Arama

Bir dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

Türk düşünce hayatında fikirleri ve eserleriyle derin izler bırakan büyük şair Necip Fazıl Kısakürek, yaşamı boyunca çok sayıda esere imza attı. "Kaldırımlar", "Çile", "Reis Bey" ve "Bir Adam Yaratmak"ın da aralarında bulunduğu yüze yakın eseri kültür dünyamıza kazandıran şair, Türk edebiyat tarihinde Baki'den sonra ikinci "Sultanu'ş Şuara" ünvanına sahipti. Şiir, roman, deneme, oyun yazarlığı yapan ve "Üstad" olarak anılan Kısakürek, yazdıkları ile uzun yıllar farklı kuşaklara etki etti.

  • 4
  • 14
Necip Kısakürek
Necip Kısakürek

"Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım."

"Yaprak ağaçtan sıkılmıştı, sonbahar bahaneydi."

🔹🔹

◼ İstanbul'a döndüğünde bohem yaşantısına devam etti. 1925'te ilk şiir kitabı Örümcek Ağı'nı yayımladı. O yıllarda yeni bir meslek olan bankacılık alanında çalıştı. Büyük ilgi ve hayranlık uyandıran "Kaldırımlar" şiirini 1928 yılında yayımladı. 1929 yazının sonlarına doğru Ankara'ya gitti. Ankara'da Türkiye İş Bankası'nda "Umum Muhasebe Şefi" olarak çalışmaya başladı. Burada 9 yıl boyunca çalışmaya devam etti ve müfettişliğe kadar yükseldi. Ankara'daki yaşamı sırasında siyasal elit ve aydınlar ile yakın ilişki kurdu, Falih Rıfkı ve Yakup Kadri ile sürekli vakit geçirdi.

◼ 1931-1933 arasında askerlik yaptı. Askerlikten Ankara'ya dönünce üçüncü şiir kitabı "Ben ve Ötesi"ni çıkardı. Bu kitap sayesinde ünü zirveye ulaştı. Dergilerdeki hikâye yazılarını "Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil" adlı kitapta topladı. Bu dönemlerde kumar bağımlılığı da devam etti. Kumar sebebiyle arkadaşı Eşref Şefik Bey hastalandığında ilaç alması için verdiği parayı kumarda kaybedip eve sabah eli boş döndüğü de oldu.

Necip Fazıl şiir yazmaya nasıl başladı? Necip Fazıl Kısakürek'in şiir serüveni...

"Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere, ayağım takılıyor yerdeki gölgelere."

"İsterseniz hayat aşını verin; sayılı nimetler bal olsa yemem!"

🔹🔹

◼ Necip Fazıl, 1943 yılında Büyük Doğu dergisinin yayımlanması başlamasıyla artık kendi siyasi tavrını net bir şekilde ortaya koymaya başladı. Başlangıçta birçok ünlü ismin yazıları dergide yer aldı. Daha sonra Necip Fazıl takma adlarıyla sadece kendi yazılarını yayımladı.

◼ Dergi, 1943 yılının sonlarında rejimi beğenmemek gerekçesiyle ilk kez kapatıldı. Dergi, Şubat'ta tekrar yayımlandı ancak "rejime itaatsizliği teşvik" suçlamasıyla Mayıs 1944'te Bakanlar Kurulu kararıyla kapatıldı. Necip Fazıl, ikinci defa ikinci askerliğe sevk edilerek Eğirdir'e sürüldü. Birkaç ay sonra döndüğünde dergiyi tekrar yayımlamaya başladı. Daha çok dini içerikler yazdı ve "Adıdeğmez" lakabını kullandı. Dergi birkaç kez daha kapatıldı ve bu dönemde radikalleşen Necip Fazıl, Tan baskını sırasında Vakit Yurdu denilen binanın penceresinden olayları izledi ve kendisine sevgi gösterisi yaparak binanın önünden geçen gençleri alkışladı.

Necip Fazıl'ın şahitliği

"Her ağızda, her telde fanilik diriltisi, sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı…"

"Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa unutulursun."

🔹🔹

◼ 1958 yılında At'a Senfoni adlı bir eser kaleme aldı. Necip Fazıl 1960 darbesinden sonra 6 Haziran'da evinden alındı ve 4,5 ay Balmumcu Garnizonu'nda tutuldu. "Basın Affı" nedeniyle tahliye edilse de Atatürk'e hakaret suçu içerdiği iddia edilen bir yazısı nedeniyle mahkûmiyet kararı o Balmumcu'da iken kesinleştiği için, tahliye edildiği gün tekrar tutuklandı ve Toptaşı Cezaevi'ne sevk edildi. 1 yıl 65 günlük cezayı doldurduktan sonra 18 Aralık 1961'de serbest kaldı.

◼ Serbest kaldıktan sonra gazetelerde yazarlığa başladı. Yeni İstiklal ve Son Posta isimli gazetelerde yazılarını yayımladı. 1973 yılında Hacca gitti. O yıl oğlu Mehmet'e "Büyük Doğu Yayınevi"ni kurdurdu. Daha sonra yine dergi hayatına atıldı. 1980 yılında Rapor ve Son Devre: Büyük Doğu isimli dergileri sırasıyla çıkardı. "Şairler Sultanı" ve "Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu" eserleriyle 1980 yılında Yılın Fikir ve Sanat Adamı seçildi.

◼ Eserleri ile ünlenmeye devam eden usta edebiyatçı "Bir Adam Yaratmak" adlı piyesindeki olay örgüsü ve diyalogların derinliği bakımından büyük ilgi gördü ve Türk Shakespeare olarak anılmaya başladı. "İman ve İslâm Atlası" adlı eserini yazmak için 1981 yılında Erenköy'deki evinde odasına kapandı. Yeni bir parti kurmak üzere bulunan Turgut Özal'ı sık sık odasına kabul etti, tavsiyelerde bulundu.

25 Mayıs 1983'te evinde hayatını kaybetti. Cenazesi, Eyüp Sultan Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Necip Fazıl Kısakürek'in hayatı 7/24 Dinle'de!

"Ne görsem ötesinde hasret çektiğim diyar. Kavuşmak nasıl olmaz mademki ayrılık var."

🔷🔷

◼ Necip Fazıl'ın şiire başlamasının en büyük sebebi, annesinin ölüm döşeğindeki son dileğiydi. Annesi ondan şair olmasını istedi. Üstad zamanında buna dair anısını şu cümlelerle ifade etti:

"Annem hastanedeydi. Ziyaretine gitmiştim. Beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı, küçük ve eski bir defter… Bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde… Haberi veren annem, bir an gözlerimin içini tarayıp:

-Senin dedi şair olmanı ne kadar isterdim…

Annemin dileği bana, içimde besleyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Varlık hikmetinin ta kendisi… Gözlerim hastane odasının penceresinde, savrulan kar ve ulayan rüzgara karşı, içimden kararı verdim: -Şair olacağım! Ve oldum."

Necip Fazıl Kısakürek'ten 22 alıntı ile O ve Ben

"Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım; nihayet döne döne aynı noktaya vardım."

"Ölecek miyim, tam da söyleyecek çağımda, söylenmedik cümlenin hasreti dudağımda."

🔹🔹

◼ Necip Fazıl hayata olan bakış açısının tamamen değişmesiyle edebi içeriklerinin temalarını da değiştirdi. Yazı ve şiirlerinde bireyin yalnızlığı, ölüm, özlem gibi konuları işlerken yeni bakış açısıyla tasavvufi konuları merkeze almaya başladı. Şiiri "Allah'ı arama yolunda" bir uğraş olarak görmeye başladı. Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Sıtkı Tarancı gibi isimlerin şairliğinde etkili oldu. Fakat bir süre sonra şiirden uzaklaştı. Garip Akımı'nın çıkmasıyla da şiir yazmayı iyice bıraktı.

Yedi güzel adamın fikirlerinin oluşmasında en etkili isim Necip Fazıl'dı. Üstadlar sadece yazıları ve eserleriyle değil yetiştirdikleri insanlarla da anıldı. Necip Fazıl da kendi bilgilerini 7 güzel adam olarak anılan Cahit Zarifoğlu, Mehmet Akif İnan, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Ali Kutlay, Nuri Pakdil ve Alâeddin Özdenören'e aktardı. Bugün yedi güzel adamdan bahsedebiliyorsak bunun en büyük sebebi Necip Fazıl'dı.

◼Üstad Necip Fazıl 7 güzel adamın meyvesini hayattayken gördü ve onlardan bi yazsında şu şekilde bahsetti:

"Bizimkiler! Fikirde, sanatta, politikada ve aksiyonda onları kısa bir muayeneden geçirelim. Aralarında oluşlarını büyük Doğu'ya bağlayabileceğimiz fikir adamı ve sanatçılar; Nuri Pakdil, Sezai Karakoç, Mehmet Akif İnan, Erdem Beyazıt, Rasim Özdenören…" Üstadın takdimi ile yedi güzel adam fikir adamı ve sanatçıdır ve bu adamlar bu payeyi aldıklarında 40 yaşlarındaydı.

Necip Fazıl Kısakürek'in en sevilen 10 şiiri

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN