Genç sahabilerin en fakihi: Ebu Said el Hudri
En çok hadis rivayet eden yedi sahabiden biri olan Ebu Said el Hudri, Uhud Gazvesi'ne katılmak istediğinde henüz 13 yaşındaydı. İslam tarihine genç sahabilerin en fakihi olarak geçen Ebu Said, "imam" ve "Medine müftüsü" lakaplarıyla anıldı; pek çok içtihadı ve fetvası kaynaklarda yer aldı. Onun rivayetleri, Peygamber Efendimiz ve ashab dönemine açıklık getiren söz ve yorumlar ihtiva etmesi bakımından dikkat çekicidir. Peki, Ebu Said el Hudri kimdir?
Babası Mâlik, gelişmiş olduğunu söyleyerek onun savaşa katılmasını istemesine rağmen Peygamberimiz buna izin vermedi. Mâlik bu gazvede ailesine bir gelir bırakmadan şehid düşünce annesi Ebû Saîd'i yardım talep etmek üzere Peygamberimize gönderdi.
Resûl-i Ekrem ona, istemekten sakınanı Allah'ın iffetli kılacağını, halktan bir şey beklemeden elinde olanla yetineni zengin edeceğini, sabretmek isteyene de sabır vereceğini söyledi. O günden sonra Ebû Saîd kimseden bir şey talep etmedi.
Ebû Saîd, vefatından bir süre önce oğlu Abdurrahman'ı Cennetü'l-bakî'a götürerek öldüğü zaman gömülmeyi istediği uzak bir köşeyi gösterdi; üzerine türbe yapılmamasını, arkasından yas tutulmamasını vasiyet etti. 693 yılında Medine'de vefat etti ve istediği yere gömüldü.
Diğer bazı sahâbîler gibi Ebû Saîd el-Hudrî'nin de İstanbul'da Kariye Camii yakınında bir makam-kabri bulunur. İstanbul'un kuşatılması sırasında şehid düştüğü ve buradaki türbede medfun olduğuna dair çeşitli eserlerde kaydedilen bilginin ise gerçekle ilgisi yoktur.
Ebû Saîd, Resûl-i Ekrem'den başka Hz. Ebû Bekir ve Ömer gibi önde gelen sahâbîlerden hadis rivayet etmiş, kendisinden de Abdullah bin Ömer, Câbir bin Abdullah, Enes bin Mâlik gibi sahâbîler, oğulları Âmir ve Abdurrahman, karısı Zeyneb bint Kâ'b bin Ucre ile Ebû Seleme bin Abdurrahman, İbn Ömer'in âzatlısı Nâfi', Saîd bin Müseyyeb, Atâ bin Yesâr, Saîd bin Cübeyr ve Hasan-ı Basrî gibi tanınmış tâbiîler rivayette bulunmuşlardır.