Arama

Sait Faik ilk öyküsünü nasıl yazdı?

Edebiyatımızın önemli yazarlarından biri olan Sait Faik, hiçbir akımdan etkilenmediği için kökü kendinde olan yazar, gözlemci balıkçı, sorunlu avare, anadan doğma çevreci gibi lakaplarla anıldı. Reşat Nuri Güntekin ise onu "Türkçeyi en güzel yazanlardan biri idi… Yaşadığı zaman ve muhitin, geniş bir köşesini erişilmesi güç bir kolaylıkla anlatmasını bilmiş bir yazardı." olarak tanımlardı. Peki, Sait Faik ilk öyküsünü nasıl yazdı?

  • 2
  • 9
BİR ÖDEVLE BAŞLAYAN YAZARLIK SERÜVENİ
BİR ÖDEVLE BAŞLAYAN YAZARLIK SERÜVENİ

Sait Faik, ilk hikâyesini de işte sürgün olarak gönderildiği Bursa Lisesi'nde yazdı. İpekli Mendil adlı bu ilk hikâyenin öyküsünü yazar şöyle anlatır:

"Bursa Lisesi'nde onuncu sınıftaydım, edebiyat hocamız bir vazife yazmamızı istedi. Ben İpekli Mendil isimli bir hikâye yazıp verdim. Ertesi ders hoca bu hikâyeyi tüm sınıfa okuttu. Neden okutuyordu bir türlü anlamamıştım. Meğerse hikâyeyi çok beğenmiş, sonra beni yanına çağırıp; eğer böyle yazmakta devam edersen iyi hikâye yazabileceksin sen, demişti. İşte ilk bu şekilde yazmaya başladım. Hocam bana daima cesaret veriyordu. İkinci olarak Zemberek'i yazdım."

Sait Faik'in hikâyeye ilk adımını atmasını sağlayan edebiyat hocası ise Mustafa Mümtaz Eyin'di.

"Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardı."

İpekli Mendil hikâyesi çok trajik şekilde sona erer. Ölen çocuğun avucu açıldığında birden fışkıran ipek mendili tasvir eder Sait Faik: "Ölmek üzereydi. Sımsıkı kapalı yumruğunu kapıcı açtı. Bu avucun içinden bir ipekli mendil su gibi fışkırdı. Ya… İyi, halis ipekli mendiller hep böyledir. Avucunun içinde istediğin kadar sıkar, buruşturursun; sonra avuç açıldı mı, insanın elinden su gibi fışkırır."

Sait Faik'in hayatında deniz ve adanın önemli bir yeri vardı. Denizle ilk defa babasının işi nedeniyle Karamürsel'e taşınmalarıyla tanıştı. 1938 yılında ise Burgazada'da satın aldığı köşkle burada yaşamaya başladı. Eserlerinde de en çok kullandığı kelimelerden biri oldu. 112 kez kullandı 'ada' kelimesini eserinde.

"Çocukluğumdan beri haritaya ne zaman baksam gözüm hemen bir ada arar; şehir, vilayet, havali isimlerinden hemen mavi sahile kayar… Robenson Kruzoe'yu okumuşumdur herhalde; unuttum gitti. Onun zoruyla mavi boyaların üstünde bir garip ada ismi okuyunca hülyaya daldığımı sanmıyorum. Romanlar yüzünden adaları sevdiğimi pek ummuyorum ama belki de o yüzdendir. Haritada ada görmeyeyim, içimdeki dostluklar, sevgiler, bir karıncalanmadır başlayıverir. Hemen gözlerimin içine bakan bir köpek, hemen az konuşan, hareketleri ağır, elleri çabuk, abalar giymiş bir balıkçı, yırtık bir muşamba kokusuyla beraber küpeşte tahtaları kararmış, boyası atmış, ağır ve kaba bir sandal, sandalın peşini bırakmayan bir kuş, ağ, balık, pul, sahilde harikulade güzel çocuklar, namuslu kulübeler, kırlangıç ve dülger balığı haşlaması, kereviz kokusu, buğusu tüten kara bir tencere, ufukları dar sisli bir deniz…" Haritada Bir Nokta, Son Kuşlar

  • 5
  • 9
YAZARLIKTA NASIL KARAR KILDI?
YAZARLIKTA NASIL KARAR KILDI?

"Doğru, yalnız hayalle geçiniyorum; ben yalnız hayal kuruyorum..."

Öğrencilikle arası iyi olmayan Sait Faik, mezun olduktan sonra birçok işe girse de uzun soluklu çalışamadı. Türkçe öğretmenliği, zahire alım satımı yaptığı dükkânda tüccarlık, muhabirlik dâhil birçok meslekte görev yapan yazar, hiçbirinde dikiş tutturamaz.

Sait Faik, yurtdışına çıkacağı bir zaman pasaporttaki meslek hanesine "yazıcı" yazdırmak istedi. Fakat herhangi bir belgesi olmadığı için memurları ikna edemedi. Bir sonraki seyahatinde arkadaşının gayreti ile "muharrir" notu düştüler mesleğine. Bu da ziyadesiyle memnun etti Sait Faik'i. Bu olaydan sonra da kendi mesleğini yazarlık olarak belirledi.

"Söz vermiştim kendi kendime. Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da bir hırstan başka ne idi? Burada, namuslu insanların arasında, sakin ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye. Kalem, kâğıt aldım. Oturdum. Adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkarttım. Kalemi yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım..."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN