Dünyanın ilk Kızılay’ı: Hilal-i Ahmer
19'uncu yüzyıl, dünyaya savaşların damga vurduğu ve kamuoyunda büyük etkiler yarattığı bir yüzyıl oldu. Savaş alanlarındaki kanlı çarpışmalar, yaralı ve hasta askerlerin milliyet farkı gözetilmeden, yetiştirilmiş sağlık personeli tarafından tedavisi ihtiyacını doğurdu. Dünyada Kızılhaç ile başlayan bu hareketin ambleminin haç olması, katılım konusunda Osmanlı yöneticilerine rahatsızlık verdi. Bu nedenle, Osmanlı topraklarına Hilâl-i Ahmer olarak gelen kuruluş, kırmızı hilâli amblem seçerek, dünyanın ilk Kızılay'ı oldu. Kızılay'ın kuruluş öyküsünü sizlerle buluşturuyoruz.
Tarih sayfaları, savaşlar, siyasi bunalımlar, ekonomik krizler, doğal afetler, salgın hastalıklar ve bunların bıraktıkları derin izlerle, acılarla dolu.
Tarihimizdeki bu derin izlerden ve acılardan hayat bulan Kızılay, din dil ırk ayrımı gözetmeksizin, insanı ön plana çıkaran değerlerin, insanın korunması, yaralarının sarılması anlayışı ile yola çıktı.
1859 yılında Fransız ve İtalyan kuvvetlerinin Avusturya ordularına yenilgisi ile biten savaşın kanlı çarpışmalarını savaş alanında, Jean Henry Dunant isimli bir İsviçreli şahsen izlemişti.
Tanık olduğu dehşet verici gözlemlerini 1862 yılında yayınladığı "Bir Solferino Hatırası" adlı yapıtı ile ortaya dökmesi, uluslararası bir yardım kurumunun temellerinin atılması için dönüm noktası oldu.
Dunant, 300 bin insanın çarpıştığı Solferino Savaşı'nda insanlık onuruna yakışmayan tabloyu anlattı kitabında ve "yaralı ve hasta askerlerin milliyet farkı gözetilmeden, yetiştirilmiş sağlık personeli tarafından tedavisi, tedavi merkezlerinin uluslararası anlaşmalar güvencesinde saldırılardan uzak tutulması ve savaşanlara insani gereksinimler ve yardım sağlanması" önerisinde bulundu.
İlgiyle okunan bu kitaptaki ilkeler birçok Avrupalı devlet adamının beğenisini kazandı ve Cenevre'de askeri yaralılara yardım amacıyla Kızılhaç'ın temelini oluşturdu.
26-29 Ekim 1963 günlerinde pek çok ülkenin doktor ve memurlarından oluşan gayri resmi yetkililer, konuyu ayrıntılı bir şekilde görüşerek, uluslararası bir kongre toplanmasına karar verdiler.
1863'teki adım, Ulusal Kızılhaç Dernekleri kurulmasını ve 1864 yılında da Birinci Cenevre Konvansiyonu'nun toplanmasını sağladı.
Toplantıda hem uluslararası yardım dernekleri kurulması, hem de savaş anında ulus ayrımı yapılmaksızın yaralıların toplanıp bakılmaları, sahra hastanelerinin, sağlık personelinin, gönüllü yardımcıların, yaralıların saldırmazlık çerçevesi içinde kalmaları görüşüldü.
Ayrıca öncü ve ev sahibi ülke olan İsviçre'nin ulusal bayrağının tersi, beyaz üzerine kırmızı haç bulunan, amblem olarak kabul gören kızıl haç işareti benimsendi.
Bu ilkeler İsviçre'nin yanı sıra Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere il 12 ülke adına 22 Ağustos 1864'teki Cenevre Sözleşmesi ile resmileştirildi. Cenevre Sözleşmesine geniş katılım oldu.
Bütün ülkeler birer Kızılhaç Derneği oluşturdu. Bu dernekler faaliyetlerini savaş alanları ile de kısıtlamayıp, barış dönemlerinde de, salgın hastalıklar, doğal afetler gibi olağanüstü durumlarda insanlığa yardım görevlerini üstlendi.