Arama

Kırşehir'in değeri: Cacabey Medresesi

Anadolu Selçuklu döneminden miras kalan Kırşehir'deki Cacabey Medresesi, medeniyetimizin mihenk taşlarından biridir. Dünyadaki ilk astronomi okulu olma payesini taşıyan eşsiz yapıda uzun yıllar gökyüzünün, güneşin, ayın ve yıldızların hareketleri incelendi. Gelin, sekiz asır önce gök bilimleri medresesi olarak kullanılan Cacabey Medresesini yakından tanıyalım.

🔸 Cacabey Medresesi, Nureddin Cacabey'in 1271-1272 yılları arasında Kırşehir'de inşa ettirdiği bir medresedir. Bu medrese, Selçuklular zamanında aynı zamanda bir rasathane olarak kullanılırdı.

🔸 Medresenin eğitim dili tamamen Türkçeydi. Türk dilinin, Fars kültürü içinde erime tehlikesi altında bulunduğu bir devirde Cacabey, kurtarıcı olarak dili ayakta tutmaya çabaladı. Bu nedenle Türk tarihinde Cacabey'in önemi büyüktür. 1301 yılında Rum tekfurları ile yaptığı bir çarpışmada şehit düşen Cacabey'in türbesi medresenin yanında bulunur.

*Cacabey kimdir?

Nurettin Cibril bin Cacabey (d. 1240 İskilip - Çorum, ö. 1301), Selçuklular döneminde Keyhüsrev zamanında Kırşehir emiri olan Türk devlet adamıdır. Cacabey, küçük yaşlarında üstün yetenekleri ile devrin önde gelenlerinin dikkatini çeker. Kırşehir'de dönemin fakültesi olarak görülen Cacabey Medresesi'ni inşa ettirmiştir. Yönetim işlerinde Türkçe konuşan ve yazışmalarında Türkçe kullanan Cacabey, Cacabey Medresesi'nde de Türk dilinde eğitim verilmesini sağlamıştır.

Türkiye'nin en eski ahşap camisi: Göğceli Camii

🔸 Anadolu Selçuklu döneminden miras kalan Kırşehir Cacabey Medresesi, dini ilimler yanında pozitif bilimlerin de öğretildiği bir fakülte olarak yüzyıllarca kullanıldı. Gökyüzünün, güneşin, ayın ve yıldızların hareketlerini inceleyen bir gözlemevi olarak yıllar boyunca varlığını sürdürdü.

🔸Yapıda minare, medreseden ayrı inşa edilmiştir. Minarede uygulanan üç farklı tuğla örgü sistemi Anadolu'daki tek örnektir. Günümüzde, yapılan restorasyon çalışmaları ile cami olarak hizmet veren medresenin kubbesi açıktır ve altında su kuyusu bulunur.

🔸 Döneminde "astronomi yüksekokulu" olarak hizmet veren medrese, dünyada amacına uygun gözlemevi olarak yapılan ilk yapıttır.

🔸 Dört eyvanlı, revaklı orta avlusu kubbe ile örtülü, iki katlı, kesme taş ve tuğladan oluşan bu yapı, Anadolu'nun pek çok yerinde rastlanan "kapalı medrese" türlerinden biridir. Kare biçimine oldukça yakın olan medrese, yaklaşık 27x26 metre ebatlarındadır. Yapıya kuzey cephesinde bulunan iki renkli taştan yapılmış olan taçkapıdan girilir. Geri kalan cepheleri kesme taş kaplı olup, medresenin kıble duvarı dışarısında, yapıdan bağımsız olan 21 metre yüksekliğinde taş ve tuğladan yapılmış bir minare bulunur.

🔸Taçkapıyı oluşturan iki renkli taşlar haricinde, kapının sağ ve sol taraflarında iki niş mevcut olup, kapı açıklığını sağlayan basık kemerin ve üst kısmındaki mukarnaslı bölümün üzerinde yer alan birer tane kitabe bulunur.

🔸 Taçkapının dış köşelerinde bulunan, kaidelere oturtulmuş ve taçkapı boyunca uzanan (yaklaşık 12 m. boyunda) kıvrımlı sütunlar da oldukça dikkat çekicidir.

Mali'nin sembolü: Cenne Camii

🔸 Giriş cephesinin sol tarafında, taçkapının yanında, Cacabey'in konik bir külahı bulunan piramit çatılı türbesi mevcut olup, ön cephede de üzerinde kitabesi bulunan bir penceresi bulunur.

🔸Ön cepheden yapının arkasında kalan minare gözükür ve minarenin sol tarafında da konik bir kubbesi olan şadırvan bulunur. Ayrıca yapının ön cephesinin köşelerinde ve minarenin hizasında bulunan yan cephenin ortasında yer alan konik başlıklı rokete benzetilen sütunlar da oldukça dikkat çekicidir.

🔸 Kapıdan girince beşik tonozlu bir giriş eyvanına varılır. Burada sağ tarafta ikinci kata çıkan merdivenlere ulaşan bir açıklık bulunur. Buna karşın sol tarafı sağır duvardır. Giriş eyvanından, ortasında bir zamanlar aydınlık feneri olduğu düşünülen üstü açık bir kubbeyle örtülü avluya varılır. Bu kubbe ikisi bağımsız, ikisi duvarda olmak üzere dört ayağa oturur.

*Aydınlık feneri nedir?
Mimari yapıların tepeden gün ışığı almasını sağlamak için örtü sistemine yerleştirilen ışıklıklara denir.

🔸 Yapının rasathâne olarak kullanıldığı iddialarına delil olarak gösterilen bu kubbenin zemini, 1947 yılında uzman bir ekip tarafından kazılmış ve bu kazıda 6 metre derinlikte bir kuyu bulunmuştur. Bu kuyunun bir rasat kuyusu olabileceği düşünülmekle birlikte, diğer kapalı medreselerin avlularında da bulunan şadırvanlar için yapılan bir su kuyusu olduğu ihtimali de düşünülür.

İhtişam kokan rayiha: Gül Camii

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN