Müziğin şifa olduğu hastane: Edirne Darüşşifası
Edirne Darüşşifası, II. Bayezid Külliyesi içerisinde yer alan Osmanlı'nın önemli sağlık merkezlerinden biriydi. Burası dünyada bir tıp merkezinin ihtiyaçları, ayrıntılı bir şekilde düşünülerek planlanmış ilk hastaneydi. Batı'da benzerleri ancak 200 yıl sonra yapılmaya başlandı. Edirne II. Bayezid Darüşşifası'nda akıl hastaları su ve musiki ile tedavi edilir, baharda açan çiçekler hastalara koklatılırdı. Peki, müzikle nasıl tedavi edilirdi?
Önceki Resimler için Tıklayınız
📌 Edirne II. Bayezid Darüşşifası, hastalara rıza senedi imzalatan ilk hastanedir. Rıza senedi, hastaların uygulanacak tedavi kabul ettiğine dair belgeydi. Hasta kendisini tedavi edecek hekim veya cerrahla birlikte mahkemeye gidip tedavi veya ameliyat karşılığında anlaştıkları ücreti bildirirdi. Tedavi veya ameliyatı sonunda sakat kalır ya da ölürse akrabalarının kan ve diyet davası açmayacağına dair şahitler huzurunda bir senet imzalardı.
📌 Cerrahlığı eşi Deniz bin Gazi'den öğrenen Küpeli Saliha Hatun, yeniçeriler dahil birçok kişiyi ameliyat etti. Eşinin vefatı sonrası cerrahlığı tek başına yapan Saliha Hatun'a ait 21 rıza senedinin çoğu kasık fıtığı ameliyatıyla ilgiliydi.
Küpeli Saliha Hatun'a ait rıza senetlerinden birinde şu bilgiler bulunur:
"Uzun zamandır fıtık zahmetine müptelayım. Şiddetle tedaviye ihtiyacım olduğundan Saliha Hatun'u tedavimi yapması için 800 akçeye kiraladım. 500 akçesini peşin olarak teslim edip, 300 akçesi zimmetimde adı geçen hatuna borcumdur. Adı geçen hatunun tedavisi sonrası ölürsem, varislerim ve diğer kişiler Saliha Hatun'u kan pahası ve diyet bahanesiyle rencide edip dava eylemesinler. Dava ederlerse de dikkate alınmasın. İstemad'ın bu ikrarı Saliha Hatun da tasdik ettiğinden yazılıp ellerine verildi. 30 Ramazan 1032 (28 Temmuz 1623)."
➡ Osmanlı'da yaygın olarak kullanılan çiçek aşısı Edirne'deki bu darüşşifadan dünyaya yayıldı. Aşıyı Avrupa'ya götüren Lady Montagu, İngiltere elçisi olan eşi ile Osmanlı'ya geldi. İngiltere'de henüz bulunmayan çiçek aşısının İstanbul'da yaygın bir şekilde kullanıldığı hayretle gördü.
➡ 1 Nisan 1717 tarihinde Edirne'den İngiltere'deki arkadaşı Sarah Chiswell'e yazdığı mektupta aşının nasıl yapıldığını anlattı.
"Bizde pek çok yaygın ve zalimane olan çiçek hastalığını burada keşfettikleri bir aşı ile önlüyorlar. Birçok kocakarının sanatları sırf bu ameliyatı yapmak. Aşılanma için en uygun zaman sıcakların sonu, sonbaharın başlangıcı. O zaman aile reisleri ailelerinde çiçek hastalığına tutulmuş kimse olup olmadığını öğreniyorlar ve birkaç aile toplanıyorlar. Sayıları onbeş onaltıyı bulan aile toplulukları bu aşıcı kocakarılardan birini çağırıyorlar ve ceviz kabuğu içine doldurulmuş çiçek hastalığı aşısını hangi damardan açılmasını isterlerse, o damarı büyük bir iğne ile açtıktan ve iğnenin ucu kadar aşıyı buraya koyduktan sonra yarayı bağlıyor ve üzerine bir ceviz kabuğu yapıştırıyorlar. Bütün bu ameliye sırasında en küçük bir acı hissedilmiyor. Aynı şeyi dört beş damara daha yapıyorlar... Aşı için vücudun kapalı yerleri tercih ediliyor. Aşılanan çocuklar sekiz gün oynuyorlar, bir şey olmuyor. Daha sonra bir sıtmaya tutuluyorlar ki iki gün, üç gün yatakta yatıyorlar. Yüzlerinde yirmi otuz sivilce çıkıyor. Fakat sekiz gün içinde hiç hastalığa tutulmamış gibi oluyorlar. Açılan yaralar hastalıkları boyunca akıp çiçeğin zehrini atıyor, başka taraflara yayılmasına mani oluyor. Her sene aynı ameliye binlerce çocuğa yapılıyor... Aşıdan kimse ölmüyor. Aşının faydasına inandığım için sevgili yavruma da yaptırmaya karar verdim. Vatanımı çok sevdiğim için aşının oraya da girmesini isterim."
Günümüzde Trakya Üniversitesi tarafından tamir ettirilerek Tıp Tarihi Müzesi haline getirilmiştir.
Musiki makamlarının, tedavi ettiği hastalıkların listesi şöyledir:
Rast makamı: Akıl hastalığından ve felç illetinden kurtulmaya yönelik yardımcı ve destekleyici bir makamdır.
Irak makamı: Asabî mizaçlılara ve hafakana iyi gelir.
İsfahan makamı: Zihni açar, zekâyı keskinleştirir, anıları tazeler.
Buselik makamı: Kulunç ve bel ağrılarının tedavisinde faydalar sağlar.
Revaî makamı: Baş ağrısının tedavisinde kullanılan bir makamdır.
Nevaî makamı: Kadın hastalıklarının tedavisinde ve üzüntüyü gidermede kullanılır.
Egule makamı: Kalb hastalıklarına olumlu yönde tesirleri olan bir makamdır.
Hicaz makamı: Bevliye hastalıklarının tedavisinde destekleyici rol oynar.
Uşşak makamı: Kalb, karaciğer, sıtma ve mide hastalıklarının tedavisinde yardımcı bir metottur.
Yens makamı: Sırt, eklem ve kulunç ağrılarının tedavi edilmesinde yardımcıdır.
Hücent makamı: Ateşli hastalıkları yenmede faydalıdır. Hazmın kolaylaşmasında ve vesvesenin uzaklaştırılmasında tesirleri vardır.
Nihavend makamı: Kan dolaşımı, karın bölgesi ve bacaklardaki ağrıların tedavisinde olumlu tesirleri vardır. Kişiye güven hissi verir.
Hüseyni makamı: Kişiyi ferahlatır. Kişinin kendine güveninin artmasına ve ferahlamasına yardımcı olur. Otistik ve spastik hastalara faydalıdır.