Arama

‘Hey onbeşli’ türküsünün acı öyküsü

Osmanlı, Çanakkale cephesinde yedi düvele karşı, kesin zafer elde ederek "Çanakkale geçilmez" destanını tarihe altın harflerle yazdırdı. Tarihin gördüğü en şiddetli savaşlardan biri olan Çanakkale harbinde memleketin dört bir yanından, henüz çocuk yaşta sayılabilecek pek çok kişi gönüllü oldu. Onların bu destansı mücadelesi şiirlere ve türkülere konu oldu. Peki 'hey onbeşli' türküsünün hikayesi nedir? Çanakkale türküsü nasıl yazıldı?

  • 1
  • 15
OSMANLI​ YEDİ DÜVELE KARŞI MÜCADELE VERDİ
OSMANLI​ YEDİ DÜVELE KARŞI MÜCADELE VERDİ

105 yıl öce "yedi düvele karşı mücadele veren" Osmanlı Devleti, kesin zafer elde ederek "Çanakkale geçilmez" destanını tarihe altın harflerle yazdırdı. Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı'nın kazananları arasında yer almasa da bu zafer, Türk milletine özgüven ve milli şuur kazandırdı.

Tarihe "kahramanlar savaşı" olarak geçen Çanakkale harbinde yaklaşık bir milyona yakın kayıp verildi. Bu cephedeki mücadele tarihin gördüğü en şiddetli savaşlardan biriydi.

13 Ocak 1915'te İngiliz Harp Konseyi toplantısında "Hedefi İstanbul olmak üzere, Gelibolu Yarımadası'nı topa tutmak ve almak için, şubat ayında sefer hazırlıklarına başlanması" kararı alındı. 19 Şubat'ta başlayacak harekâtın asıl hedefi İstanbul olarak belirlendi.

İngiltere, Rusya'nın 2 Ocak 1915'teki yardım talebi üzerine, Çanakkale Boğazı'nı geçip İstanbul'u Rusya'dan önce işgal etmek istedi. Böylece Osmanlı devletinin başkenti ele geçirilecek, savaş da sona erecekti. Savaş gemileriyle Çanakkale Boğazı'ndan rahat şekilde geçeceklerini düşünen itilaf devletlerinden İngiltere ve Fransa, 18 Mart 1915'te beklemedikleri bir mağlubiyet yaşadı.

  • 3
  • 15
ÇANAKKALE'DE DESTAN YAZAN ÇOCUK ASKERLER
ÇANAKKALE’DE DESTAN YAZAN ÇOCUK ASKERLER

Çanakkale ve milli mücadelemizde çok sayıda çocuk, vatan savunmasında destan niteliğinde kahramanlık örnekleri sergiledi. Bu kahramanlar "meçhul çocuk askerler" olarak tarihimize adlarını yazdırdı.

Mehmetçik, 18 Mart 1915'te Çanakkale'yi geçmeye kalkan dünyanın en güçlü donanmasını boğaza gömdü. Çanakkale'deki bu cephe, bir ölüm değirmeni gibiydi. Öyle ki İngiliz generali Aspinall-Oglander şöyle bir tespitte bulundu: "Gelibolu'daki kanlı muharebeler, Türk ordusunun çiçeğini bitirmiştir." İngilizler, ordumuzun içerisindeki çocuk yaştaki askerleri, "çiçeğin tomurcuğu" ve "vakti gelmeden solan gül goncası"na benzetiyorlardı.

Cephedeki çarpışmalar o kadar şiddetli oluyordu ki meydana gelen boşlukları doldurmak için, diğer cephelerden asker getirilemiyordu. Bundan dolayı da 15 yaşın üstündeki eli silah tutan bütün gençler, Çanakkale'ye sevk ediliyordu.

Birinci Dünya Savaşı'nda, Osmanlı ordusunda insan kaybı öyle bir noktaya varmıştı ki Harbiye Nezareti, harp bütün hızıyla sürerken askerleri birkaç günlüğüne de olsa memleket iznine göndermeye gayret etmişti.

Çanakkale Savaşı sırasında, İtilaf Devletlerinin Nisan 1915'ten itibaren kara çıkartmasına başlamalarıyla birlikte cephede takviye kuvvetlere ihtiyaç hâsıl olunca Sultan V. Mehmed Reşad 27 Mayıs 1915 bir irade (emir) yayınlayarak, Askeri Mükellefiyet Kanunu'nda değişiklik yapmak ve lise talebelerini de cepheye çağırmak zorunda kalmıştı.

Sultan Reşad, yayınladığı iradede, Mükellefiyet Kanunu'nun 42. Maddesine ek olarak şöyle bir ek düzenleme yaptı:

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN