Arama

Hz. Eyyûb'un uğradığı musibetlere karşı sabrı

İnsanlar içerisinde en çok musibete uğrayanlar Allah'ın sevgili kulları olan peygamberlerdir. Belalar karşısında gösterdiği sabır ile simgeleşen Hz. Eyyub da, Kur'an'da adı geçen ve Allah'ın kendilerine ilim ve hikmet verdiği bildirilen peygamberlerdendi. O, sabrın ve şükrün sembolüydü. İşte musibetler karşısında mümine düşen görev, yaraları kemiğe dayandığı halde Eyyub peygamber gibi sabır ve metanet sahibi olmaktır.

Hz. Eyyûb aleyhisselam, Kur'an'da adı geçen, Allah'ın kendilerine ilim ve hikmet verdiği bildirilen peygamberlerdendi. O, sabrın ve şükrün sembolüydü.

📌Hz. Eyyûb'un annesi, Lut aleyhisselamın kızıydı. Babası ise, Nemrud'un Hz. İbrahim'i ateşte yakmak istediği gün hak din ile müşerref olanlardan ya da Hz. İshak'ın soyundan biri olduğu söylenir.

📌Hz. Yakup'un Liya ya da Hz. Yusuf'un oğlu Efraim'in kızı Rahme'yle evli olduğu rivayet edilir.

📌Hz. Eyyûb ile ilgili olarak kısas-ı enbiyâ kitaplarında uzun boylu, gür saçlı ve heybetli biri olduğu nakledilir. Ayrıca Şam bölgesinde yaşadığı, çok sayıda çocuğu bulunduğu, geniş bir arazisinin yanı sıra, 500 çift öküzü, dişi eşeği ve çok sayıda deve, sığır ve atı olduğu aktarılır.

Menkıbe ve hakikat: Hz. İbrahim ile Mecusi

📌Hz. Eyyûb, Yakup aleyhisselam döneminde ilâhi vahye mazhar oldu. Dini, Hz. İbrahim tevhid diniydi. Şeriatı ise Allah'ın birliğine iman ve insanların arasını düzeltmekti.

📌 Hz. Yakup ya da Hz. Yusuf ile aynı çağda yaşayan Eyyûb aleyhisselam, Allah'ın verdiği nimetlere şükreden, takva sahibi ve yoksullara karşı merhametli biriydi. Misafirlere ikram etmeyi sever, yolcuların yardımına koşardı. Öyle ki geceleri yoksul doyurmadıkça uyuyamazdı. Rivayet edilene göre hastalanmadan önce yetmiş, şifa bulduktan sonra yetmiş yıl yaşadı.

"İnsanların en çok musibete uğrayanları evvelâ peygamberlerdir, sonra derecelerine göre (veliler ve sâlihler) gelir. Kişi dinine göre bela ve imtihanlara maruz kalır. Eğer dine bağlılığı varsa, belası daha da artar. Fakat dininde gevşek yaşıyorsa ona göre musibetlerle karşılaşır. Kişiye belalar gelir, gelir de artık onun üzerinde hiçbir günah kalmaz."

(Tirmizi, Zühd 57; Ahmed b. Hanbel, I/172, 174)

📌Yüce Allah, çok sevdiği hayırlı kullarını musibetlerle imtihan eder. Belalar karşısında dirayetli olabilen, sabır ve tevekkül ile karşılayabilen kulun günahlarına kefaret olur, kalplerini aydınlatarak ve ruhlarını olgunlaştır.

📌Hadiste bildirildiği üzere, insanlar içerisinde en çok musibete uğrayanlar Allah'ın sevgili kulları olan peygamberlerdir. Belalar karşısında gösterdiği sabır ile simgeleşen peygamber ise Eyyûb aleyhisselamdı.

📌 Hz. Eyyûb başına gelen hastalıklara, bütün varlığını kaybetmesine tevekkül ile yaklaştı. Enes b. Mâlik'ten nakledilen bir hadise göre hastalığını on sekiz yıl çekti.

Fikriyat podcastte yer alan Prof. Dr. Zekeriya Güler'in
sunumuyla Hadis ve Sünneti dinlemek için tıklayın

  • 4
  • 10
HZ. EYYUB'UN UĞRADIĞI MUSİBET
HZ. EYYUB’UN UĞRADIĞI MUSİBET

📌Hz. Eyyûb'un musibete uğramasına neden olan olay hakkında çeşitli sebepler gösterilir. Bu rivayetlerden biri, Beseniye halkının zulmeden krallarının huzuruna çıktığında kendisine ağır sözler söylediği halde, Hz. Eyyüb'ün konuşmasında yumuşak davranması, zalimi işlediği zulüm hakkında uyarmamasıydı.

📌Şam'da şiddetli kuraklık yaşandığı bir dönemde Mısır Kralı Firavun, Eyyûb aleyhisselamı yanına çağırdı. Ona ve ailesine yiyecek verip barınmasını sağladı. Hz. Eyyûb, Firavun'un yanında bulunduğu sırada, Şuayb aleyhisselam gelip içeri girdi ve:

📌 "Ey Firavun! Gök halkı, yer halkı, denizler ve dağlar halkı kızınca Allah'ın da, gazaba geleceğinden korkmaz mısın?" dedi. Hz. Eyyûb susup konuşmadı. Firavun'un huzurundan çıktıklarında ise Şuayb aleyhisselam "Ey Eyyûb! Sen, Firavun'un ülkesine gittiğin için, sustun, ibtilaya (belalara) hazırlan!" dedi.

📌 Hz. Eyyûb'un bütün serveti yok oldu, evlatları öldü. Fakat bunlara rağmen Allah'a hamd edip ibadetlerine devam etti. Karşılaştığı musibetler karşısında tevekkül edip katlandı.

📌 Ardından Eyyûb peygamber hastalandı. Hastalığı o kadar şiddetliydi ki yemeği iki elini birleştirerek ağzına götürebiliyordu. Dili ağzını kalmayacak kadar şişiyordu. Yakalandığı hastalığın cüzzam ya da çiçek olduğu, on sekiz yıl devam ettiği rivayet edilir.

(Taberî-Tarih c.1,s.166, Sâlebî-Arais s.156, İbn. Esîr Kâmil c.1,s.129)

📌Hz. Eyyûb'un bu hastalığından sonra etrafında eşinden başka kimse kalmadı. Öyle ki halk, onları şehir dışına çıkardı. Bir gün hanımı kendisine:

"Allah Teâlâ'ya dua etsen de bu hastalık ve dertlerden şifa bulsan olmaz mı?" dedi. Oda; "Benim bolluk ve genişlik ve sıhhat içinde yaşadığım müddet seksen senedir. Bu hastalık ve sıkıntı müddetim, genişlik zamanlarıma erişmiş değildir. Ben Allah'tan utanırım. Bu durumdan kurtulmak için Allah'a nasıl dua ederim" buyurdu.

(İbn-i Kesir, Kısasu'l-Enbiyâ, 1, 370; Meybudî, s. 1892-1894; Bilmen, IV, 2174)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN