Stratejik Nokta: Tarihi süreçte Tibet sorunu
Yüzyıllardır Asya'nın üzerinde gezinen bir kara bulut olan Çin, Doğu Türkistan başta olmak üzere; Tibet ve Tayvan'a karşı yaptırımları ve işgalleriyle bölgede terör estiren bir kötülük imparatorluğudur. Kıtada, Çin ve Britanya Hindistanı arasında gelişen "güçler savaşı"ndan Tibetliler de büyük ölçüde nasibini almıştır. İşte, Stratejik Nokta'da Tibet sorununa ve tarihi serüvenine dair bilmeniz gerekenleri sizler için araştırdık.
Önceki Resimler için Tıklayınız
◼ Birleşik Krallık'ın Hindistan'daki kolonisi olarak bilinen Britanya Hindistanı ve Tibet'in 1914 yılında imzaladığı Simla Sözleşmesi ile sınır hattı belirlenmiş olur.
◼ Çin, Tibet'in kendi himayesinde olduğunu iddia edip bağımsız olmadıklarını dile getirmiştir. Bundan ötürü Çin yönetimi, antlaşmanın geçersiz olduğunu savunmuştur.
Britanya Hindistanı nedir?
Britanya Hindistanı, 1858 yılından 1947'ye kadar Birleşik Krallık'ın Hindistan kolonisinin adıdır. Aynı zamanda bu süreç "dominyon periyodu" olarak da isimlendirilmiştir.
◼ Tibet ve Britanya Hindistanı'nın 1914 senesinde yaptığı antlaşmadan itibaren 1950'ye kadar 14. Dalai Lama, Tibet'i bağımsız bir devlet olarak yönetmiştir. 1950'de Çin ordusu Tibet'e girmiş ve bölgeyi yönetimine bağlamıştır.
◼ Tibet halkı, topraklarını işgal eden Çin yönetiminin baskılarına daha fazla dayanamayıp dokuz yıl sonra isyan hareketini başlatmıştır. Fakat Çin ordusuna karşı uzun bir direniş gösterememişlerdir. Bunun üzerine 14. Dalai Lama, Hindistan'a kaçmıştır.
14. Dalai Lama kimdir?
14. Dalai Lama, Tibet'in Amdo ilinde çiftçilikle geçinen bir ailenin 16 çocuğundan biri olarak dünyaya gelir. Asıl adı, Tenzin Gyatso'dur. 1950'den beri Tibet'te görevde bulunan 14. Dalai Lama'dır.
◼ 1959'dan itibaren bölgedeki soyluların ve ibadet için ayrılan arazileri, Çin yönetimi tarafından devletleştirilir. Tarımda ise kolektifleştirmeye gidilir. Budistlerin toplu halde ibadet yapmaları yasaklanır. Bunun nedeni bir araya gelip direnişe geçmelerini önlemektir.
◼ 1980 senesine gelindiğinde Çin'in, Tibet üzerinde daha yumuşak bir siyaset izlediği gözlemlenir. Buna örnek olarak ekonomik reformlara gidilmesi ve bölge kalkındırma çalışmaları gösterilebilir.
◼ Tibet'in tarihine ve güncel durumuna baktığımızda, bölgenin "güçler savaşının bir kurbanı" olduğunu söyleyebiliriz. Tibet'in; kara, hava ve demir yolları günümüzde Çin'in hakimiyetinde bulunuyor. Yönetim tarafından yer altı ve yer üstü zenginlikleri sömürülüyor ve halk ne kadar dillendiremese de baskıların ve asimile politikalarının uygulandığı aşikar.
◼ Doğu Türkistan'daki halka uygulanan birçok politika, Tibet halkına da uygulanıyor. Örneğin; Çin'in farklı eyaletlerinden Tibet'e Han Çinlileri getiriliyor. Buradaki amaç Tibetlilerin azınlıkta kalmasını sağlamak.
◼ Sonuç olarak Tibet halkı, Çin'in varlığından son derece rahatsız. Kendi topraklarında yabancı muamelesi görmek istemeyen Tibetliler, patlamaya hazır bir bomba gibi adeta.