12 maddede aslanla gezen Cezayirli Paşa
Hasan Paşa'nın evcilleştirdiği bir aslanla birlikte dolaşmasıyla meşhur olduğunu biliyor muydunuz? Ya da gençliğinde Cezayir ocaklarına yazıldığını ve yükselerek Tlemsen Beyliği'ne getirilmesinden dolayı "Cezayirli" lakabını aldığını? Sizler için, küçük yaşta harp esiri olup tüccara satılan Cezayirli Paşa'nın hayatını derledik.
Devlet-i Âliye'nin altı asır süren ömrü boyunca öne çıkan en önemli özelliklerinden biri de, karşılaştığı problemlere geliştirdiği hızlı ve kesin çözümlerdir. Bu çözümler mali, siyasi ve askeri olabildiği gibi geniş yelpazedeki reformların hayata geçirilmesini de içerir. Sorunlara çözüm bulma yolunda isimleri öne çıkan tarihi karakterler ise kendilerinden sonraki dönemlere eserlerini miras bırakmışlardır.
Osmanlı İmparatorluğunun 18'inci yüzyılda birçok problemi vardı. Bunlardan biri de, Osmanlı donanmasına ait bir geminin Çeşme'de yakılmasıydı. Bu talihsiz gelişme imparatorluğun deniz kuvvetlerinden eksik kalmasına sebep oldu. Fakat Cezayirli Hasan Paşa'nın başarısı ile problem kısa sürede halledildi. Böylece Osmanlı donanması, kısa bir sürede ABD gemilerine karşılık verebilecek seviyeye geldi.
O dönemde ABD bağımsızlık hareketi ile İngiltere'yi bölgesinden çıkardı. Böylece bağımsız bir devlet olarak tarihteki yerini aldı ve Akdeniz sularında birtakım faaliyetlerde bulundu. Fakat Isaac Stevens'ın idaresindeki gemiye Cezayirli korsanları el koydu.
Bunun üzerine Cezayir korsanlarını cezalandırmak isteyen ve büyük beklentileri olan ABD, yeni donanması ile birlikte Akdeniz'e indi. Bu feci mağlubiyet üzerine General Washington, kongreyi toplama kararı aldı. Bu toplantıda, Cezayir'de faaliyet gösteren Türk korsanlarına karşı durmak için 700 bin dolara yakın bir paranın donanmanın inşası için gerekli olduğunu söyledi. Kongre, bu teklifi kabul etti. ABD'nin büyük bir donanma hazırlamaya girişmesi, Osmanlı'nın bir eyaleti olan Cezayir korsanlarından yediği ağır darbe sonucunda gerçekleşti.
Doğum tarihi tam olarak bilinmeyen Hasan Paşa 1713 ila 1715 arasında doğdu. Milliyeti konusunda kesin bir kaynak olmamakla beraber Kafkasyalıdır. Gençliğinde Cezayir ocaklarına yazıldı ve yükselerek Tlemsen Beyliği'ne getirilmesi dolayısıyla "Cezayirli" lakabını aldı. Evcilleştirdiği bir aslan ile birlikte dolaşması ile meşhur oldu. Efendisi Hacı Mehmet, genç Hasan'ın asabi tavırlarından sonra ve onu yanından uzaklaştırmak için azat eder. Özgürlüğüne kavuşan Hasan, Yeniçeri Ocağı'na girdi. 1738 yılında Belgrat'ın Avusturya'dan geri alınma kuşatmasına katıldı. Savaşın ardından genç yaşta, korsanlığa yöneldi. Şöhretini duyduğu Cezayir kaptanlarına doğru gitmek isteğiyle bindiği gemi, yolda bir korsan saldırısına uğrayınca yatağanını sıyırıp korsan gemisine atladı.
Bu macera, genç yeniçerinin dönüm noktası oldu. Bu yolculukta yaşadığı yoğun fırtına sonrasında genç Hasan'ın bulunduğu gemi, Avrupa bandıralı bir yük gemisiyle çarpışır. Kendi gemisinde bulunan hemen herkes korkudan kaçışırken Hasan, karşı gemiye atlar ve bu gemide bulunan silahlı 15 kişiyi tek başına yatağanıyla yere serer. Bütün bunlar yaşanırken Hasan'ın yolculuk ettiği asıl gemi, fırtınanın etkisiyle uzaklaşır. Ele geçirdiği geminin dümenine geçen Hasan, gemideki birkaç kişinin de yardımıyla Cezayir'e gelmeyi başarır. Böylece dönemin Akdeniz korsan merkezi olan Cezayir'de, tek başına gemi elde eden bu genç, ilgi odağı oldu. Ele geçirdiği gemi kendisinin olan Hasan, ilk olarak Cezayir liman reisliğine ve daha sonra Cezayir Beylerbeyi tarafından Tlemsen şehrinin sancak beyliğine getirdi.
Bir süre sonra Cezayir Beylerbeyi ile girdiği hasmane ilişki sonucunda görevinden alınır, öldürülme riski ortaya çıktı. Bunun üzerine gemisine atlayarak İstanbul'a döndü. Osmanlı donanmasına bağlı kaptanlar arasına girdi ve uzun yıllar hizmet etti. Savaş sırasında karşılaşılan tehlikeli durumlara kendine has yöntemlerle cevap vermesi onun en önemli özellikleridir.