Osmanlı’da padişah muhafızlığı yapan askeri zümre: Solaklar
Osmanlı'da padişah muhafızlığı yapan askerlere solak denilirdi. Bu askerler cesur, kuvvetli, tecrübeli, hitabeti düzgün yeniçeriler arasından seçilirdi. Hepsi veya çoğunluğu solaktı; nedeni ise saldırı anında ilk müdahalenin beklenmeyen yerden gelmesini sağlamak içindi. Sefer zamanı solaklar, saray kapısından itibaren yaya olarak padişahın her iki yanında ve önünde yer alır, yabancı hiç kimseyi yaklaştırmazlardı. İşte Osmanlı'da padişah muhafızlığı yapan askeri zümre solaklar hakkında bilgiler...
Osmanlılarda kıyafet, toplum yaşamının bir ifadesiydi. Bu giysinin kumaşı kadar, renginin de bir anlamı vardı. Aynı zamanda da giyenin ait olduğu toplum düzeyini yansıtırdı. Giysiler, bireylerin cinsiyet, meslek ve statülerini yansıtan bir unsur olma özelliğini korudu. Kullanılan başlıklar statü, rütbe ve makamı yansıttığı için önemli öğelerden biriydi.
Solaklar, Osmanlı'da padişahın muhafızlığını yapan Solakan-i Hassa olarak da bilinir. Yeniçeri Ocağı'nın 60-63. ortalarına bağlı askerlere verilen isimdir. Genelde yaya birlik olan solaklar, cesur, kuvvetli, boylu-boslu, tecrübeli, sözü dinlenir, hitabeti düzgün yeniçeriler arasından seçilirdi. Hepsi veya çoğunluğu solaktı. Seferde padişahın solunda dururlardı.
Padişahın atının sağında giden iki solak, ok ve yaylarını kullanırken, sol ellerini; solunda gidenler ise sağ ellerini kullanırlardı. Ellerini bu suretle kullanmalarına sebep, padişaha arkalarını dönmeden hedefi vurabilmeleri içindi.
Solaklar padişahın gezilerinde ellerinde ok ve yayları çekilmiş vaziyette padişahın önünde ve yanında yürürlerdi. Yüksek rütbelilerden 12 asker, atın yularından tutar ve geri kalan 400 solak da çember oluştururdu. Savaş esnasında padişahın yanına kimseyi yaklaştırmazlar, padişahın yanından bir an bile ayrılmazlardı.
Çok iyi silah kullanan solaklar; kurallara göre yaşları yirmi beşten yukarı, güvenilir, askerlik dışında hiçbir işle uğraşmayan, gösterişli kişiler olarak seçilirdi. Mavi gözlüler, köseler, kısa boylular solak olamazdı. Solakbaşılar tarafından seçilen solaklar son olarak hem gerekli nitelikleri taşıyıp taşımadıklarının kontrolü hem de tayinleri için Dârüssaâde ağasına gönderilirdi.
Solakların asıl görevi padişahın muhafazası idi. Padişah sefere çıktığı zaman solaklar saray kapısından itibaren yaya olarak her iki tarafında ve önünde yer alır, yanına yabancı hiç kimseyi yaklaştırmazlardı. Savaş esnasında bütün solak bölükleri padişahın etrafında yer alarak bir koruma hattı oluşturur, 400 kemankeş solak etrafını çevirirdi. Celâlzâde Mustafa Çelebi, *Selimnâme adlı eserinde Çaldıran Muharebesi esnasında solakların padişaha nasıl siper olduklarını nakleder.
*Selimnâme: Yavuz Sultan Selim ve dönemiyle ilgili eserlerin genel adı. Osmanlı tarih literatüründe dönemleri ele alınan padişahların adını taşıyan eserler ayrı bir grup oluşturur. Bu ad verme geleneği ilk defa Yavuz Sultan Selim devrinde ortaya çıkmış ve onun ismiyle anılan tarihler "Selimnâme" diye adlandırılmıştır. Ancak bu gelenek, Kanûnî Sultan Süleyman ve II. Selim'den sonra birkaç istisna dışında sürdürülmemiştir. Kanûnî dönemini anlatan tarihlere "Süleymannâme" adı verilirken II. Selim için yazılan bazı eserlere Selimnâme denilmesi dikkati çekmektedir.