Usta romancı, talihsiz hikayeci Tarık Buğra'nın öykülerinden alıntılar
Tarık Buğra deyince hepimizin aklına Küçük Ağa, Osmancık gibi romanlar geliyor değil mi? Aslında gazeteciliğin her alanında çalışan ve hayatı yazmaktan ibaret olan Buğra, edebiyat dünyasına ilk adımını şaibeli bir şekilde birinciliğinin elinden alındığı öykü yarışması ile atmıştır. Derinlik ve tema açısından romanlarını aratmayan üslubu, insanın hallerine dair tespitleri ve şiir gibi Türkçesiyle Buğra'nın hikâyeleri, edebiyatımızda önemli bir yer tutmuştur. Hak ettiği değeri yayımlandığı yıllarda göremeyen bu hikâyelerle tanışmanız için ilham verici satırları sizler için derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Mevcut olan sadece mazidir, bizim olan sadece mazidir; çünkü biz hatırlıyor ve onu sonradan istediğimiz gibi yoğurarak malımız yapabiliyoruz.. Ve artık onu bizden hiçbir şey söküp alamıyor, kaderi yalnız bize tabi kalıyor.
(Tarık Buğra, Sihirli Ayna)
🔹🔹
Sağlık sorunları nedeniyle emekliye ayrılan Buğra, 13 Mayıs 1976 tarihinde "Son Merhaba" başlıklı yazısıyla okuyucularına veda eder.
Sustu.. Çenesinden tutarak yüzünü bana doğru çevirdim: Bu yüz, radyo lambasının zayıf turuncu ışığında belli belirsiz çok eski bir rüyada görülen bir yüzün hatırası gibi görünüyordu... Ben bu rüyayı on yedi yaşımda iken görmüş ve onu senelerce şehir şehir, sokak sokak aramış ve daha ilk karşılaşmamızda, göğsüm daralarak: "İşte bu odur!" demiştim.
(Tarık Buğra, Buhran)
🔹🔹
Sanatın toplumdaki değiştirici gücünün farkında olan Tarık Buğra'nın eserlerindeki temel problem; insanı, değerleri ve sahip olduğu güçleri fark etmeye davet etmektir. Bu sebeple kişiyi bir varoluş macerası içerisinde sunan yazar, bu macerada etkin rol oynayan yönlendirici güçler üzerinde ayrıntılı olarak durur.
En büyük saadet en az sürendir, daha doğrusu saadet sadece bir andır; onu kuvvetli olan ebedileştirir, zayıflar ise bölmek, günlere, aylara serpe serpe eritmek ondan kurtulmak isterler. Bugün bizim değil mi? Bugünü hangi kuvvet bizden söküp alabilir?
(Tarık Buğra Sihirli Ayna)
🔹🔹
Edebiyata hikâye yazarlığıyla başlayan Buğra, bazı hikâyelerde ileride kaleme alacağı romanlarının temellerini oluşturur. Hikâyelerinde durum ağırlıklı bir anlatımı tercih ederken, romanlarında işlediği olayları daha derin bir şekilde ele alır.
Ben Ahmet Rasim, İstanbul Mektupçusu
Kaynakça:
Tarık Buğra, Bütün Hikayeleri, Oğlumuz/Yarın Diye Bir Şey Yoktur, İletişim Yayınları, İstanbul,2019
Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü (TEİS),Tarık Buğra, Prof. Dr. Ebru Burcu Yılmaz