Doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Leyla Hanım İstanbul'da Kazasker Moralızâde Hâmid Efendi'nin kızı olarak dünyaya geldi. Leylâ Hanım kültürünü içinde bulunduğu münevver aile çevresinden alarak yetişti. Genç yaşta evlenmişse de geçinemediği kocasından çok kısa bir sürede ayrıldı. Hassas ve ince yaratılışta, hür düşünceli bir kadın olması dolayısıyla evliliği sürdüremediği söylentiler arasındaydı.
Saray şairleri içinde yer alan Leyla Hanım, 2. Mahmud ve Esma Sultan'a kasideler sunmuş ve ardından kendisine maaş bağlanmıştı. Sarayla ilgisinin sürdüğünü gösteren tarih manzumeleri arasında hükümdarın kızlarının doğumu hakkında, Fatma ve Münîre sultanların düğünleriyle Şehzade Abdülmecid ve Abdülaziz'in sünnetlerini tebrik eden kıtaları göze çarpıyordu.
Hayatının son yıllarında Mısır'da divanı basılan Leylâ Hanım İstanbul'da öldü ve Mevleviliğe bağlılığı dolayısıyla Galata Mevlevîhânesi'nin bahçesindeki kabristana gömüldü. Döneminin şairlerinden Şeref Hanım, "Adne aldı gitti Leylâ Hanım'ı Kays-i ecel" mısraını ölümü için tarih düşürdü.
Edebi kişiliği
Leyla Hanım'ın şiirlerinden Mevleviliğe olan bağlılığından sebep tasavvufi bir çizgi görülür. Şiirlerinde çağının en büyük Mevlevî şairi Şeyh Galib'in etkisi görülür. Rind edalı bir şair olan Leylâ Hanım'ın şiirlerinde beşeri aşk ağır basar. Mürettep divanındaki gazelleri oldukça sade olan Leylâ Hanım duygularını mümkün olduğu ölçüde yalın bir anlatımla ifade etmiş, lafız oyunlarına, edebî sanatlara fazla itibar göstermemiştir. Şiirlerinde yeni ve farklı söyleyişler bulunmayıp daha önceki şairlerin yolunda giderek onları tekrarlamış, geleneğe uyup eski ve yeni şairlere nazîreler söylemiş, bazı tahmisler yapmıştır.
Leyla Hanım, asıl şöhretini şarkılarına ve lirizm yüklü gazellerine borçludur.
Bir sencileyin dil-ber-i ra'nâ bulunur mu
Bir bencileyin âşık-ı şeydâ bulunur mu
Sencileyin: Senin gibi
Dilber-i rana: Güzel sevgili
Bencileyin: Benim gibi
Senin gibi güzel bir sevgili, benim gibi çılgınca seven bir âşık var mıdır?
Uşşâk-ı belâ-keşlere âyine ne hâcet
Sînen gibi mir'at-ı mücellâ bulunur mu
Uşşak: Aşıklar
Bela-keş:Aşk derdiyle kıvranan
Ayine: Ayna
Hacet: Gerek
Sine: Göğüs
Mir'at-ı Mücella: Parlak ayna
Senin parlak bir aynaya benzeyen göğsün dururken, aşk derdiyle kıvranan âşıkların aynaya ihtiyacı olur mu?
Divan sahibi ilk kadın şair: Mihri Hatun ve şiirlerinden seçmeler