaşı'na giden güzergâhta yol üzerinde dükkânlarda oturulmaya. Geceleri büyük caddelerde iskemle ile sokak aralarında ve halkın geçip gitmesine engel teşkil edecek şekilde oturulmaya. Araba aralarında dolaşıp arabalı ve arabasız gelen geçen kadınlara edep dışı davranılmaya ve arabalar Bayezid ve Şehzadebaşı'nda Sokak ortalarında durmaya. Kadınlar Sultanahmet, Şehzadebaşı ve Laleli Camii dışında diğer büyük camilere girmeye ve ayrıca namaz vakti haricinde vazifeliler haricinde buralara erkekler de girmeye. Kadınlar akşam ezanına bir saat kala evlerine döne ve iftardan sonra arabalı veya arabasız hiçbir surette sokaklarda dolaşmaya. Herkes her zaman olması gerektiği gibi özellikle Ramazan'da camilere gele, işi icabı bir yere gidip gelen hademelerden başka kimseler teravih namazında dükkânlarda oturmaya. Herhangi bir sıhhî özrü bulunmayanlar oruç tuta, bulunanlar da alenî bir şekilde oruç yemeye. Her zaman temizliğe dikkat edile ve bilhassa Ramazan'da buna daha çok dikkat edile, sokak ortalarına öteye beriye çöp dökülmeye… Bu tembihleri memurlar suret-i katiyede takip edecekler. Ola ki tembihe aykırı hareket edenler görülürse cezalandırıla!"

Derlenmiştir.
Dünyabizim, Ramazan tenbihnamelerinde neler varmış? - Fatma Toksoy
Sabah Gazetesi, Ramazan ayı gelmeden tenbihnamesi yayınlanırdı- Erhan Afyoncu

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN