Arama

Zahide'm türküsünün hikayesi

"Nerede bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanların türküleri yoktur." der Neşet Ertaş. Biz de herkesin gönlünde sızı oluşturan bir türküden ve onun hikâyesinden bahsedeceğiz. Herkesin sahip çıktığı meşhur sevdalar vardır. Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun gibi. Biri daha var ki kavuşamamış, yarım kalmış bir sevdanın gerçek hikâyesidir. Zahide'm tam da böyle bir sevginin notalara dökülmüş halidir. Fakat Neşet Ertaş ile özdeşleşse de asıl öyküsü daha farklıdır. “Eski Defterler”in yeni bölümü ile karşınızdayız.

Zahide’m türküsünün hikayesi
Yayınlanma Tarihi: 8.4.2021 16:36:00 Güncelleme Tarihi: 09.04.2021 10:31

Bu sevdanın başkahramanı Arap Mustafa, 1901 yılında Orta Hacı Ahmetli Köyü'nde doğar. Anne babasını küçük yaşta kaybedince akrabaları tarafından büyütülür. Ona bu lakabın verilmesinin nedeniyse yörede meşhur olan 'Koca Oyunu'nda Arap rolünü oynamasıdır.

Çok küçük yaşlarda kimsesiz kalmasından dolayı da Yukarı Hacı Ahmetli Köyü'ndeki Hacı Bürozade Mehmet adlı ağanın yanında çalışır. On iki yıl hizmet ettiği bu evin kızı Zahide'ye âşık olur, kimselere de söylemez sevdasını. Sır gibi saklar. Gel zaman git zaman dayanamaz ve yakınlarına anlatır içindekileri. Onlar da ağadan kızını ister. Fakat ağa, Arap Mustafa'nın kapılarında bir azap olmasından dolayı Zahide'yi vermez.

Gönlünde bu sevdayla yanarken Arap Mustafa askere gider. O vatani görevi yerine getirirken ağa, Zahide'yi Molla Hasan ile evlendirir. Hemşerilerinin vasıtasıyla Zahide'nin haberini alan Arap Mustafa, çaresizce sevdasını dizelere döker.

"Zahide'm kurbanın olam nolacak halım
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahide'm bu hafta oluyor gelin"

Kırşehir'de kulaktan kulağa yayılan bu sevdayı anlatan dizeler ozanlar, abdallar tarafından söylenir. Fakat hem Zahide hem de Arap Mustafa yaşadığı ve başka insanlarla evli olduğu için açıktan söylenmez. Neşet Ertaş, on üç yaşlarındayken bir köy düğününde bu şiir eline verilir.

"Eski Defterler"in önceki bölümlerini izlemek için tıklayın

Arap Mustafa ve Zahide'nin vefatından sonra da yarım kalan sevdanın şiirini düzenleyerek besteler ve 1970 yılında plağa alır. Böylece Arap Mustafa'nın gönül yangını herkeste bir sızı olur.

Neşet Ertaş "Zahidem" türküsünün hikâyesini bir röportajında şöyle anlatır:

"Biz dedelerimizden beri düğünlerde çalıp söyleriz. 13-14 yaşındayken bizim Kırşehir'in Çiçekdağı kazasının bir köyündeki düğünde elime bir şiir yazılı kâğıt verdiler. Sonradan öğrendiğime göre öksüz bir çocuk yazmış bu şiiri. Bu öksüz çocuğu bir aile evine almış, o da o evin kızına aşık olmuş. Kızın adı Zahide imiş. Çocuk askere gidince kızı başkasına vermişler. Ben bu dörtlükleri düzelttim, 45 yıl önce plağa okudum."

Zahidem, Neşet Ertaş ile tüm âşıkların ortak türküsü olur. Bozkırın tezenesi bu durumu "Meğer herkesin bir Zahidesi varmış." diyerek özetler.

Editör - Sunucu: Burcu Sandıkçı
Kamera - Kurgu: Ahmed Helal

____________________________________

FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!

Dijital medyanın tüm mecralarında yer alan Fikriyat.com sosyal medyada da aktif olarak faaliyet gösteriyor.

Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;

👉 TWITTER

👉 INSTAGRAM

👉 FACEBOOK

👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.

TÜM ÇALIŞMALAR YOUTUBE KANALIMIZDA!

Fikriyat.com sitesinde ve mobil uygulamasında yer alan tüm video içeriklerini eş zamanlı olarak da youtube kanalımız üzerinden izleyebilirsiniz.

YOUTUBE 👉 Fikriyat

Görüş ve önerileriniz için bizlere ulaşabileceğiniz e-posta adresimiz: fikriyat@fikriyat.com.tr

👉 Sıkça Sorulan Sorular

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN