Arama

Nefis ve şeytan ne demek?

İlk insan ve ilk peygamber olan Hz. Adem'den günümüze kadar tüm insanlığın ezeli en büyük düşmanı, nefsi ve şeytandır. Nefis, herkesin içinde var olan kötü davranışlarının kaynağı olarak görülürken şeytan, kişiyi dışarıdan kuşatarak günaha sevk etmeye çalışan bir varlıktır. İkisinin ortak gayesi, inanan kimseyi Allah'tan (CC), Kur'an-ı Kerim'in ve Peygamber Efendimizin (SAV) yolundan uzaklaştırmaktır.

🔹 İnsan, beden ve nefisten yani ruhtan ibaret olan bir varlıktır. Genellikle kişinin arzularını kamçılayan nefis, kötülüğe yöneltir. Bir bakıma insanın egosudur ve hep tatmin olmak ister. Bu nedenle Müslüman, tevazu sahibi olarak nefsi üzerinde hakimiyet kurmalıdır. Salih kul, nefsine hakim olarak Allah'a (CC) yönelen insandır.

🔹 Peygamber Efendimiz (SAV) bir hadisinde akıllı ve zavallı kişileri nefis üzerinden şöyle tanımlar: "Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölümden sonrası için çalışandır. Zavallı kişi ise nefsinin her türlü arzu ve isteklerine uyan ve buna rağmen hâlâ Allah'tan iyilik temenni edendir." (Tirmizî, Sıfâtü'l-kıyâme, 25; İbn Mâce, Zühd, 31)

🔹 Hz. Yusuf'un (AS) nefis tanımlaması ise Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde geçer: "Yine de ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis, Rabbimin acıyıp koruması dışında, daima kötülüğü emreder; şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir." (Yûsuf, 12/53)

Bünyamin Topçuoğlu'nunn sesinden Yusuf suresini dinlemek için tıklayınız

Tefsiri: Müfessirlerin çoğunluğu, bu ayetlerde geçen sözlerin Hz. Yusuf'a ait olduğu görüşündedir.

Tefsirin tamamı için tıklayınız

🔹 Herkesin içinde var olan nefis, insanı arzularının esiri haline getirebileceği gibi eğitilerek terbiye de edilebilir. Bu kişinin kendi elinden gelen en mühim cihad olarak kabul edilir.

🔹 Nefis ile mücahede büyük bir azim gerektirir. Bunun için insan, sürekli iç muhasebe etmeli, nefsin isteklerine karşı kendine hakim olmalıdır.

🔹 İnsanlığın dahili düşmanı olan nefis ile ilgili Peygamber Efendimiz (SAV) şu şekilde dua ederdi:
"Ey Allah'ım! Senin rahmetini umuyorum, beni göz açıp kapayıncaya kadar (da olsa) nefsimle başbaşa bırakma. Halimi tümüyle düzelt, Senden başka ilâh yoktur." (Ebu Dâvûd , Edeb,110)

Hz. Muhammed'in (SAV) bu sözleri, nefsin insan için ne kadar büyük bir düşman olduğunu ve islah edilmesi gerektiğini açıkça ifade eder.

NEFSİN MERTEBELERİ

🔹 Eğitilebilen nefis, çeşitli mertebelere ayrılır. İmtihanları hakkıyla veren kul, zorlu süreçlerin ardından sırayla mertebelere ulaşır. Bu yolda oldukça sabırlı ve gayretli olmalı, günahlardan sakınarak güzel ahlak üzere yaşamaya özen göstermelidir.

🔹 Nefsin mertebelerinden ilki ve en aşağı olanı nefs-i emmâredir. Kötülüğü emreden nefs manasına gelir ve arzuların esiridir. Öyle ki şeytandan daha etkilidir.

🔹 Nefs-i levvâme ise pişman olan ve kendini hesaba çekebilen kimsenin ulaştığı mertebedir. Kınamak, ayıplamak manalarına gelen levm kelimesi, kulun nefsini kınayarak istiğfarda bulunmasını ifade eder.

Nefsin mertebeleri nelerdir?

🔹 Nefsin üçüncü mertebesi ise ilhama mazhar olan manasındaki nefs-i mülhemedir. Bu seviyeye gelen insan, tövbe istiğfarın ötesine geçerek günahlardan özenle sakınır ve diğer insanları iyiliğe sevk etme gayretinde olur.

🔹 Nefs-i mutmainne, Allah'ın (CC) emirlerine uyma ve yasaklarından kaçınma noktasında titizlik gösteren, hakiki imanı tadan kimsenin mertebesidir. Nefsin beşinci mertebesi olan râdiye ise Allah (CC) ile beraber olma bilincinde, hikmete ve Rabbi'nden gelen her şeye razı olarak hoşnut hale gelen nefistir.

🔹 Râdiye mertebesinin ardından nefs-ı merdıyye gelir. Merdıyye, Allah'ın (CC) kendisinden razı olduğu kimsenin ulaştığı mertebe iken nefs-i kamile veya nefs-i safiye, en yüksek mertebe olarak tanımlanır. Saf ve olgunlaşmış bir nefsi niteleyen kamile, kelime manasıyla eksiksiz ve olgun şeklinde tanımlanır. Nefsin günahlardan uzak, kalbi hastalıklardan korunmuş, düşüncesinde dahi kötülük bulunmayan seviyesidir.

ŞEYTAN

🔹 Nefis, insanın içinde var olan kötülüğe itici bir güç iken şeytan dışarıdan kuşatmaya çalışır. Ateşten yaratılan şeytan, insana musallat olup onu saptırma gayretindeki ruhani bir varlıktır. Kelime manasıyla sözlükte "uzaklaşmak, haktan ve hayırdan ayrılmak, muhalefet etmek" anlamındaki şatn veya "öfkesinden yanıp tutuşmak" manasındaki şeyt kökünden türediği ileri sürülür.

🔹 Genel ifade ile şeytan, hayırdan ve rahmetten uzaklaşmış yaratık; yanıp helake maruz kalmış varlık şeklinde açıklanabilir.

İslam'a göre cin ve şeytan

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN