Arama

  • Anasayfa
  • İlahiyat
  • İslam İlmihali
  • Haksız fiil nedir? Haksız filler nelerdir? Haksız fiilin yükümlülükleri nelerdir? Haksız iktisab ne demek? Haksız iktisab türleri nelerdir?

Haksız fiil nedir? Haksız filler nelerdir? Haksız fiilin yükümlülükleri nelerdir? Haksız iktisab ne demek? Haksız iktisab türleri nelerdir?

Başkasının malına haksızlıkla zarar vermek dinen günah, ahlaken ayıp, hukuken de suçtur. Buna göre, haksız fiil nedir? Haksız filler nelerdir? Haksız fiilin yükümlülükleri nelerdir? Haksız iktisab ne demek? Haksız iktisab türleri nelerdir? Diyanet’in İlmihal-2 “İman ve İbadetler” kitabında yer alan bilgilere göre, haksız fiil ve haksız iktisab hakkında merak edilenleri derledik.

Haksız fiil nedir? Haksız filler nelerdir? Haksız fiilin yükümlülükleri nelerdir? Haksız iktisab ne demek? Haksız iktisab türleri nelerdir?
Yayınlanma Tarihi: 12.3.2019 18:50:31

HAKSIZ FİİL NEDİR?

Haksız fiil denince, hukuka aykırı olarak bir kimsenin şahsına veya mal varlığına zarar veren fiil kastedilir. Şahsa yani bir kimsenin canına ve vücut bütünlüğüne yönelik olanlar, daha önce ifade edildiği gibi, hem büyük günahlardan sayılmış hem de ağır suçlar arasında görülerek bazı maddî müeyyidelerle cezalandırılmıştır.

HAKSIZ FİİLLER NELERDİR?

Mala yönelik haksız fiillerin başında, bir kimsenin malını gizlice almak demek olan hırsızlık, zorla almak demek olan gasp ve eşkıyalık gelir. "Başkasının malını hukuka aykırı biçimde tahrip etmek" demek olan itlâf da bir diğer haksız fiil örneğidir.

HAKSIZ FİİLİN HÜKÜMLÜLÜKLERİ NELERDİR?

Başkasının malına haksızlıkla zarar vermek dinen günah, ahlâken ayıp, hukuken de suçtur. Kamu güvenliğini ve düzenini bozduğu için dünyada, dinin bir emrinin ve kul hakkının ihlâli olduğundan âhirette ağır bir sorumluluğu gerektirir. Başkasının malına dolaylı zarar verme, meselâ küçük çocukların ve hayvanların zarar vermesi, hatta kuyu, inşaat vb. sebebiyle meydana gelen zararlar da itlâf kapsamındadır. Zarara uğayan mâsum olduğu sürece, zarara doğrudan veya dolaylı şekilde zarar veren bu zararı ödemekle yükümlüdür. Meselâ küçük çocuğun velisi, hayvanın sahibi, kuyunun sahibi, belli durumlarda işçinin işvereni bunların sebep olduğu zararı öderler. Esnaf ve sanatkârlar da, müşterinin malını koruyup gözetmekle mükellef olup, doğrudan kusurları olsun veya olmasın, müşterinin malına ulaşan zararı tazmin etmekle yükümlüdürler.

Malın tazmininde mislî mallar, yani ölçü ve tartıya tâbi mallar misliyle, değilse kıymetiyle ödenir.

Haksız fiil ve sonuçları konusunda İslâm hukukçularının ana hatlarıyla ifade edilen bu görüşleri, toplumsal huzur, güven ve barış ortamının kurulabilmesi ve korunması, kul hakkı ihlâllerinin önlenmesi açısından uyulması gerekli tesbit ve önerilerdir.

HAKSIZ İKTİSAB NE DEMEK?

Toplumsal huzuru ve güvenliği tehdit eden bir diğer yanlış davranış da haksız iktisaptır. Bu tabirle, hukukî bir sebebe dayanmadan bir şahsın mal varlığının başkası aleyhine çoğalması kastedilir. İslâm hukuku şahıslar arası hukukî ve medenî ilişkilerde rızâ pensibine büyük önem vermiş, izni ve rızâsı bulunmadan bir kimsenin malında tasarrufta bulunmayı, ondan kazanç sağlamayı yasaklamıştır. Meşrû bir sebebe dayanmaksızın bir mal edinme sadece yasaklanmakla kalmamış, Hz. Peygamber tarafından, "Hiçbiriniz kardeşinin herhangi bir malını ciddi olarak veya şaka yoluyla almasın. Biriniz arkadaşının bir değneğini bile alsa onu iade etsin" (Ebû Dâvûd, "Edeb", 93; Tirmizî, "Fiten", 3), "Bir şeyi alan el, onu hak sahibine vermediği sürece tazminle mükelleftir" (Ebû Dâvûd, "Büyû'", 90) buyurarak haksız şekilde iktisap edilen şeylerin hak sahibine iadesi de istenmiştir.

HAKSIZ İKTİSAB TÜRLERİ NELERDİR?

İslâm hukukçularının üzerinde durduğu haksız iktisap türleri olarak; borç olmayan bir şeyin ödenmesi, başkası adına zarureten yapılan ödemeler, meselâ ortak malı veya başkasının malını korumak için yapılan ödemeler, akid olmadan ve bir ücret kararlaştırılmadan bir kimseyi çalıştırma, evinde oturma, arazisini ekip biçme, iki malın birbirine karışması veya bitişmesi gibi örnekler sayılabilir. Bu ve benzeri durumlarda başkasının malını veya yararını hukukî bir sebep bulunmadan iktisap eden kimsenin, aldığı şeyi hak sahibine iade etmesi dinî ve hukukî bir borçtur.

Bu şekilde malı eksilen kimsenin de bunu talep hakkı vardır. Böyle durumlarda yargı daha çok zâhirî delillere göre hareket ettiği için, mağdur taraf çoğu zaman yargı yoluna gidemez veya hakkını ispat edemez. Fakat malına haksız kazanç karıştığına inanan kimsenin, yargı kararına bakmaksızın bu hakkı sahibine iade etmesi gerekir. Bile bile bunu yapmazsa, başlangıçta olmasa bile sonuçta gasıp hükmünü alır, malına haram karıştırmış olur.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN