Arama

İnsanın aynası: Güzel söz

Müslüman, iyi olanı temsil eden kişidir. Efendimiz (SAV) bir hadis-i şeriflerinde "Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu kişidir" buyurarak ağzımızdan çıkan kelama ve davranışlarımıza dikkat etmemizi öğütler. Güzel söz barışı tesis ettiği gibi insanın içinde barındırdığı güzelliği de topluma yansıtır.

◾ İnsan sosyal bir varlık olmasından dolayı her gün onlarca kez çevresi ile iletişime geçer. Bu minvalde ağzımızdan çıkan sözler, bizler için bağlayıcı bir hükme sahiptir.

Allah Teala güzel sözler söylememizi ve etrafımıza bu şekilde davranmamızı emreder. Resül-i Ekrem (SAV) hadis-i şeriflerinde güzel kelamın ehemmiyetine sıklıkla vurgu yapar.

◾ Ayetlerle güzel sözün önemini sizler için derledik.

İçimizdeki düşman: Riya

Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin; zira onlar kendilerinden daha iyi olabilirler. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler; çünkü alay edilenler edenlerden daha iyi olabilirler. Biriniz diğerinizi aşağılamayın, birbirinize kötü ad takmayın. İman ettikten sonra fâsıklıkla anılmak ne kötüdür! Günahlarına tövbe etmeyenler yok mu, işte zalimler onlardır.

Hucurât Suresi 11. Ayet

Hucurât Suresi 11. Ayeti okumak ve mealini dinlemek için tıklayın

Hucurât Suresi 11. Ayet Tefsiri

➡ Araştırmadan inanıp hüküm vermek, mâsum insanlar hakkında kötü kanaate sahip olmak ve kötü davranışta bulunmak, haksızlıklar karşısında pasif kalmak, hakkın yerini bulması ve adaletin gerçekleşmesi için çaba harcamamak gibi toplumda barışı, düzeni, birlik ve beraberliği, kardeşçe dayanışmayı olumsuz etkileyen davranışlardan birkaçına yukarıda geçen âyetlerde temas edilmişti. Aynı sonuçları doğuran ve öteden beri topluluklar içinde çokça görülen bazı hatalara da bu ve sonraki iki âyette, önleyici telkinlerle birlikte yer verilmiştir. İnsanları alay etmeye iten psikolojik faktörler içinde büyüklenme, kendini beğenme, karşısındakini küçük ve kusurlu görme gibi hal ve duygular da vardır.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

Allah'a çağıran, dine ve dünyaya yararlı iş yapan ve "Ben müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kim vardır?

Fussilet Suresi 33. Ayet

Fussilet Suresi 33. Ayeti okumak ve mealini dinlemek için tıklayın

Fussilet Suresi 33. Ayet Tefsiri

➡ "Allah'a çağırmak"tan maksat, tevhid inancına ve Allah'a itaate davet etmektir (Şevkânî, IV, 590). Bazı müfessirler, burada özellikle Hz. Peygamber'in övüldüğünü belirtmişlerdir. Övülenin müezzinler olduğu söylenmişse de ezan uygulamasına Medine döneminde geçildiğinden bu görüş isabetli değildir. Hz. Peygamber Allah'a davet eden ve Allah'ın iradesine uygun güzel işler yapan ilk müslüman olduğundan âyetteki övgünün öncelikle onunla ilgili olduğu muhakkaktır; ancak âyetin, Resûlullah'ın yolunu izleyerek aynı niteliklere sahip olan her müslümanı kapsadığını da kabul etmek gerekir.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

Onlar sözün güzeline yöneltilmişler ve övgüye en lâyık olan Allah'ın yoluna iletilmişlerdir.

Hac Suresi 24. Ayet

Hac Suresi 24. Ayeti okumak ve mealini dinlemek için tıklayın

Hac Suresi 24. Ayet Tefsiri

➡ Kur'an'ın birçok âyetinde olduğu gibi burada da, evrendeki zorunlu itaat yasaları uyarınca Allah'a boyun eğen varlıklara dikkat çekilmekte, insanların ise sınav ortamının icabı olarak hür iradeleriyle baş başa bırakılmaları neticesinde topyekün bir teslimiyet ve itaat içinde olmadıkları, dolayısıyla birçok insan Allah'a itaat edip kurtuluşa ererken nicelerinin de azabı hak etmiş olacağı uyarısı yapılmaktadır. Âyetlerde yer alan tasvirlerde açıkça görüldüğü üzere, dünyadakinden başka bir hayat tanımayıp inkârcılıkta direnen ve rableri hakkında çekişme içine girenlerin öteki dünyadaki âkıbetleri pek acı olacaktır.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

Yine de ona söyleyeceklerinizi yumuşak bir üslûpla söyleyin, ola ki aklını başına toplar veya içine bir korku düşer.

Tâhâ Suresi 44. Ayet

Tâhâ Suresi 44. Ayeti okumak ve mealini dinlemek için tıklayın

Tâhâ Suresi 44. Ayet Tefsiri

➡ Bu âyetlerde, başta Resûl-i Ekrem olmak üzere Allah'ın birliği inancına çağrıda bulunacak bütün tebliğ adamlarına, hangi şartlar altında olursa olsun, Allah'a olan güveni bir an bile yitirmemek gerektiği fikri, Hz. Mûsâ'nın hayatından kesitler verilerek telkin edilmektedir. Nitekim Hz. Mûsâ kendisine verilen görevin ağırlığı karşısında başarısız olmaktan endişelenmiş, ama yine rabbinin engin lutfuna sığınmıştı. Allah da ona, bu vazifeyi başarıyla yerine getirebilmesi için gönlünün ferahlatılması, zihninin açılması, işinin kolaylaştırılması, diline açıklık verilmesi ve yakınlarından bir yardımcıyla desteklenmesi hususundaki dileklerinin kabul edildiğini bildirmiş, hemen ardından da kendisinin bu günlere nasıl geldiğini hatırlatmıştır.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN