Darağacında bir başbakan: Adnan Menderes
Türkiye demokrasisi, 17 Eylül 1961'de tarihinin en kara günlerinden birini yaşadı. 1950 seçimlerinde yüzde 52,7 oyla iktidara gelen ve 10 yıl süreyle başbakanlık yapan Adnan Menderes idam edildi. Türk siyasetinin en önemli isimlerinden biriydi Adnan Menderes. "Yeter söz milletindir" diyerek çıktığı siyaset yolunda güçlü Türkiye hayalini, politikaları ve kalkınma atılımlarıyla gerçekleştirmeye çalıştı. Ülkenin daha müreffeh ve özgür haline gelmesi için durmadan çabaladı ve tarihimizde unutulmaz isimlerinden biri oldu.
Önceki Resimler için Tıklayınız
🔸 Soğuk Savaşı sürdüren kapitalist ve sosyalist ülkeler Kore Savaşı'na ilk kez sıcak temasa geçtiler. DP iktidarı döneminde 1952'de Portekiz'in başkenti Lizbon'da atılan imzalarla Türkiye NATO üyesi oldu.
🔸 Truman Doktrini ve Marshall Planı'yla ABD'den alınan yardımlar, ülkeyi ekonomik olarak rahatlatmıştı. Zamanla dünyada buhrandan ülke de etkilendi ve ekonomi kötüleşmeye başladı. Piyasadaki hareketlenmeler, sabit gelirli memurları rahatsız etmeye başladı. Üzerindeki baskıdan kurtulmak isteyen gazeteciler ve aydınlar isyana başladı. 60 Darbesi, "geliyorum" dedi.
🔸 Emir komuta zinciri, iktidar yanlısı olduğundan ihtilal Harbiye ile yapılacaktı. Tuğgeneral Cemal Madanoğlu önderliğinde harekât "inkılap" parolasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'ne mal edildi. 27 Mayıs 1961'de darbe yapıldı ama sonrasında ne yapılacağı bilinmiyordu. Kısacası, süngüyle iktidara gelenler onun üstüne oturmaya hazırlanıyorlardı.
🔸 Alparslan Türkeş'e göre Demokrat Parti liderlerinin bir süreliğine İsviçre'ye gönderilmesi siyasi istikrarın tayin edilmesi için yeterli olacaktı. Ancak DP kadrosu bir gemiye bindirilerek Yassı Ada'ya gönderildi.
🔸 Menderes, Yassı Ada'ya çıktığında takvimler 1 Haziran 1960'ı gösteriyordu. Darbenin ertesi günü Ada Komutanlığı'na Tarık Güryay atanmıştı. Yassı Adaya geldiğinde ilk işi tutuklu DP üyelerinin odalarına dinleme cihazı yerleştirmek oldu.
🔸 Celal Bayar ve Adnan Menderes tek kişilik odalara yerleştirilerek dışarıyla bağlantıları kesildi. Bu durumdan en çok etkilenen Menderes oldu. O, eşi Berrin Hanım'ın elli kelimelik mektuplarıyla teselli buluyordu. Tabi adaya gelen mektupların zarflarını ilk açanlar, kaygı ve hasret dolu satırlara ilk dokunanlar bir askeri heyetti. Bu askeri heyet DP üyelerine gönderilen mektupları denetliyordu.
🔸 Odasına ada komutanı Tarık Güryay ve çocukluk arkadaşı Ethem Menderes girdi. Mahkeme kararlarından haberi olmaksızın son görüşmesini Ethem Menderes'le gerçekleştirdi. Bu görüşmede Menderes, Serbest Fırka ve Demokrat Parti aracılığıyla halka samimiyetle hizmet etmeyi amaçladığını ancak bu girişimlerin başarısızlıkla sonuçlandığını dile getirdi.
🔸 Menderes, bundan sonra Aydın'a dönecek ve Çine Çayı'nın kenarındaki söğütlerin altında oturmanın mutluluğuyla yetinerek bir daha politikaya girmeyecekti.
🔸 Fakat Menderes, Aydın'ı bir daha göremeyecekti. Deniz Hastanesi'ne götürüleceği yalanıyla İmralı Adası'na gönderildi. Cemal Gürsel, Güryay'a telefon edip adaya gönderilmemesini emredecekti ki çoktan feribota bindirilip yola çıkılmıştı. İmralı Adası'na indirilen Menderes'in iki koluna asker girdi, sonra iki gardiyana teslim edildi. İşte o zaman hastaneye getirilmediğini anladı.
🔸 Menderes'in elleri kelepçelendi ve yakasına infaz kararı yapıştırıldı. Odasına gelen imamla baş başa kalmak istedi ama izin verilmedi. Son sözlerinde devletine ve milletine ebedi saadetler diledi. Üzerine beyaz infaz gömleği kelepçelendikten sonra elleri arkadan kelepçelendi. İmralı Cezaevi'nin bahçesinde idam edildi.
🔸 İdamından hemen önce kimselere dargın olmadığını söyleyen Menderes, yargının yargısız infazıyla 17 Mayıs 1961'de hayata gözlerini yumdu.