Yeşilçam'ın görünmeyen kahramanları
Yeşilçam filmlerinin büyülü dünyasının unutulmaz sesleri, bir zamanların 'fakir ama gururlu gençleri' usta oyunculara hayat veren usta dublaj sanatçıları, Türk sinemasının yükselmesinde önemli bir pay sahibiydiler. Biz onları görmüyorduk, ama hafızalarımıza kazınan seslerinden "Ben bu sesi bir yerden hatırlıyorum…" diyerek anlıyorduk, kim olduklarını. Onlar sinemanın görünmeyen sesleri, görünmeyen kahramanlarıydı.
Giriş Tarihi: 05.01.2019
13:27
Güncelleme Tarihi: 05.01.2019
16:53
"Hatırlar mısınız, bir zamanlar fakir ama gururlu bir genç vardı"
Feleğin sillesini, hayatın cilvesini, dertlerin cümlesini bize bir çırpıda öğreten Yeşilçam sinemasından ne çok şey öğrendik. Oyunculuk, jest, mimik, bakış, duygu, hüzün…
Hem ağlatıp hem de güldürmeyi başaran Türk sinemasının sıfır noktası Yeşilçam, nasıl ki gözümüzün önünden asla gitmeyen yüzler yarattıysa, en az onlar kadar kulaklarımızda yer etmiş çok kuvvetli sesler de yarattı.
Yeşilçam'ı Yeşilçam yapan oyuncuları, onlara ses veren dublaj sanatçılarından bağımsız düşünmek mümkün değil. Bugün duysanız "Ben bu sesi bir yerden hatırlıyorum ama…" diyeceğiniz o muazzam seslerle tanışalım.
Mehmet Ali Erbil'in babası olan Sadettin Erbil, Türk sinemasının yegâne kötü adam sesi olmuştu. Meşhur kahkahaları herkes tarafından çok iyi biliniyordu. Erol Taş başta olmak üzere Bilal İnci, Ali Şen, Hayati Hamzaoğlu gibi seslere de hayat verdi. 1997'de aramızdan ayrıldı.
"Lütfücüğüm her şeyi yapıyorum da bu gözlerimden ateş çıkaramıyorum"
Başta Selvi Boylum Al Yazmalım'da Türkan Şoray'ın oynadığı Asya karakteri olmak üzere; Gülşen Bubikoğlu'ndan Müjde Ar'a, Necla Nazır'dan Itır Esen'e Türk sinemasının en önemli kadın oyuncularının farklı karakterlerine dublaj yapan Tijen Par'ın, sesine olduğu kadar yüzüne de aşinayız. Aynı zamanda oyunculuk yapan seslendirme sanatçılarının en büyük handikabı insanların, kendi seslerini bir türlü kendi yüzleriyle birlikte hayal edememeleri olsa gerek. Tijen Par'ın sesini duyduğunuzda gözünüzün önünden birden çok yüz geçer, belki en sonuncusu kendi yüzüdür.