Gençlik ile ilgili hadisler
İnsan ömrünün en kıymetli dönemlerinden biri olan gençlik, İslam dini için de büyük önem arz eder. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de peygamberlerin gençliklerinden örnekler vererek rol model bir gençlik ortaya koyar. Bunun yanında hadis-i şeriflerde de gençler hususunda önemle durulur. İslam'ın ilk tebliğ edildiği yıllarda, gençler; dini ilk kabul edenler arasında yer almıştır. Bu sebeple Allah'ın ve Efendimizin övgü dolu ifadelerine mazhar olmuşlardır. İşte gençlik ile ilgili hadisler…
Önceki Resimler için Tıklayınız
📌 Bir genç Peygamber (asm)'a gelerek:
"Ya Resulellah! Senden beni kıyamet gününde şefaat ettiğin kimselerden biri yapmanı istiyorum!" dedi. Peygamber (asm) Efendimiz: "Kıyamet günü sana şefaat edeceğim kişilerden birisin, ancak sen de çokça secde ederek, nefsine karşı bana yardımcı ol." buyurdu.
(Taberani, Mu'cemü'l-Kebir)
📌 Yedi sınıf insan vardır ki, Allah onları hiçbir gölgenin olmadığı kıyamet gününde kendi arşının gölgesinde gölgelendirecektir:
"Adil yöneticiler, Allah'a ibadet içinde yetişen gençler, tekrar dönünceye kadar kalbi mescide bağlı olan kimseler, Allah için birbirlerini seven, Allah rızası için bir araya gelip, Allah rızası için ayrılan iki kişi, güzel ve makam sahibi bir kadın tarafından davet edildiği halde, 'Ben Allah'tan korkarım.' deyip iltifat etmeyen kimseler, sağ elinin verdiği sadakayı sol eli bilmeyecek kadar gizli veren kimseler, Allah'ı tek başına zikrederken gözlerinden yaş boşanan kimseler."
(Buhârî, Ezan, 36; Hudud, 19; Rikâk, 24; Müslim, Zekât, 91)
📌"Delikanlı! Sana bazı sözler öğreteceğim:
Allah'ın hakkını koru ki Allah da seni korusun. Allah'ın hakkını gözet ki O'nu hep yanında bulasın. Bir şey istediğinde Allah'tan iste. Yardım dilediğinde Allah'tan yardım dile. Şunu bilmelisin ki, bütün toplum (varlık âlemi) bir konuda senin yararına bir şey yapmak için bir araya gelse, ancak Allah yazmışsa sana destek verebilirler. Yine bütün toplum sana zarar vermek için bir araya gelse, ancak Allah yazmışsa sana zarar verebilirler. Zira kalemler kaldırılmış, sayfalar kurumuştur."
(Tirmizi, Sıfatu'l-Kiyame, 59)