Üç semavi din için de mukaddes sayılan Kudüs denilince aklımıza gelen ilk gelen yer Mescid-i Aksa'dır. Mescid-i Aksa, Peygamber Efendimiz tarafından Mekke ve Medine'den sonra ibadet ve ziyaret için gidilmesi tavsiye edilen üçüncü mesciddir. "Müslüman" ve "ümmet" olmanın önemini yeniden dirilten önemli bir simge olan Mescid-i Aksa, çoğu zaman Kubbet-üs Sahra ile karıştırılır. Kubbet-üs Sahra. altın rengi kubbesiyle hafızamıza çivi gibi çakılan ve Muallak Taşı'nın içinde yer aldığı mesciddir. Peki, Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra farkı nedir?
Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesidir. Peygamber Efendimiz, Mekke'deki Mescid-i Haram ve Medine'deki Mescid-i Nebevi'den sonra ibadet ve ziyaret için gidilmesi gereken üçüncü mescidin Mescid-i Aksa olduğunu buyurmuştur.
İslam âlimleri, Kur'an-ı Kerim'de el-Mescidü'l-Aksâ adıyla anılan ve çevresinin mübarek kılındığı belirtilen yerin (İsrâ, 1) Beytülmakdis olduğu konusunda ittifak halindedir. Arapçada aksâ "uzak" anlamındadır ve mabedin Mekke'ye uzaklığından dolayı bu ad verilmiştir.
Peygamber Efendimizin Miraç yolculuğuna çıkmadan önce Müslümanların kıblesi olan Mescid-i Aksâ'ya getirildiği İsrâ suresinin ilk ayetinde açıkça belirtilir. Hicretin ardından buranın kıble oluşu 16-17 ay kadar sürmüştür.
Harem-i Şerif olarak adlandırılan bu yer, Mescid-i Aksa, Kubbet-üs Sahra, Ruhlar Kuyusu, türbe, sebil gibi birçok yapıyı çevreler. 150 dönüm büyüklüğünde bir arazi üzerine dağılmış dini yapılardan oluşan kutsal bir mekândır.